TIMETURK | HABER MERKEZİ
Son günlerde Donald Trump'ın hedefi olan Demokrat Parti'nin kadın milletvekillerinden İlhan Ömer ve Raşida Tlaib'in Filistin/Batı Şeria'yı ziyaret edecek. İlhan Ömer, üç gün önce Jewish Insider'a verdiği demeçte Filistin topraklarını ziyaret edeceğini "işgal" konusuna ilişkin daha çok bilgi edineceğini söyledi.
Filistin sorununda iki devletli çözüme destek verdiği bilinen İlhan Ömer, Filistin İçin İsrail'i Boykot Girişimi (BDS) hareketini hem destekliyor, hem de hareket içerisinde aktif bir üye.
İlhan Ömer'e bu ziyarette eşlik edecek ismin Filistin asıllı Amerikalı vekil Raşida Tlaib olduğu belirtildi. Tlaib de New York Daily News'e verdiği röportajda Batı Şeria'ya gidip akrabalarını ziyaret edeceğini söyledi. Aralık 2018'de Intercept haber sitesine verdiği röportajda, "BDS (Filistin İçin İsrail'i Boykot Girişimi) hareketini şahsen destekliyorum" ifadelerini kullandı.
2005 yılında, 170 Filistinli sivil toplum örgütü tarafından başlatılan BDS hareketi, İsrail'in Filistin topraklarının işgaline son vermesi, Filistinli vatandaşlara eşit haklar sağlaması ve Filistinli mültecilerin dönüşüne izin vermesi için uluslararası baskı oluşturmaya çalışıyor.
İLHAN ÖMER YAHUDİLERDEN ÖZÜR DİLEMEK ZORUNDA KALMIŞTI
ABD vatandaşı olsa da burada doğmayan, göçmen, Müslüman ve başörtülü olması sebebiyle ABD Kongresinin en çok dikkat çeken isimlerinden biri olan İlhan Ömer, bu noktadan hareketle Cumhuriyetçilerin ve İsrail lobisinin de hedefinde.
Bu yılın başında İsrail'i eleştiren paylaşımlar yapması sebebiyle hedef alınan İlhan Ömer'in antimitist olduğu yönünde Cumhuriyetçilerin ve Başkan Donald Trump'ın da destek verdiği bir kampanya yürütüldü. Ömer, hakkındaki bu suçlamalar ve baskı sonucunda Yahudi karşıtı olmadığını, İsrail'i eleştirmenin antisemitist olmak anlamına gelmediğini söyledi.
Yahudilerden özür dilemek zorunda kalan Ömer, direkt İsrail lobisini hedef alarak ABD'li Kongre üyelerinin İsrail'e desteğinin, lobi grubu ABD-İsrail Halkla İlişkiler Komisyonu'nun yönlendirmesi ve mali desteğiyle olduğunu savunmuştu. Ömer attığı bir Tweet'te ABD'nin kurucularından Benjamin Franklin'in üzerinde olduğu 100 dolarlık banknotları kastederek ‘‘Bunlar hep Benjaminlerle ilgili'' demişti. Kendisine Amerikalı siyasetçilere İsrail yanlısı olmaları için kimin para ödediği sorulduğundaysa ABD-İsrail Halkla İlişkiler Komisyonu'nun kısaltması olan ‘‘AIPAC'' ifadesini paylaşmıştı.
Şubat 2019'da kameralar karşısına geçen Ömer, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Yahudi karşıtlığı gerçek ve ben Yahudi dostlarıma ve meslektaşlarıma beni Yahudi karşıtı mecazların tarihiyle ilgili eğittikleri için teşekkür ederim. Amacım hiçbir zaman seçmenlerime ve Yahudi Amerikalılar'a bir bütün olarak saldırmak değildi. Her zaman bir adım geri atmayı ve eleştirimiz üzerine düşünmeyi bilmeliyiz. Tıpkı başkaları kimliğime saldırırken insanların beni anlamasını istediğim gibi. Bu nedenle açık yüreklilikle özür diliyorum. Diğer yandan da siyasette lobicilerin rolü sorununu gündeme getiriyorum. Bu AIPAC olur NRA (Ulusal Silah Birliği) olur ya da fosil yakıt sanayisi olur... Bu çok uzun süredir devam ediyor ve bu konuya değinmeliyiz."
TRUMP ve İLHAN ÖMER ARASINDAKİ GERİLİM
ABD Başkanı Donald Trump, son günlerde İlhan Ömer'e direkt hakaret ve suçlamalarda bulunuyor. İkili arasındaki gerilim her geçen gün yükseliyor!
Geçen hafta sonunda (14 Temmuz) Ayanna Pressley, Raşida Tlaib, Alexandra Ocasio-Cortez ve İlhan Ömer'in kendisini ve Amerika'yı "alçakça" eleştirdiklerini kaydeden Trump, "Aslen hükümetleri tam bir felaket olan ülkelerden gelen ilerici Demokratların ABD halkına sert şekilde hükümetimizin nasıl yönetilmesi gerektiğini söylediklerini görmek çok ilginç" demişti.
Sonrasında Çarşamba günü (17 Temmuz) katıldığı bir mitingde İlhan Ömer'den söz ettiği sırada Cumhuriyetçi seçmenler "Onu geri gönder" şeklinde slogan attı. Trump, bu sloganları bastırmak yerine dinlemekle yetindi. İki gün sonra ise (19 Temmuz) "Bundan mutlu olmadığımı söyleyebilirim. Buna katılmıyorum. Ama onlara bunu yapmalarını ben söylemedim, onlar kendileri yaptı ve ben buna katılmadım" dedi.
İlhan Ömer, Başkan'ın bu saldırılarına bir dizi Twitter mesajıyla yanıt verdi. Medeni haklar aktivisti Maya Angelou'nun meydan okuyan şiirinden alıntı yapan Ömer, “sözlerinizle beni vurabilirsiniz ama ben yine de hava gibi yükselirim” dizelerini yazdı.
Trump ise aynı günlerde İlhan Ömer ile ilgili çirkin bir iddiayı daha gündeme getirdi. Ömer'in erkek kardeşiyle evlendiği ve ABD'ye giriş ve vatandaşlık konusunda "göç yolsuzluğuna" imza attığını belirtti.
İlhan Ömer bugün (19 Temmuz) yaptığı açıklamada "Başkanın ırkçı olduğunu söyledik. Irkçı açıklamalarını kınadık. O'nun (Trump) faşist olduğunu düşünüyorum"dedi.
Trump'ın eleştirdiği kadın vekiller, geçtiğimiz gün (16 Temmuz) basın toplantısı düzenledi. İlhan Ömer ve Raşida Tlaib Trump için görevden azil sürecinin başlatılması yönündeki çağrılarını yinelerken; Ayanna Pressley, Trump'ın sözleri için "Bu açıklamalar duyarsız kaos içerisindeki ve yozlaşmış yönetimin basit bir gündem saptırma girişimi. Sadece bizi değil, çok sayıda insanı ötekileştirip susturmaya çalışıyor" dedi.
Alexandra Ocasio-Cortez ise çocukken Washington'u ziyaret ettiğini anlattı ve "Gençlere 'Başkan ne derse desin bu ülke size ait' diyebilmeliyiz" dedi ve "Sevdiğimiz şeyleri terk etmeyiz. Zayıf karakterler ve ülkenin liderleri politikaları tartışmamak için bizim ülkeye sadakatimizi sorgulamaya çalışıyor" tepkisini gösterdi.
4 kadın vekil de ABD halkına seslenerek "Bu oyuna gelmeyin" dedi.
Öte yandan basın açıklaması sırasında bazı gazetecilerin İlhan Ömer'e yönelik İslamofobik çıkışları ise devam etti. Bir gazeteci açıkça Ömer'e "Başkan sizin için Komünist ve El Kaide sempatizanı, diyor. Cevabınız var mı?" diye sordu.
Donald Trump'ın hedef aldığı Raşida Tlaib, Ayanna Pressley, İlhan Ömer, Alexandria Ocasio-Cortez arasından yalnızca İlhan Ömer Somali kökenli ve küçük yaşta ABD'ye gelmiş bir isim. Diğerleriyse ailesi ABD'ye göçmüş fakat kendileri ABD'nin farklı eyaletlerinde doğmuş, "doğuştan ABD vatandaşı" isimler.