Abdurrahman Dilipak, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayının 'Sıradan bir aşk hikayesi, sıradan muhalif bir gazetecinin başına gelen olaylarla ilgili bir olay' olmadığını belirtti.
Dilipak, "Ceset nerede, Veliaht Prens görevden alınacak mı?" sorularını hatırlatarak, Kaşıkçı olayının yalnızca Suudi Arabistan'ı bağlamadığını, ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği'nin de işin içinde olduğunu söyledi.
Ankara'nın cinayet şüphelilerinin Türkiye'ye iadesi ve yargılama talebine dikkati çeken Dilipak, şu ifadeleri kulandı:
"Eğer şüpheliler Türkiye'ye verilecek olursa, hemen belirtelim ki, Türkiye'de idam cezası yok. Yani bu cinayeti bunlar işlemiş olsa bile 'asmayacağız, besleyeceğiz.' Diğer bir konu, bunlar kendi aralarında anlaşır, asıl failler itirafçı olur, suçu üstlenecek biri mahkemenin önüne atılacak olursa ne olur? Olayın oluş şekli, öncesi ve sonrası yaşananlar, işin öbür ucundaki kişiyi işaret ediyor aslında. Veliaht Prens yeni bir senaryo ile bu işin dışında gösterilebilir. İster misiniz, bu arada asıl suçlu ilan edilecek kişilerden biri çıkan çatışmada hayatını kaybetmiş ya da intihar etmiş olsun!
Bilmemiz gerekir ki, Kaşıkçı'nın da işin içinde olduğu çok daha büyük bir oyunla karşı karşıyayız. Kaşıkçı olayı, çok büyük bir pano'nun küçük bir puzzle'ı. Bu puzzle'ı kaybedersek, büyük resmi de kaybederiz. Yine aynı şekilde, bu küçük parçayı gözümüze çok yaklaştırırsak da, arkasındaki büyük bir ormanı kaybederiz."