Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) tarafından Ocak 2016'da hazırlanan raporda, PYD/PKK'nın yerleşim yerlerine girerek buraları yağmaladıkları, Kürt nüfusun olmadığı yerlerde etnik temizlik yaptıkları, evlerin yakılıp yıkıldığı ve insanların göçe zorlandığı belirtildi.
SAVAŞ SUÇU
Çoğunluğu Arap, on binlerce insanın PYD/PKK tarafından yerinden edildiği, düzinelerce köyün yıkıldığına dikkatin çekildiği raporda, tüm bu eylemlerin, Roma Sözleşmesi'nin 8. maddesi gereğince savaş suçu ve insanlığa karşı suç olduğu, yerleşik uluslararası insan hakları hukukunun ihlali anlamına geldiğinin altı çizildi.
YERLEŞİM YERLERİNİ YOK ETTİ
Raporda, 9 yerleşim yerinin tamamının yıkıldığı ve sakinlerinin yerinden edildiği belirtilirken, 19 köyün ise parçalı olarak ortadan kaldırıldığı, istenmeyen kişilerin de buralardan sürgün edildiğine yer verildi. Bunun yanı sıra, PYD/PK'nın ele geçirdiği köylerde, etnik temizlik yapmak maksadıyla tehdit ve şiddet yoluyla Kürt olmayan nüfusu, yerlerinden ettiği vurgulandı.
SNHR raporuna göre, en az 49 yerleşim yerinden on binlerce insan sürgün edildi. Raporda, sürgün edilenlerin de açıklamaları yer aldı.
ARAPLAR SÜRGÜN EDİLDİ
PYD/PKK'nın, 26 Mayıs 2015'te, Haseke'nin güneyindeki 26 köyde yaşayanlara buraları boşaltmaları için 24 saat verdiği, Araplara yönelik saldırgan tutum içerisinde bulunduğu, sözde Kürdistan'da Araplara ve Türkmenlere yer olmadığı söylenerek birçok evin teröristlerce yakıldığı da rapora yansıdı.
TÜRKMENLERE KEYFİ TUTUKLAMA VE İŞKENCE
Raporda, Türkmen ailelerin keyfi tutuklamalar ve çeşitli işkencelerle yerlerinden edildiği de yer aldı.
HRİSTİYANLARIN EVLERİNE EL KOYDU
Bununla birlikte Dünya Süryani Konseyinin internet sitesinden, Eddie Gabora Hanna isimli bir kişinin Kamışlı'da çektiği videoya yer verildi. PKK/PYD/YPG'nin Hristiyanların evlerine el koyduğu, Hristiyanlara ait binalara "Kamışlı Yönetim Konseyi tarafından el koyulmuştur" yazılarıyla da açıkça görüldü. Konseyin internet sitesindeki açıklamasında, örgütün Kürtlerin yerel ve çoğunluk olmadığı bir coğrafyada, demokrasi ile özgürlük gibi kavramları kullanarak açıkça insan hakları ihlali yaptığı vurgulandı.
HRİSTİYAN ALEMİ BİLDİRİ YAYINLAMIŞTI
Süryani Ortodoks Kilisesi, Ermeni Apostolik Kilisesi, Cezire ve Fırat Ermeni Kilisesi Önderliği, Kamışlı'daki Suriye Keldani Kilisesi, Süryani Doğu Kilisesi, Kadim Süryani Doğu Kilisesi, Süryani Katolik Kilisesi, Süryani Ortodoks Sivil Barış Komitesi, Ulusal Evanjelik Kilisesi, Süryani Demokratik Organizasyonu, Arami Özgür Parti, Süryani Kırsal Tarım Arazileri Komitesi, Hristiyan Kent Birliği, Suriye Ana Gençlik Derneği, Ulusal Uzlaşma Gençlik Enstitüsü, Suriyeli Hristiyan Gençliği Merkezi tarafından 2015'in Kasım ayında örgütün eylemlerine ilişkin bir bildiri yayınlandı.
PYD/PKK'nın insan haklarını ihlal etmesi, özel mülkleri gasp etmesi, azınlık unsurlarını zorla silah altına alması, vergi adı altında haraç talep etmesi ve okul müfredatlarına müdahale etmesi söz konusu bildirinin ana noktalarını oluşturdu.
KÖY YIKIMLARI UYDU GÖRÜNTÜLERİYLE ORTAYA KONDU
Uluslararası Af Örgütü de Ekim 2015'te görgü tanıklarının ifadeleri, uydu görüntüleri ve uzman gözlemlerine dayanarak "Gidecek Başka Yerimiz Yok" (We Had Nowhere Else to Go) başlıklı bir rapor yayımladı. Tel Hamis kırsalında yer alan Arapların yaşadığı Hüseyniye köyünde yapılan incelemeler ve yıkım sonrası geride kalan köylülerle gerçekleştirilen görüşmeler rapora yansıtıldı. Köyün, Haziran 2014 ve Haziran 2015 tarihlerindeki durumları uydu fotoğraflarıyla karşılaştırmalı olarak aktarılan raporda, 225 binalık köyde bir sene içinde yaşanan yüzde 94 yıkımın bulunduğu ve sadece 14 binanın ayakta kaldığı tespiti aktarıldı. Rapordaki bir tanık ifadesine göre, 22 Temmuz 2015'te Suluk'un 35 kilometre güneyinde, DEAŞ kontrolündeki en yakın alana 17 kilometre mesafedeki Asaylem köyüne gelen PYD/PKK trafından, köylülere güvenlik sebebiyle köyü boşaltılmalarını ve üç gün sonra geri dönebileceklerini söyledi. Belirlenen zaman sonrasında geri dönen insanlar, 103 evin 100'nün yıkıldığını gördü. PYD/PK'nın, el-Ghbein, el-Maghat, Rneen, MelaBerho, Abdi Koy, Tel Diyab, Suluk ve Hammam el Türkmen köy ve kasabalarında yaşayanları da tehdit ederek bu bölgeleri boşaltması raporda anlatıldı. Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda, bahsi geçen zorla yerinden etme örneklerinin savaş suçu teşkil ettiği görüşü ifade edildi.
KADIN ve ÇOCUKLARA YÖNELİK ŞİDDET RAPORLARDA
PYD/PKK'nın Suriye'de işgal ettiği bölgelerde hakimiyetini korumak, kendisine karşı çıkan halkı sindirmek ve eleman kazanmak maksadıyla kadınlara ve çocuklara karşı şiddete sıkça başvurduğu raporlarda yer buldu. PYD/PKK'nın bu uygulamaları, SNHR'nin Ocak 2016'daki raporunda yayımlandı. 42 kadının 2011-2016 yılları arasında PYD/PKK tarafından öldürüldüğünü belgeleyen SNHR, bu kadınlardan Halep'e bağlı Say Ghoul köyünde yaşayan Nabiya El Salah'ın, 14 Ağustos 2015'te PYD/PKK tarafından Rakka-Tel Abyad yolunda üç kurşunla vurulduğunu rapor etti. Tarfa Halil el Hasud isimli 58 yaşındaki kadının, kocasını öldüren PYD/PKK'lılardan saklanmaya çalışırken kendi evinin ahırında öldürüldüğü belirtilen raporda, PYD/PKK'nın, 2014 Ocak-2015 Ekim arasında Haseke, Kamışlı, Afrin gibi bölgelerde "zorunlu askerlik" adı altında 88 kadını alıkoyduğu belirtildi.
3 YAŞINDAKİ ÇOCUK KESKİN NİŞANCI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ
SNHR'nin raporunda, PYD/PKK tarafından 2011-2015 yılları arasında 51 çocuğun öldürüldüğü ve 111 çocuğun alıkonduğu belgelendi. Haytham İsa el Şimali'nin, 23 Mayıs 2015'te henüz üç yaşındayken Ebu el Şakhat kasabasında PYD/PKK'lı keskin nişancılar tarafından vurularak katledilmesi de raporda öne çıkan örneklerden oldu. Ayrıca, Ali Ahmed el Ahmed'in, 21 Haziran 2015'de kendisini yakalamaya çalışan PYD/PKK tarafından kaçarken vurularak öldürüldüğü de aktarıldı.
Amude kasabasında, 27 Haziran 2013'te gerçekleştirilen gösteriye ateş açan PYD/PKK tarafından, kalabalığın arasındaki iki çocuğu öldürdüğü ifade edilen raporda, Haseke'ye bağlı Şarmuk köyünde yaşayan 16 yaşındaki Cuma el Abuş'un 12 Aralık 2014'te PYD/PKK tarafından evinde yakalanarak alıkonulduğu, beş gün sonra ise Cuma'nın ailesinin oğulların cesedini, PYD/PKK tarafından kontrol noktasının yanında işkence edilmiş vaziyette bulduğu kaydedildi.