ABD Başkanı Donald Trump, bugün ilk kez ‘Ulusal Güvenlik Stratejisi'ni açıklayacak. Başkan'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı General Herbert Raymond McMaster'in Türkiye'yi hedef alan açıklamalarında ipuçlarını verdiği belge Ankara'yı da yakından ilgilendiriyor. McMaster, Trump'ın açıklayacağı yeni güvenlik startejisinin ipuçların verdiği bir konuşmasında Türkiye'yi Katar ile birlikte radikal ideolojileri destekleyen ülke olarak göstermişti.
ANKARA VE WASHİNGTON TEYAKKUZDA
Başkan Trump'ın yeni belgesinde bu ifadelerin veya imaların olup olmayacağı merak ediliyor. Ankara'daki kaynaklar söz konusu değerlendirmelerin belgede veya konuşmada yer alması halinde zaten büyük gerilim altında ilerleyen ikili ilişkilerin çok zorlu bir sürece gireceği konusunda hemfikir. İki ülkenin 60 yıllık stratejik müttefiklik ilişkilerinin de tekrar değerlendirilmesine sebep olabilecek gelişmelere karşı Ankara ve Washington teyakkuzda. Her iki başkentte de belgenin olası sonuçları üzerinde projeksiyonlar yapılıp etkileri için çeşitli simülasyonlar düzenleniyor.
MCMASTER İPUÇLARI VERMİŞTİ
McMaster, geçen salı başkent Washington'da, Londra merkezli Policy Exchange adlı düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada Başkan'ın stratejisi hakkında ipuçları vermişti. Bu konuşmada McMaster'in Türkiye'ye yönelik değerlendirmeleri ise Ankara'nın tepkisine yol açmıştı. McMaster, Trump'ın ulusal güvenlik stratejisinin dört temel önceliğe dayandığını kaydetmiş ve bunları, “ülke savunması, Amerika'nın refahının korunup güçlendirilmesi, güç kullanarak barışı sürdürmek ve Amerika'nın nüfuzunu arttırmak” olarak sıralamıştı. McMaster, konuşmasında Amerika için en büyük tehlikeyi “küresel düzen ve istikrarı bozmaya çalışan Rusya ve Çin ile uluslararası hukuku hiçe sayan İran ve Kuzey Kore'nin oluşturduğunu” söylemişti.
Ulusal Güvenlik Danışmanı, Başkan Trump'ın bugün yapacağı konuşmaya dair ön bilgiler verdiği konuşmasında Rusya'nın, “kutuplaşma oluşturacak sofistike propaganda kampanyaları” gibi yeni dönem savaş teknikleriyle Amerika'yı tehdit ettiğine de işaret etmişti. Dünyada aşırıcı ideolojilerin yayılması faaliyetlerinde Türkiye'nin de büyük rol oynadığını da öne süren McMaster, birçok İslamcı grubun “Türkiye ve AKP modelini” örnek aldığını savunmuştu.
McMaster konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Aşırıcı ideolojilerin medreseler, camiler ve sözde yardım kuruluşları üzerinden nasıl güçlendirildiğine fazla dikkat göstermedik. Sorun da elbette böyle başladı. 1970'lerde temelde Suudi Arabistan tarafından fonlandı ve sonra da en azından epey bir zaman başta Katar tarafından fonlanan örgütlere dönüştü. Şimdi de Batı Afrika'dan Güneydoğu Asya'ya kadar uzanan bölgelerde Türkiye'nin büyük dahiliyetini görüyoruz. Balkanlar şu anda ciddi bir endişe kaynağı.”
Konuşmasında, Türkiye'nin iktidara gelmek isteyen İslamcı gruplar için model oluşturduğunu iddia eden McMaster “Diğer bir model ise İslamcı grupların çok şey öğrendiği Türkiye ve AKP modeli. Gücü tek elde pekiştirmek için sivil toplum, eğitim sektörü, polis, yargı ve orduyu kullanan; görmeyi tercih etmediğimiz bir model bu. Bunun Türkiye'nin Batı'dan uzaklaşmasına üzücü biçimde etki ettiğini düşünüyorum” ifadelerini kullanmıştı. Türkiye'nin sert tepki göstermesi üzerine McMaster sözlerini bir gün sonra düzelterek “Türkiye ile radikal ideoljilere karşı önemli işbirliğimiz sürecek' demişti.
