IŞİD'in saldırılarından kaçarak Türkiye'ye yerleşen Ezidiler, gün geçtikçe dönüş umutlarını kaybetseler de yeni bir hayat kurmaya çalışıyor. Çocuklarını eğitmeye başlayan Ezidilerin sınıflarında öğretmenler Ezidi, materyaller de gönüllü kuruluşlardan sağlanıyor. En önemli nokta ise öğretmenlerin eğitime Latin alfabesini öğreterek başlaması oldu. Latin alfabesinin ardında da sıra Latin harfleriyle İngilizce, matematik, Kürtçe ve sosyal bilimler dersleri vermeye geldi.
Al Monitor'ün haberine göre, kampların en büyük eksiği ise eğitim materyalleriydi. Materyaller için kültürel haklar ve çocuklar için anadilinde eğitim hakkı üzerine çalışmalar yapan Anadolu Kültür Vakfı harekete geçti. Vakfın desteği ile bastırdığı 24 bin adet kitap Güneydoğu'daki kamplara dağıtıldı.
Bu adım sorası öğretmenler kıt imkânlarla da olsa eğitim vermeyi sürdürdü. Ancak her kampın kendine özgü sorunları da var. Nitekim Diyarbakır'da bir araya gelen gönüllü öğretmenler hem deneyimlerini paylaştılar, hem ihtiyaçlarını anlattı.
'PSİKOLOJİ DERSİ VERİLMELİ'
Şırnak'taki gönüllü öğretmen Haji Abdullah, Ezidi çocuklarına psikoloji eğitimi verilmesi gerektiğini vurguladı:
“Çocukların psikolojilerinin düzelmesi, sosyal hayata adapte olmaları için okulları açtık. Kıştan beri eğitim veriyoruz, eski kurslar bitti. Eksiklerimiz vardı. Bilgisayar, tahta gibi eksiklerimiz var. Şimdi İngilizce kursuna başladık. Okulların bütün kamplarda açılmasını istiyoruz. Irak sistemi olsaydı iyi olurdu ama yoksa da böyle devam etmek isteriz. Psikoloji eğitimi vermek istiyoruz çünkü insanların psikolojisi iyi değil. Rahatlamaya ihtiyaçları var.”
Siirt'teki kampın öğretmeni Daxil Seydo ise eğitime Latin harfleriyle devam edeceklerini söyledi:
“Eksiklere rağmen eğitimimiz devam etti. Öğretmenlerimiz yok sadece ben varım, yardım alarak yürütebiliriz. Kitap, bilgisayar ve kırtasiye yardımı bekliyoruz. Latince eğitim vermeyi düşünüyoruz. Arapça olsa iyi olurdu, Irak sistemiyle olmasını isterdik ama imkân yok” diye konuştu.
'HER KAMPIN KENDİ SİSTEMİ VAR'
Anadolu Kültür Vakfı Proje Koordinatörü Derya Bozarslan da eğitim ihtiyacının ilk sırada olduğunu ifade etti:
“Ezidi çocuklar için neler yapılabilir üzerine ön çalışmalar yapıldı. En önemli ihtiyacın, yarım kalan eğitimlerinin devam ettirilmesi olduğunu gördük. İlk önce çocuklar için eksik eğitim materyalleri tamamlandı. 24 bin adet kitap basılıp, kampların tamamına gönderildi. Gönüllü Ezidi öğretmenleri bir araya getirip deneyimlerini paylaşmalarının, çalışmalarına artı değer katacağını düşündük. Ve bu çalıştayın hazırlıklarını yaptık. Kendi eğitimlerini kendileri veriyor, her kampın kendisinin kurduğu eğitim sistemi var. Bazıları Şengal'deki eğitim siteminin aynısını burada kurup devam ettirmişler, bazıları daha da ilerlemişler. Matematik, Kürtçe ve Ezidilik üzerine eğitimler veriliyor.”
'DİL BÜYÜK BİR SORUN'
Yıllarca BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Sözcülüğü görevini yürütün ve emekli olduktan sonra İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) adlı sivil toplum kuruluşunun başkanlığını yapan Metin Çorabatır'a göre de eğitim büyük bir sorun. Çorabatır, Ezidilerin Latin harflerini öğrenerek inançları konusunda baskı görmeyecekleri yerlere gitmek istediklerine dikkat çekti:
“Anadolu Kültür Vakfı'nın hazırladığı kitaplar gecikmişti. Fotokopiyle idare ediyorlardı, doğru dürüst bir sistem yok. Çocuklar eğitimsiz kalıyor eğitime yönelik yapılan çalışmalar çok düşük, çok yetersiz. Devletin kamplarında, dolaylı olarak duyduğumuz, Arapça, İngilizce ve Türkçe dersleri veriliyor. Ama orada eğitim bütün Suriyeliler ve Ezidiler için büyük bir sorun. Eğitim için devletten destek alındığı zaman bu sefer dil sorunu çıkıyor. Oradaki Kürt siyasi oluşumu Kürtçeyi vurgulayarak onların Kürt aidiyetini ön plana çıkarmaya çalışıyor.
'BİR DAHA GERİ DÖNMEMEK İÇİN İNGİLİZCE İSTİYORLAR'
Devletin sadece Ezidiler için değil Irak ve Suriye'den gelenler için de kamplar dışında bir entegrasyon politikası yok. Latin harflerini istiyorlar, İngilizce öğrenmek istiyorlar. Geleceklerini artık inançları konusunda baskı görmeyecekleri bir yerde aramak istiyorlar. Onun için dil önemli. 14-16 yaşlarında konuştuğum bazı gençler kendilerini iyi ifade edecek derecede İngilizce biliyorlar. Kendi topraklarına dönmemek üzere gitme eğilimi vardı. Hayatları boyunca acı çekmişler, IŞİD saldırısı yaşadıkları son travma. Sadece eğitim değil, sağlık dışında da birçok hizmete erişimlerinde sıkıntı var.”