ABD'de dün Temsilciler Meclisinden geçen Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası (NDAA) kapsamında Rus doğalgazını Baltık Denizi ve Almanya üzerinden Avrupa'ya taşıyacak Kuzey Akım 2 boru hattı projesine yaptırımlar getirilmesi Alman basınında geniş yer aldı. Bir Alman gazetesi, ABD'yi kuzu postuna bürünmüş bir kurda, kendi bakanını da kuzuya benzeterek, “Maas adlı küçük bir köpek, tek başına kurda hırlıyor ama, kurdun ruhu duymuyor” yorumunda bulundu
Alman Fuldaer Zeitung gazetisi, ABD'yi kuzu postuna bürünmüş bir kurda benzetiyor ve Almanya'nın vereceği yanıtın yeterli olmayacağını, Avrupa'nın ABD'ye karşı ortak hareket etmesi gerektiğini savundu. Gazetenin ilginç yorumu şöyle:
"ABD'nin Avrupa'yı zarar görmekten koruma gerekçesi kulağa çok erdemli bir yaklaşım gibi gelse de karşımızdakinin kuzu postuna bürünmüş bir kurt olduğu açık. Trump ile Demokratlar ve Cumhuriyetçiler nadir bir fikir birliği içinde, doğalgaz piyasasında umutlarının yitip gittiğini görüyorlar. Pahalı bir işlem olan kırma (fracking) yöntemiyle çıkarılan sıvı gazın kârlı bir şekilde Avrupa'ya satılması isteniyor. Rus devletine bağlı bir şirketin inşa ettiği boru hattı bunun önünde nahoş bir engel. Önce Amerika! ABD'de kararlaştırılan yaptırımlara Avrupa'nın ortak bir yanıt vermesi gerekir. Bunun yerine gördüğümüz tablo, –hayvanlar aleminde kalacak olursak- (Almanya Dışişleri Bakanı) Maas adlı küçük bir köpek tek başına kurda hırlıyor, kurdun ruhu duymuyor."
Neue Osnabrücker Zeitung gazetesinin yorumu ise şöyle:
"Almanya, ABD'nin dostluğunun koşulsuz olmadığını görmek durumunda kaldı. Ama konu gerçekten de dostluk mu ki? Kuzey Akım 2 boru hattı konusunda ABD böyle olmadığını göstermek için elinden geleni yapıyor. Piyasada kendi enerji şirketlerinin payını artırmak ve aynı zamanda Rusya'ya zarar vermek için açık açık şantaja başvuruyor. Peki yarın ne olacak? Muhtemelen Alman şirketlerinin İran ile sonra da muhtemelen Çin ile bağlantıları gündeme getirilecek. Almanya şu an gördüğümüz tarzda bir müdahaleye izin vermeyeceğini tüm açıklığıyla göstermelidir. ABD'ye sırt çevirip Kuzey Akım 2'yi işletmeye açmak doğru olacaktır. Boru hattının inşa süreci diplomatik açıdan daha şık bir şekilde yürütülebilirdi ve yürütülmesi gerekirdi. Ama bu başka bir konu."
Frankfurter Allgemeine Zeitung de Alman hükümetinin proje sürecindeki tavrını eleştiriyor:
"Şu an tüm politikacılar ve şirket yöneticilerinin iddia ettiği gibi ABD Kuzey Akım 2'ye yaptırım getirerek kendi sıvı gazının Avrupa'daki şansını artırmak mı istiyordu sorusu, Rus boru hattı projesinin analizinde ikincil rol oynuyor. AB Komisyonu ve boru hattının güvenlik çıkarlarına dokunduğunu düşünen Doğu Avrupalı AB üyeleri yıllardır şiddetle karşı çıkıyor. Berlin keşke Putin'in dostluk nişanlarıyla ödüllendirilen Alman şirket yöneticileri yerine onlara kulak verseydi."
Hessische Niedersächsische Allgemeine'nin yorumunda ise şu satırları okuyoruz:
"Amerikalılar Avrupa'nın çıkarlarından bahsediyor ama kendi çıkarlarını kastediyor. Kendi pahalı sıvı gazlarını piyasaya dayatmak ve Rusya'ya zarar vermek için Avrupalıların arasına nifak sokuyor. Bu konuda Avrupa'da oluşan ve Amerikalıların ellerinden geldiğince derinleştirmeye çalıştığı çatlak, günün asıl mesajıdır. Almanya'nın Doğu Avrupa ülkelerini Kuzey Akım 2'nin umulan başarısına ortak etmeyi denememesinin acısı çıkıyor. Donald Trump ellerini ovuşturabilir."