Hossain, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Myanmar askerlerinin, 9 Ekim'den itibaren Arakan'a saldırılar yaptığını anlattı.
Askerler ve onlarla hareket eden Budistlerin, köylere baskın düzenlediğini anlatan Hossain, "Baskında insanları ateşe attılar. Kadınlara ve kızlara tecavüz ediyorlardı. Küçük kızlara bile tecavüz ediyorlardı. Daha sonra çok dövüyorlardı. Ondan sonra kadınları ve kızları öldürüyorlardı. İnsanları evin içine kilitleyip, daha sonra ateş atıp diri diri yaktılar. Askerler, köyümdeki yaşlı bir adamı silahla vurdu. Yaşlı adamın ailesinden 3 kadına tecavüz ettiler. Köyümde 400 ev vardı ve hepsini yaktılar. Arakan genelinde 2 binden fazla ev yaktılar." diye konuştu.
"ZULÜM ŞİMDİ BAŞLAMADI"
Abul Hossain, 5 kız kardeşi ve 3 erkek kardeşi olduğunu aktararak, kardeşlerinin nerede olduğunu bilmediğini belirtti.
Myanmar devleti tarafından Rohingya Müslümanlarına yapılan bu zulmün ne zaman biteceğini bilmediğini söyleyen Hossain, şunları dile getirdi:
"Bu zulüm şimdi başlamadı. 2012 yılından beri devam ediyor. Budist devlet tarafından Müslümanları temizlemek için yapılan bir plan. Myanmar devleti her zaman en yüksek sesle konuşuyor. 'Bunlar Rohingya Müslümanları değil, Bengalli.' diyorlar. Myanmar devleti bize bütün zulümleri yapıyor. Bunlardan başka ne zulüm yapabilir bilmiyorum. Daha bizim için ne sıkıntılar gelecek, Rohingya Müslümanlarına yapılan bu zulüm ne zaman bitecek bilmiyorum."
Hossain, sözlerinin devamında, ormandan ve nehirden geçerek Bangladeş'e geldiğini söyledi.
"MÜSLÜMAN OLDUĞUMUZ İÇİN BİZE ZULMEDİYORLAR"
Bangladeş'e sığınan Zohir Ahmed ise askerler tarafından köyüne yapılan baskında insanlara işkence yapıldığını anlattı.
Rohingyalı Müslümanlardan oldukları için Myanmar askerlerinin kendilerine zulmettiğini ifade eden Ahmed, eskiden olduğu gibi şimdi de huzurlu ve insani haklara sahip bir şekilde yaşamak istediklerini söyledi.
Zulüm nedeniyle gece sınırdan kaçarak Bangladeş'e geldiğine dikkati çeken Ahmed, "Burada da zor şartlar altında yaşıyoruz. Kamplarda insan gibi yaşayamıyoruz." dedi.