ABD Başkanı Donald Trump'ın önceki gün Beyaz Saray'da radikal Evanjelik cemaatinin liderlerini yemekte ağırlaması, söz konusu yapının küresel barış için oluşturduğu tehdidi bir kez daha göz önüne serdi. Trump'ın davet sırasında yaptığı konuşmada Türkiye'yi hedef alan sözleri ve ABD'nin İsrail Büyükelçiliği'ni Kudüs'e taşımasına ilişkin hatırlatmasının kitle tarafından büyük bir coşku ve alkışla karşılanması da, Washington'da rasyonel düşüncenin yerini radikal dini bir cemaatin tehlikeli düşüncelerine terk ettiğini gösterdi. Trump'ın, Kasım 2018'de ABD'de yapılacak ara seçimler öncesi Rahip Andrew Brunson'ı kullanarak, Evanjelik kitlenin desteğini sağlama almak istediği belirtiliyor. Buna karşın Evanjeliklerin Trump ötesinde siyasi hedefleri olduğu da biliniyor. Radikal dini hareketin, Filistin'de siyonizmin emellerine destek çıkmaktan, Washington'un siyasi/bürokratik kılcal damarlarına sızmaya, dünyanın en büyük askeri gücü ABD ordusunu ele geçirmeye kadar geniş ve derin bir planı uygulama çabası içinde olduğu biliniyor.
‘İNCİL KUŞAĞI'NDA YAŞIYORLAR
ABD'de bugün 100 milyona yakın Evanjelik olduğu ve büyük oranda ülkenin güneyinde, “İncil kuşağı” olarak isimlendirilen bölgelerinde yaşadıkları biliniyor. Son seçimlerde, Evanjelik kitlenin yüzde 80'i oylarını Trump'tan yana kullandı. Geleneksel olarak Cumhuriyetçi Parti'ye yakın olan Evanjelikler'in, 2018 yılı Şubat ayında ölen liderleri Billy Graham'ın Trump'la yakın ilişkisi de dikkat çekiyordu.
SÜLEYMAN MABEDİ'Nİ İNŞA EDECEKLER
Radikal Hristiyan cemaate göre Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne dönebilmesi ve “1000 yıllık dünya cenneti” demek olan milenyumun gerçekleşebilmesi Kudüs bölgesinde olacak ve Yahudilerin orada devlet kurup ana mabedi (Süleyman Mabedi) yeniden inşa etmelerinden sonra olacak. Ancak bu adımlar atıldıktan sonra Evanjeliklere göre, “İsa Mesih'in liderliğinde ‘dünya cenneti'” gerçekleşebilecek.
ABD Başkanı Donald Trump'a yönelik radikal Hıristiyan desteğin dikkat çeken örneklerinden biri yakın zamanda sosyal medyaya düşen bir görüntüyle belgelendi. ABD'li Papaz John Kilpatrick'in, 19 Ağustos tarihli vaazının video görüntüsünde, ABD Başkanı Donald Trump'ın büyü saldırısı altında olduğunu iddia etmesi ve Trump için cemaatinden dua etmelerini istemesi dikkat çekiyor. Video'da Kilpatrick, “Amerika'da olan şey bir büyü saldırısıdır. Büyü bu ülkeyi esir almaya çalışıyor.” ifadelerini kullanıyor. Amerikalı papaz konuşmasında, “Trump'ın Amerika'yı mükemmelleştirmeye çalıştığını savunarak, her adım attığında ayağının kaydırılmaya çalıştığını iddia ediyor.” Papaz, “Trump mükemmel bir adam değil, evet. Tanrı'nın elçisi de değil. Ancak o, bu halk uğruna savaşmak için çok fazla şey yaptı. Tanrı, Trump'ı görevden almak için bir girişim olacağını söyledi. Şimdi ayağa kalkın ve onun için dua edin” ifadelerini kullanması da dikkat çekiyor.
ORDUDA ÖRGÜTLENİYORLAR
Evanjelik hareketin ABD ordusuna da sızdığı ve hızla yapılandığına da dikkat çekiliyor. ABD ordusunun uzun süredir kökten dincilerin “Warrior Jesus-Savaşçı İsa” olarak tanımladıkları Hazreti İsa'nın, İslam'a karşı olduğuna inanan fikirlerle beslendiğine dikkat çekilerek, Amerika'dan başlayarak, yeryüzünde ‘Tanrı'nın egemenliğini' kurduklarına inandıkları biliniyor. Bu çerçevede kendisi de sıkı bir Evanjelist olan ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in Indiana valisi görevini yürütürken, “Hıristiyan cihadı”ından söz etmesi, “Haçlı ruhunu yansıtacak semboller kullanması” ve “İsrail'e kayıtsız destek verilmesi”ne ilişkin sözleri, ABD'nin siyasi ve güvenlik mekanizmasını ele geçirecek Evanjelik hareketin küresel barış için ne kadar tehlikeli olabileeğini ortaya koyan en önemli kanıtlardan biri.
Evanjelikler bu amaçlarına ulaşabilmek için Yahudilik içindeki siyonist harekete de en büyük desteği vermekten kaçınmıyor. Siyonizmin Filistin toprakları üzerindeki işgal faaliyetlerinin ABD ve İngiltere'deki Evanjelik harekete mensup ve/veya onlar tarafından desteklenen siyasiler tarafından teşvik edilmesi de bir tesadüf değil. Kendilerine Hristiyan Siyonistler de denen bu grubun son hamlesi de ABD Başkanı Trump'ın Kudüs'ü “İsrail'in başkenti” olarak ilan etmesi ve ABD Büyükelçiliği'ni de tüm uluslararası tepkiye rağmen şehre taşımasında görüldü. Skandal bir kararla Kudüs'e taşınan Büyükelçiliğin açılış töreninde Evanjeliklerin önde gelen liderlerinden Robert Jeffres'in dua törenini yönetmesi dikkat çekmişti.
Pence'in Başkanlık makamına gelmesi halinde ABD'nin bir din devletine dönüşmesinin de yolunun açılacağı ifade ediliyor. Pence, Trump'a nazaran “kendisini ‘Tanrı'nın görevlendirdiğine” ve ABD halkının da kendi inancı doğrultusunda şekillenmesi gereğine inanıyor. Pence her kullandığı kelimenin ve cümlenin “tanırının sözleri” olduğu inancını da taşıyor. Pence'e göre “eğer ‘Tanrı' istemeseydi Trump başkan olamazdı” ve Trump'a yaptığı “dalkavukluk” kendisini Oval Ofis'e götürecek “Tanrı'nın büyük planının” parçası. Pence eğer 10 yıl görev başında kalırsa, ABD radikal bir din devletine dönüşebilir.