BBC Türkçe'nin çevirisine göre, Avrupa Komisyonu'nun raporda ‘temkinli' bir dil tercih ettiğini belirten Cockburn, bu tutumun Türkiye hükümetini ‘gücendirmemek' kaygısıyla bağlantılı olduğunu savundu.
‘Yumruklar sıyırılıyor'
Cockburn, olası bir AB-Türkiye işbirliğine dair şu tespitlerde bulundu: “Türkiye'nin AB üyeliği için müzakereler yıllarca durgunken, bu yıl Türkiye ile işbirliği ihtiyacı arttı çünkü ülkede, çoğu Yunanistan ve Balkan ülkeleri üzerinden AB'ye gitmekte olan 2.2 milyon Suriyeli mülteci var. AB, Türklere vize kolaylığı ve mali yardım ile AB üyelik müzakerelerinin hızlandırılması karşılığında, Türkiye'den daha fazla mülteciyi barındırmasını talep ediyor.”
Türkiye'nin raporda insan hakları, yargı bağımsızlığı ve medyaya yönelik baskıyla ilgili eleştirileri dikkate almayacağını düşündüğünü ifade eden Cockburn, “AKP, Televizyon kanallarını ve basını neredeyse tamamen kontrol ediyor. Türk hükümetinin, AB'nin iç politikaya yönelik eleştirileri ciddiye alması çok olası değil. Yumruklar sıyırılıyor” diye yazdı.
‘Savaşın bahanesi Suruç katliamı'
“Yargı, hükümetin istediklerini yapıyor. AK Parti, iktidara geldiği 2002'den bu yana yargı, ordu ve medyanın kontrolünü günden güne eline geçirdi” diyen Cockburn, Suruç'ta en 32 kişinin öldüğü katliamı AKP'nin PKK'ya yeniden savaş açmak için bir vesile olarak kullandığını savunarak, “Artan şiddet ve güvensizlik hali, AKP'nin seçmenlere kendisini istikrarın teminatı ve Türk milliyetçiliğinin partisi olarak sunmasını sağladı” yorumunu getirdi.
