TIMETURK | HABER MERKEZİ
Pakistan seçim kanununda geçen ay yapılan düzenlemeyle milletvekili aday formlarında yer alan "Yemin ederim ki Hz. Muhammed son peygamberdir" ifadesi, "İnanıyorum ki Hz. Muhammed son peygamberdir" şeklinde değiştirildi. Yasa değişikliğinin, Kadıyaniler (Ahmediler) adlı grubun seçimlere katılabilmesini amaçladığını iddia eden "Lebbeyk Ya Resullullah" hareketi ile bazı cemaatler, 8 Kasım'da protestolara başladı.
KADIYANİLER HZ. MUHAMMED'İN (S.A.V) SON PEYGAMBER OLDUĞUNA İNANMIYOR
1900 yılında kurulan Kadıyanilikte peygamberliğin Hz. Muhammed ile sonlanmadığına inanılıyor. Bu nedenle eski seçim kanununun Kadıyanilerin aktif siyasete girmesine engel olduğu belirtiliyor.
YASA ESKİ HALİNE GETİRİLDİ
Hükümet ise yasa değişikliğinin Kadıyanilerin önünü açmak için yapılmadığını, sorunun bir ifade hatasından kaynaklandığını belirtti ve eylemcilerin tepkisini çeken yasa, 16 Kasım'da eski haline getirildi. Fakat bu durum kargaşayı önleyemedi.
ÖLÜ VE YARALILAR VARDI
Pakistan'da önceki gün göstericiler ile polis arasındaki çatışmalarda biri polis 6 kişi ölmüş, 250'den fazla kişi ise yaralanmıştı.
TAHİR-UL KADRİ'DEN SOKAK ÇAĞRISI
Mevcut duruma rağmen PAT lideri Tahir-ül Kadri, Twitter hesabından Pakistan hükümetini hedef alan açıklamalar yaptı. Twitter üzerinden, Pakistan'da “sistemin çöktüğünü” savunan ve hükümeti “meşruiyetini yitirmekle” itham eden Kadri, bu girişimi, uluslararası güçlerin ülkeyi müdahalesine alan açma ve Pakistan'da siyasi kaos oluşturma olarak değerlendirildi.
HÜKÜMET ORDUYU GÖREVE ÇAĞIRDI AMA...
Pakistan ordusu ise hükümetin önceki gün Anayasa'nın 245. maddesini kullanarak kendisini göreve çağırması sonrası ilginç bir açıklama yaptı. Ordu, anayasal sorumluluğu gereği göreve hazır olduğunu ancak hükümetle bazı konuları değerlendirmeleri gerektiğini bildirdi. Açıklamada, polisten de tam kapasite yararlanılmadığı savunuldu. Bunun ardından Başbakan Hakan Abbasi ile Kara Kuvvetleri Komutanı Kamar Cavid Bajva'nın bir durum değerlendirmesi yaptı. Ancak görüşme sonrasında da ordu müdahaleye yanaşmayınca Pencap eyaletinde bulunan ve "Ranger" adı verilen paramiliter sınır muhafızları devreye sokuldu. İçişleri Bakanlığı, 'Ranger'ların komutanına görevlendirme yazısı göndererek protestoları "kontrol altına almak"la görevlendirdi.
PROTESTOLARA TEPKİLER BÜYÜYOR
Protestonun sonlandırılması için İslamabad Mahkemesi ve Federal Mahkemenin uyarılarının yanı sıra dini liderler çağrılar yaptı. İslamabad Mahkemesi, protestoyu yasa dışı ilan etti ve sürdürmekte ısrar edenlerin “terör suçu” işlediğini belirtti. Mahkeme ayrıca eyleme müdahale etmeyen İçişleri Bakanını mahkemeye karşı gelmekle suçlayacağı uyarısında bulundu.
TAHİR'UL KADRİ KİMDİR?
Kanada'nın Toronto kentinde yedi yıl kaldıktan sonra Aralık 2012'de Pakistan'a geri dönen Din alimi ve Pakistan Halk Hareketi (PAT) lideri Tahir-ul Kadri, Pakistan'ı siyasi krize sürükleyen ve 14 Ağustos 2014'te başlayan hükümet karşıtı gösterilerin en önemli aktörlerinden biri olarak gösteriliyor. "Dinler Arası Diyalog" forumlarında da varlık gösteren Kadri, Türkiye'de FETÖile birlikte anılıyor.
PROTESTOLARDA ABD PARMAĞI
Öte yandan Pakistan'da yaşanan kargaşada ABD parmağı olduğu düşünülüyor. ABD'nin yakın zamanda açıkladığı yeni Afganistan stratejisi kapsamında Pakistan'a yönelik ithamları ve İslamabad'ı 'teröre destek veren ülke' şeklinde suçlaması sonrasında iki ülke arasında gerilim yaşanmıştı. ABD Başkanı Donald Trump, ağustos ayında Afganistan'daki yeni savaş stratejisine ilişkin yaptığı açıklamada "Pakistan'ın, bölge ve dünya adına tehdit oluşturan terör örgütleri için sığınak olmasına artık sessiz kalmayacağız" cümlesini kullanmıştı. Bu cümle ABD'nin yeni hedefinin Pakistan olduğuna ilişkin yorumlara sebep olmuş, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson tarafından yapılan bir açıklamada yorumlar kuvvetlenmişti. Tillerson, Pakistan'ın 'ülkesinde barınan çeşitli terör örgütlerine tavırlarını değiştirmediği takdirde' askeri yardımların kesebileceğini söylemiş, "ABD'nin NATO dışı müttefiki statüsünü kaybedebileceği" belirtmişti.
BAŞBAKAN DEĞİŞMİŞTİ
Pakistan Anayasa Mahkemesi 28 Temmuz'da, Navaz Şerif'in başbakanlık görevinden uzaklaştırılmasına karar vermişti. Pakistan'da Şerif'ten boşalan başbakanlık koltuğuna iktidar partisinin adayı Şahid Hakan Abbasi seçilmişti.