BBC Savunma ve Diplomasi Muhabiri Jonathan Marcus, bugün kaleme aldığı, “İsrail ve Hizbullah: Son karşılıklı saldırılar daha büyük bir çatışmaya dönüşür mü?” başlıklı analiz yazısında, “Emareler halen ciddi bir çatışmanın muhtemelen kapıda olduğuna işaret ediyor” dedi.
İsrail ve Lübnan'daki Hizbullah örgütü arasındaki son karşılıklı saldırılar sona da ermiş olabilir devamı da gelebilir. Ancak emareler halen ciddi bir çatışmanın muhtemelen kapıda olduğuna işaret ediyor.
Şimdilik operasyonları durdurmaları her iki tarafın da çıkarına. Hiçbiri büyük çaplı bir savaş istemiyor.
Gelişmeler büyük ölçüde, gerilimi sakinleştirmeye çalışan İsrail'in oyununa Hizbullah'ın vereceği tepkiye bağlı.
Şiddet sarmalını tırmandıran, İsrail'in Hizbullah'ın Beyrut'taki kalesi olan Dahiya mahallesini vurmasıydı.
Bu, askeri analistlerin diliyle, "angajman kurallarının ihlâli" olarak algılandı.
Bu, 2006'da İsrail ve Hizbullah arasındaki savaştan beri İsrail'in Lübnan'ın başkentine düzenlediği ilk saldırıydı. Açıkçası İsrail ve Hizbullah güçlerinin doğrudan karşı karşıya gelmeleri oldukça nadir görülüyor.
İsrail'in bir makineyi hedef aldığı düşünülüyor - özellikle füzelerin ve roketlerin yakıtının üretimi için hayati önemde olan bir beton mikserini…
Bu, İran'ın Hizbullah gibi bölgedeki müttefiklerine sağladığı füzelerin isabet hassasiyetini ve menzilini geliştirme çabasına dair projesinin bir parçası olarak görülüyor.
Bu saldırıya Hizbullah'ın hızlı bir yanıt vereceği aşikardı, İsrail ordusu da gerekli ön hazırlıkları yaptı: cephaneleri hazırladı, yapılması önceden planlanan tatbikatı iptal etti ve hedef alınabilecek sınır bölgesindeki devriyelerin sayısını azalttı.
HİZBULLAH'IN YANITI GECİKMEDİ
Az sayıdaki Kornet tanksavar füzesi İsrail mevzilerini hedef aldı ve zırhlı bir ambulansı vurdu.
Hizbullah zafer ilan etmekte hızlı davrandı, "Avivim Kışlası yolu üzerindeki İsrail ordusuna ait bir askeri aracı yok ettiği ve içindekileri öldürdüğü ya da yaraladığı"nı duyurdu.
İsrail olayda ölen ya da yaralanan olmadığını söylüyor, ancak sonrasındaki gelişmeler ilk aşamada helikopterin de yer aldığı bir kurtarma operasyonuna benziyordu, görünen o ki Hizbullah'ı saldırısının başarılı olduğuna inandırarak, sükunetin sağlanabilmesi için zaman kazanmaya yönelik bir oyundu.
İsrail'in Kornet füzelerine yanıtı sınırlı oldu.
Bir savaş helikopteri füzelerin atıldığı bölgeye saldırı düzenledi ve İsrail topçu birliği tarafından sis mermisi atıldı.
Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah onurunu kurtardığına inanıyor mudur, yoksa bunun devamı gelecek midir?
Bunu zaman gösterecek ancak ne İsrail ne de Hizbullah şimdilik tansiyonun tırmanmasını istiyor. Ancak İsraillilerin yanıtlaması gereken sorular da var.
Bunun "oyunun kurallarını ihlâl etmek" anlamına geleceğini bile bile Hizbullah'ın Lübnan'daki İran'ın desteklediği füze programını vurma fırsatını değerlendirecekler mi?
Tabi ki bu bir oyun değil ve temel olarak "kurallar" geçici. Burada olan, sadece İsrail ve Hizbullah arasında değil, aynı zamanda İsrail ile Hizbullah'ın sponsoru İran arasında da ilan edilmemiş bir savaş.
Coğrafi terimlerle belirtecek olursak, Lübnan'dan Suriye'nin derinliklerine kadar varan geniş bir cephede mücadele ediliyor. Irak'tak hedeflerin İsrail tarafından vurulmuş olması da muhtemel.
İran 3 alanda ilerlemeye çalışıyor. İlk olarak, bölgedeki müttefiklerine yönelik füze ikmal hattını korumaya devam etmek istiyor. İkincisi, Hizbullah'ın halihazırda elinde var olan füzelerinin kapasitesini artırmaya yardım ediyor. Üçüncü olarak, Suriye'de Esed rejimini destekleyerek ulaştığı etkili pozisyonun faydalarını görme amacı taşıyor, bunu da kendini orada askeri bir oyuncu olarak kurgulayarak, bir açıdan da İsrail'e karşı yeni bir cephe açarak yapmayı planlıyor.
İsrail, sürekli olarak İranlılara misilleme yapıyor ve son dönemde İran tarafından desteklenen İsrail'e yönelik bir insansız hava aracı saldırısını önlediklerini açıkladılar.
İsrail ordusunun askeri istihbarat bilgisi ele geçirme kapasitesi dikkat çekici. Füze taşıyan konvoyları, mühimmat depolarını, insansız hava aracı üslerini ve endüstriyel bölgeleri vuruyorlar.
Ancak bunlar taktiksel başarılar. Stratejik anlamda İran'ın planlarını yavaşlatıyor olabilirler ama Tahran'ın temel yönelimini değiştirdiğine dair bir işaret yok.
Dış aktörler Tahran'ın gidiş yönünü değiştirmekte başarısızlığa uğramış görünüyorlar. ABD'nin böyle bir pozisyonda olmadığı açık.
Moskova'nın, İran'ın ve onun uydularının ilerlemesini sınırlandırmaları için Suriyelileri ikna edeceğine dair verdiği güvenceler asılsız çıktı.
ABD, Rusya ve İsrail'in ulusal güvenlik danışmanlarının Haziran ayındaki toplantsının ardından İsrail'in hava saldırılarının sıklığını önemli bir derecede artırması geleceğe dair işaretler taşıyor.
İlan edilmemiş savaştaki yakın zamanda meydana gelen çatışmalar sona ermiş olabilir, ancak mücadele devam ediyor. Ve silahlı çatışma riski sadece yakınlaşıyor.