2003'ten bu yana her yıl bu günlerde Iraklılar, ABD birliklerinin başkent Bağdat'ın merkezine girdiği anı ve yaklaşık 35 yıldır ülkeyi yöneten Saddam Hüseyin rejiminini devrilişini hatırlıyor.
ABD kuvvetleri, 16 yıl önce kitle imha silahlarına sahip olduğu ve Usame bin Laden'in El Kaide örgütü gibi aşırılık yanlısı örgütleri desteklediği bahanesiyle Irak'ı işgal etti; ancak bu işgal, Irak'ta onbinlerce insanın ölümüne ve birçok şehrin de altyapısını da tahrip etti.
Amerikan zırhlı birliklerine ait bir kuvet, 5 Nisan 2003'te Bağdat Uluslararası Havaalanı'na bir saldırı başlattı ve başkent Bağdat'a doğru ilerlemeye başladı. ABD ordusu, Bağdat yakınlarında Irak ordusunun sert direnişiyle karşılaştı.
BAĞDAT'TAKİ IRAK
ORDUSUNUN DİRENCİ KIRILDI
7 Nisan 2003 tarihinde, bir başka zırhlı kuvvet, Saddam'ın kaldığı Cumhuriyet Sarayı'na bir saldırı başlattı. Sarayı ele geçiren ABD askerleri, sarıyı askeri üs haline getirdi. Havaalanı çevresinde süren savaştan saatler sonra Bağdat'taki Irak ordusunun direnci kırıldı.
9 Nisan 2003'te ABD kuvvetleri, Bağdat'ın kontrolünü tamamen ele geçirdiklerini ve Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in Bağdat merkezinde bulunan Sheraton Otel'in meydanınındaki Saddam heykelini devirerek, heykelin yüzüne ABD bayrağı astıklarını açıkladı.
Iraklı Sünniler ilk zamanlarda, Şii topluluğun haksızlıklarından ve Saddam rejiminin zulmünden kurtulduklarını inanarak ABD askerlerinin Bağdat'a girişini desteklediler.
ABD işgali sırasında, Irak'ın birçok bölgesi, özellikle Sünnilerin yaşadığı Felluje, Jafar El-Sakhr, Baiji, Madain ve diğer şehirler gibi silahlı direnişe yol açan birçok insan hakları ihlaline tanık oldu.
ABD işgali, Irak'ı çok sayıda insanın hayatını kaybettiği mezhepsel bir savaş alanı haline getirdi.
IRAKLILAR, SADDAM'I
ARAR HALE GELDİ
Her ne kadar rakipleri, Saddam'ı diktatör olarak nitelendirse de, Saddam rejimi devrilmesinden bu yana 16 yıl geçmiş olmasına rağmen, Iraklılar Saddam'ı arar hale geldi. Irak'ı demokrasi getireceğiz vaadiyle işgal eden ABD'nin getirdiği demokrasi ise, ülkenin yıkımı ve halkların birbirine düşman olmasına sağladı. Mezhepsel çatışmayı körükledi. Bugün Iraklılar kendi içinde bölünmüş bir şekilde zor şartlar aldında yaşamını sürdürüyor. İşsizlik ve zor hayat koşulları, silahlı grupların varlığı Irak halkının yaşamını zorlaştırıyor.
Bu arada Irak vatandaşlarının her geçen gün ABD ve İran'a karşı öfkeleri artıyor. ABD ve İran'nın bölgede siyasi ve ekonomik emelleri olduğuna inan Irak halkı, bu iki ülkeyi, Irak'taki ‘mezhep çatışması'nı körüklemekle suçluyor.
İŞID BELASI, ABD'İNİN İŞGALİNDEN
SONRA ORTAYA ÇIKTI
Kurtarıcı olarak gelen yabancı bir ülkenin, bir ülkeyi işgal etmesinin, o ülkeye yarar değil zarar getirdiği önü sürülerek, bugün Irak'ta yaşananların herkese ders olması gerektiği dikkati çekildi. Saddam'ın devrilmesinden sonra Irak'ın yabancıların işgali altında olduğu ve İŞID belasının bu ülkelerin ortaya çıkardığı öne sürüldü.
El Khafaji isimli bir analiz iste, “Irak'ta gerçekleşen ve gerçekleşecek olan her şey Amerikan iradesine göre şekilleniyor” dedi.
IRAK'IN İŞGALİ, ABD'NİN
GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERDİ
Irak'ın iki ülke tarafından yönetildiğini idda eden El Khafaji, bir yandan Amerikan işgali, diğer yandan İran işgali. Bu iki ülke Irak'tan ellerini çekmediği sürece Irak'a huzur gelmeyeceğini söyledi.
Bağımsız siyasetçi İzzat El-Şahbandar ise, "ABD'nin, Irak'a saldırısının en önemli etkileri çarpık bir demokrasinin üretimi, kaostan çok farklı olmayan özgürlük, güvenlik ve egemenlik kaybı ve ordu ve polis gibi temel devlet kurumlarının imha edilmesidir" dedi.
Şahbandar, “Irak'ın işgali, dünyanın Amerikanın gerçek yüzünün gösterilmesini sağladı” dedi.