İngiltere'de AB referandumu sürecinde Birlik'ten çıkış yanlılarının liderliğini yürüten Boris Johnson'ın geçtiğimiz hafta başbakanlık koltuğuna oturmasının ardından kurduğu kabinede ağırlıklı olarak “katı Brexitçi” isimlere yer vermesi piyasalar tarafından olumsuz karşılandı.
Başbakan Johnson'ın 31 Ekim tarihinde anlaşmasız ayrılık kartını masada tutmaya devam etmesi daralan sürede AB ile yeni bir anlaşmanın yapılabileceğine ilişkin umutları da azaltıyor.
Daha önce İngiliz parlamentosunda üç kez reddedilen eski Başbakan Theresa May'in anlaşmasının yeniden mevcut şekliyle kabul edilmesi mümkün görünmezken, Kuzey İrlanda ve İrlanda Cumhuriyeti arasında Brexit sonrasında oluşabilecek sınır ve gümrük uygulamaları konusunda da henüz bir çözüm bulunmuş değil. Geçen hafta Kabine Ofisi Bakanlığı görevine getirilen Michael Gove'un İngiliz Sunday Times gazetesi için kaleme aldığı makalede İngiliz hükümetinin AB'den anlaşmasız ayrılık senaryosu için çalıştığını açıklaması “anlaşmasız ayrılık” konusundaki beklentileri artırdı.
Öyle ki AB referandumunun yapıldığı 2016 yılının haziran ayında 1,5 ABD doları civarında olan sterlin kuru, bu haftanın ilk iki gününde ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 2,4 değer kaybetti. Salı sabah saatlerinde İngiliz sterlini ABD doları karşısında son iki yılın en düşük seviyesi olan 1,2120 dolar seviyesini görürken, avro karşısında 1,0881 seviyesine geriledi.
İngiliz sterlininde 2016 yılından bu yana yaşanan değer kayıpları tüketicilerin harcama planların da etkiliyor. Alım gücü azalan tüketiciler zorunlu olmayan harcamalarını ertelemeyi tercih ediyor. Tüketimin yavaşlaması Brexit'e ilişkin belirsizlikler nedeniyle yatırımların ertelenmesiyle ekonominin çarklarının artık daha da yavaş dönmesine neden oluyor.
2015 yılında yüzde 2,3 olan büyüme, 2016'da 1,9'a, 2017'de 1,8 ve 2018'de 1,4'e geriledi.
Ekonomistler ise yeni kurulan hükümet ile birlikte Başbakan Johnson'ın açıklamalarının piyasalarda “anlaşmasız ayrılık” riskini artırdığı, bunun da sterlini baskıladığı yönünde görüşe sanip.
Merkezi Londra'da bulunan uluslararası finans danışmanlık şirketi DeVere Grubu Üst Yöneticisi Nigel Green, “İngiltere'nin AB'den anlaşmasız şekilde ayrılması halinde gelecek birkaç yıl boyunca sterlin zayıf kalacaktır. Üstelik birçok insan artık bu yılın sonundan önce bir erken genel seçimin olmasını bekliyor. Bu da ülkede belirsizliği ve sterlindeki türbülansı artıracaktır.” ifadelerini kullandı.
İngiliz sterlinindeki değer kaybının İngiliz halkının alım gücünü dikkate değer şekilde düşürdüğünü belirten Green, “Daha düşük seviyedeki sterlin ithalatın daha pahalı olması anlamına geliyor. Artan maliyetler de tüketicilere yansıtılıyor. İngiliz sterlinindeki düşüşün ihracat için daha iyi olacağını düşünenler ihracatın yüzde 50'sinin ithalata dayalı olduğunu hatırlamalı.” şeklinde konuştu.
London Capital Group Kıdemli Piyasa Analisti İpek Özkardeşkaya ise, “Birçoklarına göre 31 Ekim tarihine yaklaştıkça her şeyin sadece daha kötü olabileceği düşüncesiyle gemiden atlamak için doğru zaman. Öte yandan piyasalar tarafından en kötüsü fiyatlandırılmış olabilir. Boris Johnson sargı bezini çıkarıp atarak, sonunda birkaç yıl boyunca ekonomik istikrarsızlık olacaksa bile uzatılan süreci bitirmek istiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Principal Global Investors'ın Kıdemli Küresel Yatırımlar Stratejisti Sama Shah ise, “Eğer bu ezici güç durdurulamazsa, İngiliz sterlininde değer kayıplarının devam etmesini bekliyoruz. Sterlin-dolar kuru 1,18'e kadar gerileyebilir. Öte yandan anlaşmasız ayrılığın durdurulabileceğine ilişkin genel bir görüş söz konusu.” ifadelerini kullandı.
İngiliz yayın kurumu BBC'ye değerlendirmede bulunan BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) sınıflamasının mucidi Goldman Sachs Varlık Yönetimi'nin eski başkanı İngiliz ekonomist Jim O'Neill ise, piyasaların aynı zamanda yeni başkanın belirlenmesi sürecinde İngiliz Merkez Bankası'nın (BoE) bağımsızlığının geleceğini de değerlendirdiğini öne sürdü.
Yeni hükümetin kamu harcamalarını artıracağı sinyalini verdiğini belirten O'Neill tüm bu endişelerin sterlin için düşüşe işaret ettiğini belirtti.
İNGİLİZ TURİST İÇİN EN ZOR YAZ
İngiltere'nin başkenti Londra'daki Heathrow Havalimanı'nda bir sterlin yaklaşık 85 avro sent, Gatwick Havalimanı'nda bir sterlin 0,90 avro sent üzerinden işlem görüyor. İngiliz turistler de sterlindeki düşüşün alım güçlerini düşürmesi şeklinde olumsuz etkileniyor. Bu yüzden, son aylarda İngiliz turistler AB dışındaki tatil seçeneklerine ağırlık veriyor.
Merkezi Londra'da bulunan turizm şirketi Thomas Cook'un nisan ayında yayımladığı rapora göre, İngiltere'den rezervasyonu yapılan seyahat paketlerinde AB dışındaki ülkelerin payının bir önceki yaza kıyasla yüzde 10 artışla 47 seviyesine ulaşmış durumda. Raporda, tatil paketi satışlarında geçen yıl üçüncü sırada olan Türkiye'nin bu yıl ikinci sıraya yükseldiği belirtilerek, "Türkiye, bu değişimden en fazla faydalanan ülke. Türkiye, tatil paketi satışlarında Yunanistan'ı geride bırakarak bu yıl en popüler ikinci tatil destinasyonu oldu." ifadesine yer verildi.
İngiliz sterlininin ABD doları karşısında 2016 yılının haziran ayından bu yana değer kaybetmeye devam etmesi Amerikalı turistlerin alım güçlerinin artması nedeniyle İngiltere'ye ilgiyi artırdı. İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) verilerine göre İngiltere'ye 2017'de gelen ABD'li turist sayısı 2,2 milyondan 2,6 milyona ulaştı.
STERLİN ve POUND ARASINDAKİ FARK
İngiltere'de İngiliz Merkez Bankası (BoE) tarafından basılan para biriminin adı “pound sterling” ve kısaltma olarak ise “GBP” kullanılıyor. “Sterlin” ifadesi ağırlık birimi olarak da kullanılan “pound” ile karışıklığa neden olmaması amacıyla “pound sterlin” olarak kullanılıyor.
İngiliz Merkez Bankası darphane işlemlerinde ana sorumlu olmakla birlikte, bankanın izniyle İskoçya ve Kuzey İrlanda'da farklı yerel tasarımlara sahip banknotlar ve madeni paralar basılıp kullanılabiliyor. Bu banknot ve madeni paralar tasarım farkına rağmen “pound sterling” olarak Birleşik Krallık'ın tamamında geçerli. Türkçe'de “İngiliz sterlini” ya da sadece “sterlin” olarak kullanılan para birimi İngiltere'ye tabi olan Cebelitarık, Guernsay ve Jersey gibi deniz aşırı topraklarda da kullanılıyor.