Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) reform ve açılım politikasına başlamasının 40. yıldönümünde Ulusal Halk Kongresi'ne evsahipliği yapan Büyük Halk Salonu'nda düzenlenen törende Şi Cinping'den Washington'a mesaj niteliğinde bir konuşma geldi.
Reformlara devam edeceklerini, ancak tek parti sisteminden sapmayacaklarını söyleyen Çin Devlet Başkanı, hiçbir ülkeden de emir almayacaklarını belirtti.
ABD yönetimlerinin sürekli Çin'i en büyük tehdit kabul eden politikalarına atıfla 'Çin'in hiçbir ülkeye tehdit oluşturmadığını' dile getiren Şi, ama Çin'in itilip kakılmaya gelmeyeceği mesajını verdi.
Mao Zedong sonrasının en güçlü lideri, ÇKP üyelerine "Kimse Çin halkına ne yapılması gerektiği, ne yapılmaması gerektiğini söyleyecek, dayatacak pozisyonda değildir" diye hitap etti.
"Değiştirilmesi gereken ve değiştirilebilir olanları kararlılıkla reformdan geçirmeliyiz. Değiştirilmemesi gereken ve değiştirilemez olanları da kararlılıkla reformdan uzak tutmalıyız" diye devam eden Şi, Çin'in jeopolitik emelleriyle ilgili şu mesajı verdi:
"Açık dünya ekonomisi, ortak insan kaderine sahip çıkan bir topluluk inşa edilmesini, küresel yönetişim sisteminin dönüştürülmesini, hegemonizme ve güç siyasetine net şekilde karşı konulmasını aktif şekilde teşvik ediyoruz. Çin giderek daha çok dünya sahnesinin merkezine yaklaşıyor, dünya barışının yapıcısı, küresel kalkınmaya katkı yapıcı ve uluslararası düzenin kurucusu olarak tanınıyor."
Donald Trump, 20 Ocak 2017'de başkanlık koltuğuna oturmasından beri ticaret savaşı başta olmak üzere köşeye sıkıştırma politikalarını dalga dalga Çin'in üzerine salıyor. Şimdilik iki taraf 90 günlük 'ateşkes' sürecinde bulunuyor ve bu süre zarfında aralarındaki ticari sorunları çözmek için müzakere yürütüyor. Çin'in aynı zamanda borç dağı ve ekonomideki yavaşlamayla da başı dertte.
Deng Şiaoping'in 18 Aralık 1978'te başlattığı refomlar, yüz milyonlarca Çinliyi yoksulluktan kurtarırken Çin'i de dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline getirdi.