Dolar

32,2539

Euro

34,6839

Altın

2.400,70

Bist

10.247,75

Avrupa Konseyinden Türkiye'ye 'Kadına şiddet' eleştirisi

Avrupa Konseyi uzmanları Türkiye'nin kadına şiddeti önleme alanında sınıfta kaldığını ifade etti.

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-10-15 08:08:38

Avrupa Konseyinden Türkiye'ye 'Kadına şiddet' eleştirisi

Avrupa Konseyi uzmanları, Türkiye'den kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet konusunda daha etkili önlemler almasını istedi.

Avrupa Konseyi'nin yayımladığı raporda, “En yüksek siyasi ve kamu düzeyi de içinde olmak üzere, Türk toplumunda kadına yönelik şiddeti teşvik eden, kadın rollerine ilişkin yerleşmiş, kısıtlayıcı ve kalıplaşmış görüşlerin devam etmesinden dolayı ciddi endişe duyuyoruz” denildi.

Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan, “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin İstanbul Sözleşmesi”nin uygulanmasını denetlemekle sorumlu uzmanlar çalışma grubu, Türkiye ile ilgili hazırladığı raporu kamuoyuna açıkladı.

“Kadına yönelik şiddet olaylarının sorumlularının cezasız kalmasının endişe verici olduğu” belirtilen raporda, “kadına yönelik şiddet vakalarının etkin bir şekilde soruşturulduğu, kovuşturulduğu ve yaptırıma tabi tutulduğuna dair yeterli veri veya kanıt olmaması” eleştirildi.

Zorla evlendirilmenin yaygınlığına işaret edilen 136 sayfalık rapor, Türkiye'de kadınların yüzde 25'inin 18 yaşına gelmeden evlendirildiğini ortaya koyarken, bu oranın kırsal kesimde yüzde 32'ye çıktığı uyarısı yapıldı.

Rapor, Türk kadınlarının en az yüzde 27'sinin hayatları boyunca en az bir kere takip edilerek tacize uğradığını ortaya koydu. Raporda, takip sonucu tacizin de yasalar önünde suç sayılması gerektiği vurgulandı.

Zorla evlilik suç

Uzmanlar grubu raporun tavsiye bölümünde, zorla evliliğin yasalar önünde suç sayılması, cinsel tacize ve tecavüze uğrayanların bunu yapanlarla zorla evlendirilmesinin suç sayılarak önüne geçilmesi ve evliliğin bu suçu geçersiz bırakmasının da önüne geçilmesini istedi.

Şiddete maruz kalan kadınların yeniden şiddet kurbanı olmalarının önüne geçebilmek için, bu kişileri daha iyi koruyabilecek önlemlerin alınması gerektiği vurgulanan raporda, bu kişilerin sistemli bir şekilde durumlarının ve karşılaştıkları risklerin değerlendirilmesine olanak sağlayacak soruşturmanın yapılarak, suçluların etkili bir şekilde cezalandırılması istendi.

Damgalanma, korku, ekonomik bağımlılık, intikam korkusu, okuma yazma bilmeme, dil sorunu ve kolluk kuvvetlerine güvensizlik gibi unsurlar yüzünden kurbanların şikayetlerini etkili bir şekilde yapamadığı vurgulanan raporda, cinsel taciz ve tecavüz şikayetlerinin zorlukla rapor edilebildiği kaydedildi.

Tecavüzün, kurbanın “suçu” olduğu ve “ailenin namusunu kirlettiği” şeklindeki yanlış algılamaya dikkati çeken rapor, bu çarpıtılmış şiddet anlayışının tecavüz kurbanlarının yeniden cezalandırma ve yeniden şiddete uğrama riskiyle karşı karşıya bırakıldığı uyarısında bulunuldu.

Yine raporun tavsiye bölümünde, şiddet mağduru kadınların korunmasında etkisiz kalan, bu konuda müsamaha gösteren ve durumun ciddiyetini kavrayamayan devlet yetkililerinin görevlerini yerine getirmemeleri konusunda sorumlu tutulmaları istenirken, kolluk kuvvetleri ve diğer yargı görevlilerine konu ile ilgili daha fazla bilinçlendirilmeleri için eğitim programları ve klavuzlar hazırlanması istendi.

Çalışma grubu uzmanları ayrıca, bağımsız kadın dernekleri üzerinde artan kısıtlayıcı koşulları ise alarm verici olarak nitelendirdi.

Raporda, Türk yetkililerden kadına şiddete yönelik kurumsal bir yanıt verilmesi için ortadaki sorunları ve alınacak tedbirleri belirleme konusunda daha hızlı adım atmaları istendi.

Haber Ara