Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Müzakere Yüksek Komitesi (MYK) Başkanı Nasır Hariri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) çağrıda bulunarak, "Güvenlik Konseyi üyeleri Suriye rejiminin acımasız kuşatmasını kırmak için şimdi harekete geçmezse, Doğu Guta'daki sıkışan yüzbinlerce sivilin pek çoğu ölecek." uyarısında bulundu.
MYK Başkanı Hariri, BMGK'ya hitaben yazdığı mektupta, Doğu Guta'da 500 çocuğun tedavilerinin yapılması için acilen tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı.
BMGK'ya dün ulaştırılan mektupta Doğu Guta'nın en savunmasız sakinlerinin bebekler, yaşlılar, hastalar ve yaralılardan oluştuğuna dikkati çeken Hariri, "Eğer birileri Cenevre süreci için ön koşul koyduğumuzu söylemeye kalkışırsa yanlış yönlendirilmiş demektir. Bu, BMGK'nın 2254 ve 2165 sayılı kararları da dahil uluslararası hukuka dayanan acil bir çağrıdır." ifadesini kullandı.
Hariri, Güvenlik Konseyinin gerekli adımları "acil" şekilde atması durumunda Doğu Guta'nın Daraya ve Madaya ile aynı kaderi paylaşmasının önüne geçilebileceğini, aksi halde BMGK'nın Suriye rejiminin "acımasız kuşatmasını" şimdi kırmaması durumunda Doğu Guta'daki sıkışan yüzbinlerce sivilin pek çoğu öleceği uyarısında bulundu.
Güvenlik Konseyinden kuşatmanın kırılmasının yanı sıra bölgeye havadan dahil acil insani yardım ulaştırması çağrısında bulunan Hariri, ayrıca Doğu Guta'ya BM gözlemcilerinin yerleştirilmesini ve savaş suçlulularının yargılanması için uluslararası bir mahkeme kurulması gerektiğinin altını çizdi.
MİSTURA REJİMİ ELEŞTİRMİŞTİ
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Suriye konulu Cenevre 8 görüşmelerinin son gününde düzenlediği basın toplantısında, Doğu Guta'da 500 civarındaki hasta ve yaralı sivillerin tahliyesine ilişkin "Caferi (rejim heyeti başkanı) ile bu konuyu konuştum. Ama kendisinden bu sorunun çözümüne yönelik tatmin edici bir cevap alamadım" demişti.
Başkent Şam'daki Doğu Guta'da yaklaşık 400 bin sivil, 5 yıldır rejim ve destekçilerinin askeri kuşatmasında tutuluyor. Bölgede gıda ve ilaç neredeyse tamamen tükenmiş durumda.
UNICEF, 10 Aralık'taki yazılı açıklamasında, bölgede tedavisi yapılamayan 5 çocuğun yaşamını yitirdiğini, 137 çocuğun acilen tahliye edilmesi gerektiğini duyurmuştu.