Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, "Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin, Kerkük ve tartışmalı bölgeleri kontrolüne alma gibi bir gayesi asla olmadı. Doğrusu ne Bağdat ne de Erbil'in bu bölgelerde mutlak kontrolü yok. Bu sorun, Irak anayasası çerçevesinde çözülmeli, askeri güçle değil" dedi.
Amerikan Fox News kanalına konuşan IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani, Irak merkezi yönetim ile görüşmelere başlanması ile ilgili bir soru üzerine, "Bağdat ile bütün sorunları, anayasa temelinde diyalogla çözmek istediğimizi net bir şekilde söyledik. Ancak Bağdat şimdiye kadar buna yanıt vermiş değil" dedi. ABD ile ilişkileri konusunda da konuşan Barzani, şöyle konuştu:
"Referandum karşıtlığı nedeniyle Kürdistan halkında bir umutsuzluk ortaya çıkmıştı. Kürdistan halkı, ABD'ye karşı büyük umut ve beklentiler içindeydi. ABD için saygı ve gurur kaynağı olan, bizim için de aynıdır. Kürdistan halkı Amerikalılar'ı hala seviyor. Kendilerini ABD'nin bir ortağı ve dostu olarak görüyorlar. Bunun uzun süreli olmasını istiyoruz."
Halkın, ABD'ye karşı umutsuzluğunun sadece halkın özgürlük talebine karşıtlığı yüzünden olmadığını da belirten Barzani, bu sürecin sonrasında da ABD'nin tavrının bunda etkili olduğunu ifade etti.
'REFERANDUM, İRADE BEYANIYDI'
Başbakan Neçirvan Barzani, Kerkük ve Kürt Bölgesi idaresi dışında kalan tartışmalı bölgeler ile ilgili ise şunları söyledi:
"Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin, Kerkük ve tartışmalı bölgeleri kontrolüne alma gibi bir gayesi asla olmadı. Doğrusu ne Bağdat, ne de Erbil'in bu bölgelerde mutlak kontrolü yok. Bu sorun, Irak Anayasası çerçevesinde çözülmeli, askeri güçle değil. Referandumdan pişman değiliz ve yanlış bir süreç değildi. Referandum; halkın kendi kaderini tayin etmesiyle ilgili oldukça barışçıl bir süreçti. Kürdistan Bölgesi'nde hiçbir siyasi tarafın, referanduma katılımın yanlış olduğunu düşündüğünü sanmıyorum. Referandum bir demokrasi süreci ve irade beyanıydı. Ne eksik ne fazla. Referandumdan sonraki tavrımız, Bağdat'la olan sorunlarımızı anayasa çerçevesinde çözmektir. Ancak, kendi kaderini tayin hakkı olduğu gibi kalacaktır. Bu yeni bir dönemdir ve Amerika halkının gelip bizi desteklemesini umuyoruz."