ABD ve Rusya'nın Suriye'de öngörülen iki haftalık ateşkes kararının uygulanabilmesi için Rus hava saldırılarının muhaliflerin olduğu bölgelerde durmasıyla mümkün alacak. Rusya'nın Suriye'de Beşar Esed rejimine mevzi kazandırma gayreti ateşkesin önündeki en büyük engel olarak masada duruyor.
AA muhabiri Selen Temizer'in haberine göre: ABD ve Rusya'nın açıkladığı Suriye'de "çatışmaların durdurulması anlaşması"nın hayata geçmesi Rus hava saldırılarının sonlanmasıyla mümkün olacak. Rusya muhaliflerin kontrolündeki bölgelere saldırılarını artırdı.
ABD ve Rusya'nın açıkladığı Suriye'de "çatışmaların durdurulması anlaşması"nın hayata geçmesi Rus hava saldırılarının sonlanmasıyla mümkün olacak. Bu gece yarısı yürürlüğe girecek anlaşma öncesi Rusya muhaliflerin kontrolündeki bölgelere saldırılarını artırdı.
ABD ve Rusya'nın hafta başında ilan ettiği "Suriye'de çatışmaların durdurulması anlaşması"nın bu gece 00:00'da uygulamaya geçmesi bekleniyor.
"Ateşkes" yerine "çatışmaların durdurulması" ifadesinin tercih edilmesi, ateşkes kavramının ateşkes hatlarının belirlenmesi, tarafların bu hatların gerisine çekilmesi ve askersizleştirme, ateşkesi izleme grupları gibi boyutları olmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle Münih görüşmelerinde, çatışmaların durdurulmasının daha hızlı sağlanması için taahhütlerin daha gevşek olduğu bir çerçeve tercih edildi.
Rusya'nın, Münih'te 12 Şubat'ta sağlanan uzlaşmaya rağmen "terörle mücadele" iddiasıyla muhaliflere ve sivillere yoğun hava saldırıları düzenlemesi, çabaları boşa çıkarmıştı. 12 Şubat'taki Uluslararası Suriye Destek Grubu toplantısında, 1 hafta içinde saldırların durdurulmasına karar verilmesine rağmen Rusya özellikle Türkmendağı ve Halep'in kuzeyinde saldırılarını genişletmişti. Neticede rejim güçleri ve PKK'nın Suriye uzantısı PYD, Lazkiye ile Halep'te karada ilerlemeler kaydetmişti.
Uzlaşma arayışlarının Rusya tarafından engellenmesi nedeniyle, yeni planın hayata geçip geçmeyeceği Kremlin'in tavrıyla ilişkilendiriliyor.
ABD, İngiltere, Fransa ve Türkiye yönetimleri sürecin Rusya'nın niyetine bağlı olduğunu son bir hafta içinde sık sık yineledi. Son olarak ABD Başkanı Barack Obama, dünkü açıklamasında, "Çatışmaların durdurulması anlaşması öncelikle Esed rejimi ile Rusya'nın tavrına bağlı" diyerek, "Rusya'nın askeri müdahalesi Esed rejimini güçlendirdi ve insani yıkımı daha da kötü hale getirdi" vurgusunu yaptı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da "Bu bizim beklediğimiz bir süreç. Ama bunun uygulaması daha önemli. Daha önce alınan kararlara rejim ve Rusya uymadı" ifadelerini kullanmıştı.
Cenevre ve Münih görüşmelerindeki kararlar, Suriye'de 'terörle mücadele'yi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarıyla sınırlıyor. BMGK kararları, IŞİD, Nusra Cephesi, Ceyşü'l-Muhacirin ve'l-Ensar, İzz Bin Abdüsselam ve Doğu Türkistan İslami Hareketi'ni kapsıyor.
Bu esaslar, Rusya'nın da imzacısı olduğu diplomatik metinlerde yer almasına karşın, Kremlin Suriye iç savaşının en büyük grupları olan Ahraru'ş Şam ve İslam Ordusu'nu da "terörist" kabul ettiğini bildiriyor.
Rusya, uluslararası hukukun dışına çıkarak hareket etmesi yeni süreci de sabote edebileceği endişelerine neden oluyor.
Münih kararları, ateşkes için bir "görev gücü" oluşturulması, bu ekibin BM'nin 'terör listesindeki örgütlerin' kontrolünde olan alanların belirlenmesinden sorumlu olmasını öngörüyor. Ancak ekibin kimlerden oluşacağı, görüşmeleri hangi muhaliflerle yapacağı ve rejimle istişare edecek muhaliflerin kimler olduğu netleştirilmemişti. Muhaliflerin geniş tabanlı oluşumu Müzakere Yüksek Komisyonu da dün yaptığı açıklamada Rusya'nın tarafgir ve uluslararası hukuku ihlal eden bir aktör olarak böyle bir rol üstlenmesini eleştirmişti.
Rusya'nın bir diğer amacı da çatışmaları durdurmayı amaçlayan anlaşmayı kabul etmeyen tüm muhalif grupları, BMGK kararıyla 'terör örgütü listesi'ne aldırabilmek. Moskova yönetimi uzun süredir bu konuda diplomasi yürütüyor. Anlaşmayla ilgili tutumunu henüz net olarak duyurmayan Ahraru'ş Şam bu açıdan Rusya'nın öncelikli hedefi durumunda.
Anlaşmaya uyacak muhalif gruplar ve rejimin güçlerinin bugün saat 12.00'ye kadar, Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun eşbaşkanları ABD ve Rusya'ya isim bildirmeleri gerekiyor.
Çatışmaların durması halinde sürecin sivil halk ve muhalifler için bir toparlanma dönemi olması bekleniyor.
ABD'NİN BASKISI
Anlaşmanın hayata geçmesinin ön koşulunun Rusya'nın buna uyması olduğuna vurgu yapan Amerikan yönetimi, gözdağı vermek amacıyla Rusya ve rejimin karşısına, Suriye'nin parçalanma senaryosunu koyuyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, önceki gün ve dün yaptığı açıklamalarda, Rusya ve müttefiklerinin anlaşmayı sabote etmeleri halinde ülkenin bir arada tutulmasının daha fazla mümkün olamayacağı, bu durumda B planlarını devreye sokacakları mesajını vermişti.
Bu arada, Beşşar Esed de BMGK kararlarında Haziran 2017'de yapılması öngörülen parlamento seçimlerinin 13 Nisan'da yapılacağını duyurarak, süreci zorlayan bir tutum sergiliyor. Diplomatik kaynaklar, Beşşar Esed'in son dönemde "özgüven artışıyla" dikkati çektiğine işaret ediyor. BMGK kararında yer alan 6 ayda geçiş hükümeti kurulması planını gözardı eden Esed, İspanyol El Pais gazetesine verdiği röportajda muhalifler temizlenene dek savaşmayı sürdüreceklerini ve ateşkesi düşünmediklerini ifade etmişti. Bunun üzerine Rusya'nın BM elçisi Vitaly Churkin, açıklamalarının Rusya'nın diplomatik çabalarıyla uyumlu olmadığını söyleyerek, Esed'i uyarmıştı.
TÜRKİYE'NİN UYARISI
Suriye'deki krize siyasi çözüm bulunmasını ve varılan son anlaşmayı destekleyen Türkiye'nin PYD konusundaki ikazları ise sürüyor.
PKK'nın Suriye uzantısı PYD'den dün "ateşkes"e uyacakları açıklaması gelmişti. Ancak Rusya, ABD, Esed rejimi güçleriyle konjonktürel ittifaklar yapan örgütün hareket tarzı Ankara'ya güven vermiyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu da bu durum için, "Türkiye'ye herhangi bir taraf tehdit teşkil ettiğinde, Türkiye'nin güvenliği söz konusu olduğunda bu ateşkes bizim için bağlayıcı değildir" uyarısında bulunmuştu.
RUSYA'NIN SİVİLLERE YÖNELİK SALDIRILARI ARTTI
Ateşkesin başlamasına az bir zaman kala, Rusya muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde yaşayan sivil halkı hedef alan saldırılarını sürdürüyor. Son iki günde 4'ü öğrenci 15 sivil hayatını kaybetti, 40 sivil yaralandı.
Dün Rus savaş uçaklarının Halep'in Kaptan Cebel beldesinde bir okulun yakınına saldırısı sonucunda 3 öğrenci hayatı kaybetti. Ayrıca Halep'in Mare ilçesi de 7 kez Rusya'nın misket bombalı saldırılarına maruz kaldı.
Önceki gün de İdlib'in Eriha ilçesinde pazar yerine düzenlenen Rus saldırısında en az 8 sivil öldü, 28 sivil de yaralandı. Etarib ilçesine düzenlenen saldırıda ise 4 sivil öldü, 7 sivil yaralandı. Rus savaş uçaklarının Humus'ta muhaliflerin kontrolündeki Telbise ilçesinde bir okulun yakınına saldırması sonucu da en az bir öğrenci hayatını kaybederken, aralarında öğrencilerin de bulunduğu 15 sivil yaralandı.
Uluslararası Suriye Destek Grubu, 18 Aralık'ta New York'ta toplanmış, mutabık kalınan konular, aynı gün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) oylanarak karara dönüşmüştü. Karara göre, BM ocak ayı başında Esed rejimi ile müzakereye oturacak muhaliflere davetiye gönderecekti. Eş zamanlı olarak BM, ülkede ateşkes uygulanması için IŞİD ve Nusra Cephesi dışındaki rejim ve silahlı muhaliflerle görüşecekti. Ocak ayından itibaren 6 aylık geçiş sürecinin sonunda, yani Haziran 2016'da rejim ve muhalefetin karşılıklı rızasıyla tam yetkili geçiş hükümetini kurması gerekiyor. Bundan sonra yeni hükümet anayasa reformunu hazırlayacak. 12 ay sonra, Haziran 2017'de de ülkede genel seçimler düzenlenecek.