BM Güvenlik Konseyi (BMGK), Filistin sorunu ve Orta Doğu'daki diğer gelişmeleri görüşmek üzere toplandı.
Toplantıda konseyi bilgilendiren BM Orta Doğu Özel Koordinatörü Mladenov, Gazze Şeridi'nde 11-13 Kasım'da yaşanan çatışmaların 2014'ten bu yana en şiddetli çatışma olduğuna dikkati çekerek, "Durumun kırılganlığı, asıl siyasi konuları ele almak için sahadaki dinamiklerin kökten değişmesinin aciliyetini gösteriyor." diye konuştu.
BM ve uluslararası aktörlerin Gazze'nin su, gıda, elektrik gibi ihtiyaçlarına cevap vermek için elinden geleni yaptığına işaret eden Mladenov, "Ancak uluslararası toplum, Gazze'nin problemlerini tek başına kaldıramaz. Burada başlıca sorumluluk oradaki taraflarındır. Filistin'deki tarafların uzlaşması için zaman azalıyor." ifadesini kullandı.
Mladenov, tüm taraflara, zaman kaybetmeden, gelecek 6 ayda görünür bir ilerleme kaydetme çağrısında bulundu.
"GAZZE PATLAMAK ÜZERE"
İsrail askerinin, Filistinli göstericilere sert müdahalesine de dikkati çeken Mladenov, İsrail'in, göstericilere karşı ısrarla gerçek mermi kullanmasına ilişkin endişelerinin sürdüğünü dile getirdi.
Mladenov, uluslararası toplumu da Filistin konusundaki çabalara destek vermeye çağırarak, "İsrail, Gazze'nin patlamak üzere olduğunu görmeli. Bu patlamanın önüne geçilmesi adına insanlar hayatlarının normalleştiğini görmeli ki bunun için de ablukanın gevşetilmesi ve en nihayetinde kaldırılması gerekir." görüşünü paylaştı.
"ORTA DOĞU'DAKİ ÇATIŞMAYI ÇÖZMEK İÇİN HER İKİ TARAF DA ÇALIŞMALI"
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley de BMGK'deki Filistin oturumunda yine Filistin konusuna değinmeyerek İran'a yüklendi.
ABD'nin İran'a yaptırımlarının ikinci ayağını 5 Kasım'da uygulamaya başladığını anımsatan Haley, "Bu ABD'nin İran'a karşı bugüne kadar uyguladığı en geniş kapsamlı yaptırımlardı." dedi.
İran'ın, Filistin'deki "İslami" gruplara destek verdiğini savunan Haley, "Sayın Mladenov'a bir konuda çok katılıyorum. Orta Doğu'daki çatışmayı çözmek için her iki taraf da çalışmalı. Her iki taraf da her istediğini alamaz. Her iki taraf da anlaşmaya varmalı. Bu anlaşma da ancak sahadaki gerçeklerin net, samimi ve tam olarak değerlendirilmesiyle başlar." diye konuştu.