Çalışma Bakanı Troels Lund Poulsen, aşırı sağcı Danimarka Halk Partisi tarafından sunulan soru önergesine verdiği yazılı cevapta bakanlık tarafından ülkenin en büyük 10 belediyesinde araştırma yaptıklarını belirtti.
Poulsen, araştırma sonucunda belediyelerden ikisinin, kendilerine önerilen işleri işverenin başörtülerini çıkarmalarını istediğini gerekçe göstererek geri çeviren kadınların işsizlik maaşlarında kesintiye gittiğini belirlediklerini söyledi.
Tüm belediyelere uyarı mektubu yollayacağını vurgulayan Poulsen, işsizlik maaşı alan kişilerin başörtüsü takmalarına izin verilmemesini gerekçe göstererek iş önerilerini reddedemeyeceğini kaydetti.
İşsizlik ödeneği alan kişilerin başörtüsünü gerekçe göstererek iş teklifini geri çevirmesi durumunda maaşlarında kesinti yapılması gerektiğini tüm belediyelere hatırlatacağını belirten Poulsen, “Dini, kültürel ya da manevi gerekçeler, iş piyasasından muaf tutulmak için kabul edilebilir nedenler değil.” ifadesini kullandı.
Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanının işverenlerin çalışanlara başörtüsü yasağı getirebileceği kararına atıfta bulunan Poulsen, işverenlerin iş yerlerinde iç kurallar uygulayabileceğini, herhangi bir sorun yaşanmasında ise karar mercinin yargı olduğunu belirterek, başörtüsünü çıkarması istenen çalışanların yargı yoluna başvurabileceklerini kaydetti.
"Bu demokratik bir uygulama değil"
Danimarka İslam Toplumu Başkanı Ahmet İhsan Deniz ise AA muhabirine yaptığı açıklamada “Bu demokratik bir uygulama değil. İnsan haklarına aykırı. Evrensel insan hakları noktasında herkesin din hürriyeti, fikir hürriyeti, yaşama özgürlüğü var.” ifadelerini kullandı.
Avrupa'da artan İslam korkusu ile Müslümanların sabrının zorlandığını belirten Deniz, şöyle dedi:
“Başörtüsü İslam'ın bir simgesidir. Bunu kendi gönlüyle takmış olan bir kadın, işsizlik sendikasından ödenek alırken bu kişilere yapılan ‘başını açmazsan iş vermeyiz' ya da ‘paranı keseriz' tarzı dayatmalar insanın özgürlüğünü kısıtlamış oluyor.”
Ülkedeki Müslümanların bir araya gelerek, bu tür kararlara karşı birlikte mücadele etmesi gerektiğine dikkati çeken Deniz, “Bu hususta da bir mücadele verilmesi lazım. Hem siyasiler nezdinde hem de insan hakları ile ilgili kuruluşlarda gereken girişimleri yapmak zorundayız.” diye konuştu.
AB Adalet Divanının, “işverenlerin, çalışanların iş yerlerinde iç kurallar gereği herhangi bir siyasi, felsefi veya dini sembolün görünür kullanımını yasaklamasının doğrudan ayrımcılık teşkil etmediğine” karar vermesi, başörtüsü yasağının önünü açmıştı.
Danimarka parlamentosunda 2009 yılında alınan bir kararla hakimlerin başörtü takması yasaklanmıştı.