Londra merkezli Arapça yayın yapan Arab el-Cedid gazetesinin Libyalı ve Mısırlı kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Libya'nın Mısır sınırı ve güneyindeki sınır bölgelerinde "sıra dışı askeri" hareketlilik gözlendi.
Gazeteye konuşan Mısırlı üst düzey bir kaynak, BAE'nin, Sudan ve çevresindeki Afrika ülkelerindeki milis gruplarıyla Libya'daki Hafter güçlerine destek olmak üzere "BAE ve Suudi Arabistan'ın sağlayacağı finansman karşılığında" anlaştığını ileri sürdü.
Ayrıca gazete, BAE yönetiminin Sudan'da askeri darbe sonrasında öne çıkan Askeri Geçiş Konseyi (AGK) Başkan Yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu Hmidti ile Sudan'dan milis gruplarının "Trablus'u ele geçirmek için nihai savaş için" getirilmesi yönünde anlaştığını ortaya attı.
Sudan'da BAE ile anlaşan gruplarınsa 30 yıllık Ömer el Beşir'i deviren askeri yönetim olduğu değerlendiriliyor.
HAFTER'İN TRABLUS SALDIRISI
Libya'nın doğusundaki silahlı lider Halife Hafter, 4 Nisan'da başkent Trablus'u ele geçirmek için başlattığı saldırıda başarısız oldu. Hafter birlikleri, kritik, ikmal ve harekat noktası olarak kullandığı Giryan kentini kaybetmesiyle, büyük hezimete uğradı.
Ancak, Hafter birliklerinin Sözcüsü Ahmed el-Mismari, dünkü açıklamasında Trablus'u ele geçirmek için başlattıkları savaşın "bir sabır harbi olduğunu", Trablus'u ele geçirmek için sıfır noktasına çok yaklaştıklarını savunmuştu.
Sahip olduğu petrol gelirleriyle bölge ülkelerini dizayn etmeye çalışan küçük Körfez ülkesi BAE, bölgedeki çatışmaları derinleştiren tehlikeli adımlar atıyor.
BAE LİBYA'DA HAFTER'İN DESTEKÇİSİ
Libya'da 2014'te yapılan tartışmalı seçimin ardından Mısır'daki darbeye özenerek benzer bir girişimde bulunan Libyalı Halife Hafter, BAE'nin merceğine girdi.
Darbe girişiminin ardından Hafter ile yakın ilişkiler geliştiren BAE, hırslı generalin ülkenin tamamını ele geçirmesi için koşulsuz ekonomik, diplomatik ve askeri destek sağladı.
Libya, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde ülke içindeki tüm aktörleri bir araya getirecek ulusal konferansa hazırlanırken Hafter, geçen 4 Nisan'da sürpriz bir hamleyle Trablus'u ele geçirmek için saldırı emri verdi. Hafter güçleri, Trablus çevresindeki kentleri hızla ele geçirmeye başladı.
Başkenti savunan uluslararası meşruiyete sahip Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı güçler ve Hafter birlikleri arasındaki savaşta denge iki buçuk aylık sürede pek bozulmadı.
Ancak geçen hafta, UMH güçleri, Hafter birliklerinin başkent saldırılarında ikmal ve harekat merkezi olarak kullandıkları Giryan kentini sürpriz bir saldırıyla ele geçirdi.
BAE'NİN ABD'DEN ALDIĞI SİLAHLAR LİBYA'DA
Hafter birlikleri Giryan kentinden kaçarken arkalarında Hafter'in baş destekçisi BAE'yi zor duruma düşürecek silahlar bıraktı.
Hafter güçlerinin geride bıraktığı silahlara ilişkin Giryan'dan gelen paylaşımlarda, Amerikan silah üreticisi Raytheon and Lockheed Martin'e ait sandıklardaki ileri teknoloji "Javelin" füzelerinin görüntüleri dikkati çekti. Sosyal medyada paylaşılan bazı mühimmat fotoğraflarında da alıcı taraf olarak Hafter güçlerinin destekçisi BAE ordusunun isminin yer aldığı görüldü.
New York Times gazetesinin haberine göre, BAE 2008 yılında ABD'den 155 milyon dolarlık silah alımı sırasında Javelin füzelerini tedarik etti.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, ABD'nin BAE'ye sattığı silahların Libya'da Halife Hafter'e bağlı güçlerin elinde çıkmasıyla ilgili olarak soruşturma başlatılmasını talep etti.
Senato Dış İlişkiler Komitesinin en kıdemli Demokrat üyesi Bob Menendez, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'ya hitaben yazdığı mektupta, "Eğer bu iddialar doğruysa, yasaya göre BAE'ye tüm silah satışını kesmeniz gerekeceğinin eminim farkındasınızdır." ifadesini kullandı.
Menendez, ABD'nin BAE'ye sattığı silahların Libya'da ortaya çıkmasının hem ilgili Amerikan yasasını açık bir şekilde ihlal ettiğini, hem de BM'nin Libya'ya uyguladığı silah ambargosunu deldiğini belirtti.
Buna karşılık BAE, Libya'da çıkan ABD menşeli silahlarla ilişkisini yalanladı.
BAE Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Emirlikler, Libya'da çıkan silahların mülkiyetini kesinlikle reddetmekte ve BM uzmanlarıyla tam bir iş birliğine bağlı olduğunu vurgulamaktadır." ifadeleri yer aldı.
BAE'NİN LİBYA SİCİLİ KABARIK
Aslında BAE'nin Libya'ya silah göndermesiyle ilgili tartışmalar dünya kamuoyunun gündemine ilk kez gelmiyor.
Libya'ya gönderilecek silahlara ilişkin BAE Genelkurmay Başkan Yardımcısı İsa el-Mezrui ile dönemin Mısır Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü, bugün ise Mısır İstihbarat Başkanlığı görevini yürüten Abbas Kamil arasında geçen ses kayıtları 2014'te basına yansıdı. Ses kayıtlarına göre, iki yetkili Libya'ya gönderilecek silahların hangi gruplara dağıtılacağını görüştü.
Ayrıca, BM uzmanları, hazırladıkları raporda, Hafter'in hakim olduğu ülkenin doğusundaki El-Merc şehri yakınlarındaki El-Hadim Askeri Üssü'nün BAE tarafından işletildiğini belirtti.
Raporda, Mart-Kasım 2017 arasındaki uydu fotoğraflarına göre üssün geçirdiği değişim aktarılırken, apron alanının iki katına çıktığına yer verildi.
Savunma işleriyle ilgili bir İngiliz haber sitesi, hava üssünde BAE'nin sağladığı AT-802 sınır devriye uçaklarının yanı sıra Çin yapımı silahlı insansız hava araçları (SİHA), Sikorsky UH-60 tipi helikopterlerin Hafter güçlerine destek olduğunu yazdı.
BAE'NİN ALDIĞI ÇİN SİHA'LARI TRABLUS'U VURUYOR
BM uzmanları, bu yıl Trablus'a yapılan saldırılarda havadan karaya atılan Çin yapımı Blue Arrow füzesi tespit etti.
Çin yapımı Blue Arrow füzesinin dünyada yalnızca Çin, Kazakistan ve BAE ordularının envanterindeki Çin yapımı insansız hava aracı Wing Loong'tan ateşlenebiliyor olması, gözlerin bir kez daha bölgedeki olağan şüpheliye çevrilmesine yol açtı.
SUDAN'DA DURUM
Sudan'da 19 Aralık 2018'de ekonomik kriz sebebiyle başlayan gösteriler, Hartum ve ülke genelinde rejim karşıtlığına dönüşmesinin ardından ordu 11 Nisan'da yönetime el koydu.
Ülkedeki 30 yıllık Ömer El Beşir iktidarı sona ererken, meydanları dolduran halk ise Askeri Geçiş Konseyi'ni istemediklerini yönetimin sivillere devredilmesi gerektiğini söyledi.
4 Haziran'da yabancı basının ülke dışına çıkarılmasıyla gerçekleştirilen katliamın ardından muhaliflerle müzakere başladı.
Afrika Birliği ve Etiyopya'nın ortak arabuluculuk girişimi sonunda 5 Temmuz günü taraflar geçiş sürecinde "dönüşümlü başkanlık" konusunda uzlaştı.