TIMEUTRK | HABER MERKEZİ
Yaklaşık 18 milyon öğrenci için 2017-2018 eğitim-öğretim döneminde ilk ders zili bugün çalarken, eğitim sistemindeki sorunlar da yine mercek altına alınmaya başlandı. Son olarak OECD'nin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) raporunda 105'inci sıraya kadar düşen Türkiye'nin durumu eğitimcileri endişeye iterken, çözüm önerileri de tartışılıyor...
BAŞARILI ÜNİVERSİTELER
Diğer yandan dünyadaki 30 bin üniversiteden ilk bine giren üniversitelerimizin sayısı da 18'den 8'e düşünce acil tedbirler alınması gerektiğini söyleyen uzmanlar, matematik, fen ve teknolojiye ağırlık verilmesi gerektiğini söylüyor.
İşte Karar'dan Kenan Butakın'a konuşan eğitimcilerin vurgu yaptığı sorunlar ve önerileri:
MÜFREDAT BİLİMLE KODLANMALI
Eğitim Uzmanı Cihat Şener matematik ve fiziği geriden takip ettiğimizi kaydederek şunları söyledi:
"Teknoloji üretecek verilerle çocukları donatamıyoruz. Dünya ile rekabet edebilecek teknoloji ile donanımlı, matematiği, fiziği, kimyası, biyolojisi, akıl yürütmesi, algılaması ve kodlaması yüksek bireyler mi yetiştireceğiz yoksa bundan vazgeçtik mi? Teknolojiyi satın almak için dünyanın parasını ödüyoruz. Mutlaka bilim ağırıklı derslerin öne çıkarılması ve müfredatın buna göre kodlanması gerekiyor. Matematikten ve fizikten vazgeçersek dünyanın arkasında kalırız."
ÖĞRETMENLER GÖREVE HAZIR DEĞİL
Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Şirin Karadeniz, öğretmen eğitimi başta olmak üzere şu noktalara dikkat çekti:
éÖğretmenlerimizin mesleki gelişimlerini üniversite ve okul işbirliğinde yapmak gerek. Şu anda öğretmen adayları çok fazla staj yapamadığı için öğretmenliğe hazır yetişmiyorlar. İkinci olarak teknoloji, fen ve kodlama gibi birçok başlık var. Üçüncü olarak eşitsizlik sorunu var. Çocukların arasındaki eşitsizlik gittikçe büyüyor. Bazılarının elinde her şey var. Bazılarında hiçbir şey yok. Tablet projesi yapıldı ama istenilen etkiyi yaratamadı. Sadece teknoloji vermek yetmiyor. Bunun öğretmen eğitimi, içeriği, altyapısını sağlamak gerek. Dördüncü olarak da Suriyeli sığınmacı sorunu var. Bu çocuklar sistemin içerisine Türkçe öğrenmeden alınırsa ve onları kaynaştıramazsak ne olacak? Bu, 15 yıl içerisinde Türkiye'nin önüne gelebilecek en önemli sorunlardan biri."
YAZ-BOZ SİSTEM TEP TİP İNSAN ÜRETİR
OECD Yatırım Bölümü eski başyöneticisi Mehmet Öğütçü, özellikle PISA raporlarında geri kalmamızın önüne geçebilmek için şu noktaların uygulanması gerektiğini söyledi:
"Müfredat, nasıl bir nesil yetiştirmek istiyorsanız onun softwaredir. Yani yazılım programıdır. Genç dimağları şekillendirirken onları çağdaş dünyaya uygun, teknoloji, bilim, özgür düşünce ve değerlerle teçhiz etmiyorsak gelecekte bunun bedelini ödeyeceğiz. Oysa her yıl yaz-boz tahtasına dönen eğitim modeli ve içerik, kafası karışık, formatlanmış, dünyaya tek bir pencereden bakan insanlar üretecek. Ortak değerlerimizi, uluslararası genel kabul görmüş bilimi, beyin çeperlerini zorlayan özgür düşünceyi, yaratıcılığı yansıtalım müfredata. Belli bir hayat görüşü, ideolojiyi değil. Dünya ile entegre olmak zorundayız. Uluslararası rekabet liginde oynayacak gençler, aynı zamanda gelenek ve köklerini canlı tutacak nesiller yetiştirmeliyiz."