Parlamentonun alt kanadı Avam Kamarasının Uluslararası Kalkınma Komisyonu, uluslararası yardım kuruluşlarının çalışanlarının yerel halka yönelik cinsel istismarlarını mercek altına alan "Yardım sektöründe cinsel istismar ve suistimal" başlıklı bir rapor yayımladı.
"Yardım sektörü kendi personelinin cinsel istismar ve suistimallerinin uzun yıllardır farkında oldu ancak sorunu kontrol altına almakta ve çözmekte başarısız kaldı." ifadesine yer verilen raporda, yardım kuruluşlarının cinsel istismar kurbanlarından daha çok kendi itibarlarını korumaya dönük tutumlarının da soruna göz yummalarına yol açtığı kaydedildi.
Raporda, hem İngiltere merkezli, hem de Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde yer alan yardım kuruluşları eleştirilirken, sektörün bu konuda yalnızca bir kriz ortaya çıktığında adım attığı ve bu adımların da çoğunlukla yüzeysel çözümler içerdiği belirtildi.
Raporda, felaket bölgelerindeki yardıma muhtaç istismar kurbanlarının, yardımların kesileceğinden korktukları için bu tür olayları ihbardan kaçındıklarına dikkat çekildi.
Komisyon Başkanı Stephen Twigg, İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam çalışanlarının Haiti depremi sırasındaki cinsel istismarlarının ortaya çıkmasından bu yana İngiltere'de hükümet düzeyinde çeşitli adımlar atıldığını ve pek çok değişikliğe gidildiğini kaydetti.
Bununla birlikte değişmeyen şeylerin de olduğunu belirten Twigg, "Sektörün kendisi bu sorunu çözmekte başarısız. Sektör, kurbanları, elindeki gücü istismar için kullananların merhametine terk etmiş durumda" değerlendirmesinde bulundu.
Yardım kuruluşları ve BM'nin cinsel istismar konusundaki "inkar kültürünü" sürdüremeyeceğini belirten Twigg, "Bu olayları ihbar eden istismar kurbanları ve yardım kuruluşu çalışanları kendilerini cezalandırılmış gibi hissetmemeli." yorumunu yaptı.
"HERKESİN BİLDİĞİ SIR"
Komisyon üyesi milletvekili Pauline Latham da yardım sektöründeki cinsel istismar olaylarını "herkesin bildiği sır" diye nitelendirerek, "Bence bütün kurumlarda, özellikle de çoğunlukla erkeklerden oluşan yönetim kadrolarında derin bir kültürel değişim zorunlu. Yardım alanların ve kadın yardım çalışanlarının cinsel istismarının kökü kazınmalı." ifadelerini kullandı.
Komisyon raporunda cinsel istismarcıların yardım sektörüne girmesini engellemeye dönük çözüm önerilerine de yer verildi.
Önerilen tedbirler arasında yardım personelinin güvenlik kontrollerinin iyileştirilmesi, yardım kuruluşları içinde ve arasında referans uygulamasının güçlendirilmesi ile standartlara uygun davranan yardım çalışanlarının küresel çapta kaydının tutulması yer aldı.
OXFAM SKANDALI
İngiliz Times gazetesinin şubat ayında yayımladığı araştırmada, 2010 depreminin ardından Haiti'ye yönelik yardım faaliyeti sırasında yaşanan cinsel istismar vakalarına dair yapılan iç soruşturmanın ardından görevini suistimal etmekle suçlanan 3 Oxfam çalışanının istifa ettiği, 4 çalışanın ise kovulduğu ortaya çıkmıştı.
Kuruluşun skandala dair hazırladığı gizli raporda, söz konusu kişilerin muhtaç durumdaki insanlara yardım karşılığı cinsel istismarda bulunmakla suçlandığına, cinsel istismara uğrayanların bir bölümünün "reşit olmayabileceğine" dikkat çekilmişti.
Haberin yayımlanmasının ardından Oxfam yetkilileri, olayın üzerini örtmekle suçlanmış, gönüllü olarak kuruluşun elçiliğini ve sözcülüğünü yapan çok sayıda ünlü durumu protesto ederek desteklerini çektiğini açıklamıştı.
UNICEF Başkan Yardımcısı Justin Forsyth da daha önce başkanlığını yaptığı Save the Children'da "kadınlara uygunsuz davranışlarda bulunduğunun" gündeme gelmesinin ardından istifa etmişti.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) de üç yılda 21 personelinin "cinsel istismar" nedeniyle işten atıldığını veya istifa etmek zorunda kaldığını duyurmuştu.