Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim, Hocalı Katliamı'nın 28'inci yılında AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
O dönem yaşananları "Kadınlar, yaşlılar, çocuklar, bebekler öldürüldü. Çoğu esir alındı ve çoğunun akıbeti hala bilinmiyor. Ermeni tarafı, gerçekleri saklamaya çalışıyor çünkü onlar için bu bir 'acı gerçek'." sözleriyle anlatan İbrahim, Hocalı Katliamı sırasında yalnızca Azerbaycanlı gazetecilerin değil, dünyanın dört bir yanından gelip bölgede bulunan gazetecilerin soykırıma tanık olduğunu vurguladı.
İbrahim, tüm dünyanın, bu soykırımı gördüğüne dikkati çekerek "Hocalı soykırımı, 20'nci yüzyılın en karanlık sayfalarından biridir" dedi.
Hazar İbrahim, bu katliama karşı dünyanın sessiz kalmadığına işaret ederek "Eğer yaşananları unutursak, bunu başka soykırım ve katliamlar takip eder." ifadesini kullandı.
HAKLIYIZ ve DAHA GÜÇLÜYÜZ
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın 56. Münih Güvenlik Konferansı'nda, Dağlık Karabağ konusunu tartıştığı panele değinen İbrahim, Aliyev'in oradaki konuşmasında da gerçeği net şekilde anlattığını söyledi.
İbrahim, "Hakikat belgelerde, videolarda değil hem Azerbaycan'dan hem de dünyanın dört bir yanından yaşananlara tanık olanların belleğinde" dedi.
Ermenilerin yürüttüğü propagandanın karşısında Azerbaycan'ın da gerçekleri anlatmak için güçlü bir kampanya yürütmesinin önemli olduğunu vurgulayan İbrahim, "Bunu yaparken sadece kendi kaynaklarımızı değil, batıdan ve doğudan tüm sivil toplum kuruluşlarının, basının, gazetelerin kayda geçirdiklerine yer vermeliyiz." diye konuştu.
İbrahim, Hocalı Katliamı yapıldığında Azerbaycan'da sivillerin hazırlıksız yakalandığını ancak Ermenilerin bu saldırı için uzun sürede iyi hazırlanmış şekilde ve dünyanın farklı yerlerinden, acımasız terör örgütlerinden destek alarak harekete geçtiğini kaydetti.
O dönem yeterli kaynaklara sahip olmayan Azerbaycan'ın bugünkü devlet yapısının, ekonomisinin, ordusunun Ermenistan'ı geride bıraktığını söyleyen İbrahim, şöyle devam etti:
"Ermenistan, 2016'da kendi provokasyonlarına Azerbaycan'ın nasıl yanıt verdiğini, Azerbaycan ordusunun ve halkının gücünü gördü. Bu yüzden, hakikatlere odaklanmak ya da odaklanmamak onların sorunu. Hakikat, sadece gücü paylaşmaktan ya da üstün gelmekten ibaret değildir. Devlet Başkanımızın söylediği gibi, hakikat ve gerçeklik, haklı olmaktır. Ve hakikat şu ki; biz haklıyız. Haklı olduğumuzda sadece silahlarımızla değil, ahlaki açıdan da daha güçlüyüz."
BİR İNSANLIK TRAJEDİSİ
İbrahim, her yıl Azerbaycan'da ve Türkiye'de düzenlenen törenlerle Hocalı Katliamı'nın kurbanlarının anıldığını hatırlatarak şunları kaydetti:
"Ermeni güçleri, bu suçları işlerken Azerbaycanlılara 'Azerbaycanlılar" değil, 'Türkler' diyordu. 'Türkler, sizi öldürüyoruz ve Türkiye'den intikam alıyoruz' diyordu. Bu acımasızlık, sadece Azerbaycan'ın değil, aynı zamanda Türkiye'nin de yaşadığı bir trajedi. Öte yandan, tüm insanlık için bir trajedi çünkü bir ulus, bir diğer ulusu sadece etnik kökeni nedeniyle ortadan kaldırmak istedi."
Türkiye ve Azerbaycan arasındaki dayanışmaya da değinen İbrahim, Türkiye'nin sadece dost ve kardeş ülke olarak ikili ilişkilerde değil, uluslararası arenada da Azerbaycan ile hareket ettiğini belirtti.
İbrahim, "Türkiye bölgesel bir güçtür, bölgemizin bir parçasıdır. Bu nedenle bölgemizin, Güney Kafkasya'nın güvenliği, refahı ve istikrarı Türkiye'nin üstlendiği role çok bağlıdır" ifadelerini kullandı.
