Çin hükümeti, Uygurların DNA'larını ve kan örneklerini alarak yüz oluşturma sistemi kuruyor. Bu sistemle “kaçaklar” yakalanabilecek ve şüpheli görülen kişiler hedef alınabilecek.
Yeni Şafak'tan Zyenep Gül'e konuşan Uygur aktivist ve gazeteci Tahir İmin, Çin'in DNA'ları toplayarak Uygur halkının zihinlerini, duygularını, konuşmalarını ve faaliyetlerini izlemek ve kontrol etmek istediğini ifade eden İmin, nihai hedefin tüm Uygur kültürünü, dinini ve kimliğini yok etmek olduğunu söyledi.
"BÖLGEYE ARAŞTIRMACILAR GÖNDERİLMELİ"
İmin, zulme karşı hem sert hem de yumuşak çözümlerin üretilmesi gerektiğini ve dünyanın Uygur Müslümanlarını koruyacak bir koalisyon kurmasını ve bölgeye bağımsız bir araştırma ekibinin gönderilmesi gerektiğini ifade ediyor.
"2022 OLİMPİYATLARI BOYKOT EDİLMELİ"
İmin, tüm dünyanın Pekin'de 2022 yılında yapılacak kış olimpiyatlarını boykot etmesi gerektiğini söylüyor: "AB, ABD ve BM'nin Çin'e ortak baskı uygulaması gerekiyor"
"TÜRKİYE'DEN DESTEK BEKLİYORUZ"
Türklerden sözlü olarak destek gördüklerini ve Türklerin yakın akrabaları olduğunu söyleyen İmin "Türkiye birçok ekonomik ve güvenlik sorunuyla boğuşuyor. Türkiye'den sadece uluslararası alanda harekete geçmesini bekliyoruz. Türkiye'den Çin ile savaşmasını istemiyoruz yalnızca adalet için bizim yanımızda olmasını bekliyoruz" ifadelerini kullanıyor.
DNA HARİTALARI UYGULAMASI
Örnek vericilerle aranan kişilerin muhtemel fiziksel özellikleri çiziliyor. Ten rengi, göz rengi ve soy bilgisi gibi bilgilerle genler analiz edilerek kişilerin yüzleri hakkında kesin tahminlerin yapılması amaçlanıyor. Bu proje aslında eski çağlarda yaşamış insanların neye benzediğini bulmak için kullanılıyordu.
"İNSAN AVLAMAK İÇİN ÜRETİLEN TKENOLOJİLER"
Çin hükümeti uzun vadede DNA örnekleri ile, inşa ettiği yüz tanıma sistemlerini entegre edebilir. Bu da yüzü ve ismi bilinmeyen her bir Uygurun tehlike altına olması anlamına geliyor. Windsor Üniveristesi'nden Mark Munsterhjelm, Çin “insan avlamak” için yeni teknolojiler ürettiğini söylüyor.
DNA profilleme, DNA fenotip tanımlama teknolojisi satan şirketler dünya genelinde insan hakları gruplarından tepki görüyor. Dünyada, devlet düzeyinde gözetim için kullanılabilecek DNA veritabanları giderek büyüyor. Hükümetlerin DNA veritabanı kurabilme yetkisi 2000'li yılların başından beri çoğu insan hakları aktivisti tarafından endişe ile izleniyor.