Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Rusya, Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye'ye komşu Güney Kafkasya ülkesi Gürcistan, Azerbaycan ve Türkiye ile yürüttüğü enerji projeleri dolayısıyla güçlü ilişkilere sahip ancak bir taraftan da Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana toprak bütünlüğüne yönelik tehditlerle boğuşuyor.
İlk olarak 1990'larda Rusya'nın Abhazya ve Güney Osetya'ya saldırıları nedeniyle yaşanan savaşta yüzbinlerce Gürcü yerlerinden edilmiş, Ağustos 2008'de başlayan ve 5 gün süren savaş sonunda da Gürcistan'ın Güney Osetya'daki topraklarının bir kısmı Rusya tarafından işgal edilmiş, aralarında sivillerin de bulunduğu 400 Gürcü öldürülmüş ve yaklaşık 2 bin kişi yaralanmıştı. Rusya, bu savaşın ardından Gürcistan ile Güney Osetya arasına sözde sınır levhaları yerleştirmişti.
Geçen ay da bu levhaları 10 Temmuz'da Tiflis–Gori karayolu yakınındaki Gori ilçesine bağlı Tsitelubani ve Akhalgori ilçesinin Orchosani köyleri yakınlarına yerleştiren Rusya, bu adımıyla Azerbaycan ve Gürcistan arasında 1999'da açılan 837 kilometre uzunluğundaki, 7 milyon varil taşıma kapasitesine sahip Bakü-Supsa petrol boru hattının bir kısmını işgal altındaki topraklara taşıdı.
Bu yer değiştirmeye Gürcistan sert tepki gösterirken, Rusya yalanlamakla yetindi.
"Kırmızı çizgilerimiz tanınmadan ilişki düzelmeyecek"
Gürcistan'ın Ankara Büyükelçisi Irakli Koplatadze yaptığı açıklamada, Gürcistan'ın, Rusya ile 2008'de yaşanan savaşın ardından AB'nin katılımıyla yaptığı ateşkes anlaşması yaptığını söyledi.
Anlaşma uyarınca Rusya'nın birliklerini savaştan önceki durumuna geri çekmesi gerektiğini ifade eden Koplatadze, "Oysa biz orada Rusya'nın askeri bakımdan güçlenmesiyle karşılaştık. Güney Osetya ve Abhazya'da Rusya'nın birçok askeri kara, hava ve deniz üssü bulunuyor. Burada 10 binden fazla Rus askerinden bahsediyoruz" diye konuştu.
Rusya ile 2008'den bu yana diplomatik ilişkileri bulunmadığını hatırlatan Koplatadze, şöyle konuştu:
"Rusya'nın bizim komşumuz olduğunun farkındayız ve bu nedenle ilişkilerimizin normalleşmesi gerekiyor. Ancak kırmızı çizgilerimiz tanınmadan bu ilişkiler düzelmeyecek. Bu kırmızı çizgiler, Rusya'nın Gürcistan topraklarından geri çekilmesi, Rusya'nın nerdeyse kendisi dışında kimsenin tanımadığı Güney Osetya ve Abhazya'nın sözde bağımsızlığını tanımaktan vazgeçmesi. Fakat bir şekilde geleceğe bakmalıyız. Bu nedenle Gürcistan ve Rusya arasındaki barış, istikrar, güç kullanılmaması, yerlerinden edilenlerin evlerine geri dönmesi gibi siyasi sorunları çözüme kavuşturabilmek için her türlü olası araçları kullanmaya çalışıyoruz ki bunlardan en önemlisi BM, AGİT ve AB'nin eş başkanlığında ve ABD'nin katılımıyla yapılan uluslararası Cenevre görüşmeleridir."