TIMETURK | HABER MERKEZİ
Lübnan Başbakanı Hariri'nin istifası dünyanın gündemine bomba gibi düşerken, kendi ülkesinin başbakanlığından Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da istifa etmesi ise akıllarda soru işaretleri kalmasına sebep oldu. Açıklaması sırasında hayatından endişe ettiğini söyleyen Hariri'nin istifa kararını Suudilerin baskısı altında mı aldığını, Yoksa Beyrut'ta bir suikasttan canını zor kurtarıp Riyad'a mı sığındı soruları cevap bekliyor...
Milliyet'ten Verda Özer konuyu bugünkü köşesine taşıyarak, yaşanan gelişmeleri aktardı. Özer, bütün parçalar birleştirildiğinde ise "İran'a yaklaşan yanacak" sonucu çıktığını söyledi.
İşte yazının ilgili bölümü:
SUUDİ ARABİSTAN HARİRİ'Yİ ZORLAMIŞ
"Arka plana bakınca, Suudi Arabistan'ın (SA) Hariri'yi buna zorladığı anlaşılıyor. Sebebi ise basit: SA-İran rekabeti. İran bugün bölgede hiç olmadığı kadar etkili. Suudi Arabistan da hazır arkasına ABD Başkanı Trump'ın güçlü ve açıktan desteğini almışken, İran'ı bir an önce alt etmeyi hedefliyor. Bunu da öncelikle Şii-Sünni çatışmasının kalesi olan Lübnan'da yapması gerektiğini biliyor.
HARİRİ: SÜNNİ KANADIN BAYRAKTARI
Hariri mezhep çatışmasının paramparça ettiği Lübnan'da bugüne kadar Sünni kanadın bayraktarlığını yapageldi. Ancak diğer yandan İran'ın Lübnan'daki piyonu olan Hizbullah'a karşı yeterince sert olmamakla eleştiriliyordu. Dahası, İran'ın müttefiki Esad'la gizlice bağlantı kurmaya çalıştığı da basına birkaç kez yansıdı. Lübnan ordusunun Hizbullah'la birlikte Suriye'de DEAŞ'a karşı ortak operasyon yapması, belli ki SA için bardağı taşıran son damla oldu.
LÜBNAN KRİZİN PENÇESİNDE
Bununla birlikte, Hariri'nin gidişiyle Lübnan'da hükümet çöktü. Ki zaten ancak geçen sene 2.5 yıllık cumhurbaşkanlığı krizinin ardından kurulabilmişti. Mayısta yapılacak seçimler de belirsiz bir tarihe ertelendi. Ülke büyük ihtimalle bu kaosun içinden uzun süre çıkamayacak.
ÜLKE YÖNETİLEMEYECKE DURUMA GELİNCE...
İşte SA da bu durumu Hizbullah'ın ülkeyi yönetemediğine bağlayıp, örgütü zayıflatmaya çalışacaktır. Bir sonraki hedefi ise hiç şüphesiz Hizbullah'ı silahsızlandırmak.
HARİRİ MAL VARLIĞINI KORUMAK İSTİYOR
İstifanın arkasında bir de Hariri'nin derdi var! O da, mal varlığını korumak. Zira Hariri babasından yadigâr kalan Suudi bazlı inşaat, telekomünikasyon ve medya devi Oger'in başında. Gruba el konulmasını engellemek için istifaya boyun eğdiği, Suudi Prens'ine bağlılığını bu şekilde kanıtladığı yorumu yapılıyor.
TRUMP'IN İRAN YAPTIRIMLARI
SA'ın zamanlaması ise oldukça “manidar”. Hariri'nın istifa ettiği aynı günlerde SA içinde resmen bir kraliyet darbesi yaşanıyor. Veliaht Prens Muhammed bin Selman -daha önce Suudi tarihinde görülmemiş çapta- onlarca prensi ve bakanı yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına aldırdı. Ki hepsinin Selman'a başta agresif İran politikası nedeniyle- muhalif olduğu söyleniyor.
Zamanlamada bir “manidarlık” daha var: İran'ı bölgede bitirmeyi kafasına koymuş olan Trump, daha yeni Hizbullah'a ve Tahran güdümündeki Devrim Muhafızları'na karşı yaptırım kararları açıkladı. İran'la nükleer anlaşmayı da iptal edeceği işareti verdi.
İRAN'A YAKLAŞAN YANACAK
İşin özeti, İran'a yaklaşanın canının yanacağı bir döneme giriyoruz. Ankara'nın da artık Tahran'la ilişkilerinde bu dengeyi daha önce hiç olmadığı kadar gözetmesi hayati önemde."
TUTUKLANAN PRENSLERDEN BİRİ HARİRİ'NİN ORTAĞIYDI
Kendisini tutuklamak üzere gelen güvenlik güçleri ile korumaları arasında çıkan çatışmada hayatını kaybeden 44 yaşındaki Prens Abdülaziz bin Fahd, Saad Hariri'nin mal varlıkları arasındaki Saudi Oger şirketinin ortaklarından biriydi. Prens Fahd, BAE ve İsrail karşıtı olarka biliniyordu.