TIMETURK | HABER MERKEZİ
Araştırmacı Yavuz Güçtürk, Suriye Gündemi için kaleme aldığı "Bitmeyen göç: Suriye'deki Filistinli mülteciler" başlıklı makalesinde önemli bilgiler paylaştı.
İşte o analizin bir kısmı:
BM BİR ÖRGÜT KURDU
Öyle ki Birleşmiş Milletler'in mülteciler için Mülteciler Yüksek Komiserliği adlı (BMMYK) bir birimi olmasına rağmen Filistinli mülteciler için Birleşmiş Milletler Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı (UNRWA) adlı bir örgüt kurulmuştur.
'SURİYELİ FİLİSTİNLİLER'İN İKİNCİ GÖÇÜ: 2012
Hem kendi ülkelerinde hem de başta komşuları olmak üzere dünya genelinde milyonlarca Filistinli 1948 yılından beri mülteci konumundadır ve kronik hale gelen bu durum her geçen gün çözülmek yerine daha da derinleşmektedir. Diğer komşu ülkelerde olduğu gibi, on yıllardır sürgünde, evlerine dönmek için bekleyen Suriyeli Filistinliler ise 2012 yılında başlayan İç Savaş ile ikinci kez yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmıştır.
RAKAMLARLA FİLİSTİNLİ MÜLTECİLER
Filistin Merkezi İstatistik Bürosu'na (PCBS) göre 2015 sonu itibariyle Filistinlilerin 4.749.486'sı Filistin'de, 1.471.201'i İsrail'de, 5.459.678'i diğer Arap ülkelerinde, 685.396'sı dünyanın geri kalanında yaşamakta.[2] Arap coğrafyasında en çok Filistinli mülteciye ev sahipliği komşu ülkeler Ürdün, Suriye ve Lübnan. UNRWA verilerine göre Ürdün'de 2.175.491, Suriye'de (İç Savaş öncesi) 526.744, Lübnan'da 449.957 Filistinli mülteci bulunmakta.
Bunun dışında, Orta Doğu'da Mısır ve Suudi Arabistan, Güney Amerika'da Şili, Kuzey Amerika'da ABD olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarına yüzbinlerce Filistinli yaşıyor.
'STATÜ' KONUSU
Uzak coğrafyalardaki Filistinli mültecilerin büyük bir kısmı birkaç kuşak içerisinde vatandaşlığa kabul, ikamet ve çalışma izni verilmesi vb. uygulamalar ile içinde bulundukları toplumlara entegre olurken, komşu ülkelerde çoğunlukla mülteci olarak kaldılar.
ÜRDÜN, LÜBNAN, SURİYE
2 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapan Ürdün'de Filistinlilerin büyük çoğunluğuna zamanla vatandaşlık ya da geçici pasaport verildi. Nüfusunun yaklaşık yüzde 10'unu Filistinlilerin oluşturduğu Lübnan'da ise, Filistinlilere vatandaşlık verilmezken, çalışma yaşamı da kısıtlanmış durumda ve bu durum Filistinlileri gettolarda, büyük yoksulluk altında yaşamaya itiyor. İç Savaş öncesi Lübnan'a göre koşulların daha iyi olduğu, Suriye'de ise Filistinli mülteciler son 6 yılda büyük bir yıkım yaşadı.
SURİYE'DEKİ FİLİSTİNLİ MÜLTECİLER
Ocak 2011 itibariyle UNRWA verilerine göre Suriye'de bulunan 526.744 Filistinli mülteci için çoğunluğu Şam yakınlarında 9 mülteci kampı, yaklaşık 46 bin öğrencinin öğrenim gördüğü 42 okul, 23 sağlık merkezi, 8 sosyal rehabilitasyon merkezi, 16 kadın çalışmaları merkezi hizmet vermekte idi. Okullardan 76'sı ve 9 sağlık merkezi İç Savaş sırasında zarar gördüğü ya da evlerinden kaçan Suriyeliler sığındığı için kullanılmaz hale geldi.[6] UNRWA çatışmalar sırasında Filistinlilere yardım sağlama hususunda çalışmalarını sürdürse de bir süre sonra bu birçok bölgede imkânsız hale geldi.
2011 İÇ SAVAŞI
Suriye'de Mart 2011'de çatışmaların başlamasıyla beraber ülke dışına seyahat edebilecek kadar maddi imkânı olanlar ve doktor, mühendis vb. eğitimli kesimler önce ülke içinde daha güvenli bölgelere göç etti, ardından ülke dışına çıktılar. Filistinli yoksul mülteciler ise yaşadıkları kampları, tıpkı Suriyeli yoksullar gibi, ancak son anda terk etmek zorunda kaldı, artan şiddet ve açlık tehlikesi onları göçe mecbur kıldı.
2016 SONRASI
2016 yılı sonuna gelindiğinde ülkedeki Filistinli mülteci sayısı yaklaşık 438 bine düştü. Yüzde 95'i insani yardıma muhtaç durumda olan ülkedeki Filistinlilerin yaklaşık yarısı (254 bin) ülke içinde en az bir defa göç etmek zorunda kaldı. Filistinli mültecilere yardım için 2017 yılında yaklaşık 329 milyon ABD Doları'na ihtiyacı olduğunu belirten UNRWA ise ilk aşamada bu paranın ancak beşte biri kadar bağış toplayabildi. UNRWA yıkılan ya da sığınak olarak kullanılan okul ve sağlık merkezlerinin yerine yenilerini açarak yardım faaliyetlerini sürdürürken, 2017 yılı sonunda ihtiyacı olan para miktarının ancak üçte birine ulaşabilmişti.
FİLİSTİNLİ MÜLTECİLERİN EN ŞANSSIZLARI: YERMÜK KAMPI
Savaş sırasında sadece insani yardıma muhtaç hale gelen ya da göç etmek zorunda kalanlardan daha şansız olan Filistinliler de vardı: savaşın ortasında kalanlar. Şam'ın bir banliyösü olarak 1957 yılında kurulan Yermuk kampındaki Filistinliler bunun en bilinen örneği. 2012 yılında muhalifler Yermuk'a girmeye çalışırken hem Suriye ordusu hem de rejim yanlısı Filistinlilerle çatışmaya başladı. Muhalifleri teslim olmaya zorlamak için kampın çevresini kuşatan rejim güçleri, bölgeye insani yardıma ulaşmasını engelledi. Sonuç olarak, savaş öncesi yaklaşık 150 bin Filistinli mültecinin yaşadığı bölgeden kaçabilenler kaçtı ancak kapana kısılan 18 bin sivil içerisinde 2014 yılında açlığa bağlı ölümler yaşandı.
ÜRDÜN, LÜBNAN ve MISIR'IN 'FİLİSTİNLİ MÜLTECİ' TEDBİRLERİ
Filistinliler için Suriye dışına çıkabilmek de çare değil. Daha fazla Filistinliye ev sahipliği yapmak istemeyen komşu ülkelerden Ürdün'ün sınırlarını Suriyeli mültecilere açması ancak Filistinli mültecilere kapaması, Lübnan'ın kamp kurma ve çalışma izni vermemesi, Mısır'ın Suriye'den gelen Filistinli mültecilerin BMMYK'ya kaydını engelleyerek sağlık ve benzeri yardımları engellemesi onları daha uzak coğrafyaya gitmeye zorladı.
'KORUNMASIZLARIN EN KORUNMASIZI'
Bu nedenle kendilerini Orta Doğu'da artık güvende hissetmeyen ve UNRWA Sözcüsü Christopher Gunness'in ifadesiyle “korunmasızların en korunmasızı” Filistinli mülteciler Avrupa'ya giden ölümcül yasadışı yolları kullanmaya başladılar.