Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.975,32

Bist

10.125,46

ABD kamuoyunda 'Afganistan' endişesi: '11 Eylül stratejileri başarısız olacak...'

ABD'nin Afganistan'daki komutanlarından Orgeneral John Nicholson, bölgeye daha çok asker gerektiğini söyledi. Senatoda dillendirdiği bu talep, ABD askerinin Afganistan'da kalıcı olma ihtimali sebebiyle kamuoyu tarafından eleştiriliyor. Trump yönetiminin sert tutumu da göz önünde bulundurulduğunda, Afganistan özelindeki bu talebe karşı sesler yükseliyor...

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-02-21 18:19:04

ABD kamuoyunda 'Afganistan' endişesi: '11 Eylül stratejileri başarısız olacak...'

TİMETURK | HABER MERKEZİ
PINAR HİLAL BALTA

Amerika Birleşik Devletleri'nin Afganistan Kuvvetleri Komutanı Orgeneral John Nicholson, ülkedeki son durumla ilgili senatörlerin sorularını yanıtlamış, Afganistan'daki çıkmaz durumun kırılması için birkaç bin ek askere ihtiyaç olduğunu vurgulayarak şunları söylemişti:

“Katkı NATO müttefikleri veya Amerika'dan gelebilir. Ana seviyenin altına danışmanlık ihtiyacı ve arzusu olduğunu belirledik. Gelecek ek güçler Afgan bakanlıklar ve ana seviyeden aşağıdaki danışmanlık çabalarımızı artıracaktır. Taliban'ı meşrulaştıran ve destekleyen, Afganistan'ın istikrarlı bir ülke yaratma çabalarını zayıflatan bazı dış aktörler, özellikle de Pakistan, Rusya ve İran'ın etkisi hakkında endişelerim bulunuyor.”

Fakat bu çağrı ABD kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Obama'nın sürdürdüğü "Ortadoğu'ya asker göndermekte çekimser kalma" tavrını desteklemeyen Trump yönetiminin, ABD'li askerleri dünyanın dört bir yanına gönderme ihtimali üzerinde uzun uzadıya tartşılıyor.

ABD ordusunda yirmi yıl görev yapan ve  Savunma Enformasyon biriminde askeri danışman olarak çalışan Daniel L. Davis de The National Interest'de konu ile ilgili bir makale kaleme aldı.

Mepanews'in Türkçe'ye aktardığı makale şu şekilde: 

ABD askeri ve dış politika üst düzey liderleri, (Trump'ın başa gelmesiyle birlikte) Ortadoğu ve Güney Asya'daki tüm sorunların temelinde bölgedeki (ABD'ye ait) ölümcül bir askeri gücün varlığının yattığı düşüncesinden geri adım attı. Fakat onların savundukları askeri çözümlerin de tam anlamıyla aranan ulusal hedefleri gerçekleştirme şansı yok. Afganistan'daki Amerikan Kuvvetleri Komutanı John Nicholson'ın geçtiğimiz hafta Senato'da sarf ettiği sözleri buna kanıt oalrak gösterebiliriz.

"AFGANİSTAN'A BARIŞ GETİRMEK..."

Afganistan'a barış getirmek için tasarlanan ve ABD'nin birçok vatandaşının hayatını tehlikeye atan bu stratejinin tamamen başarısız olduğunu söylemek zor. Washington Post, Şubat ayının başında Ordu Genel Sekreteri John W. Nicholson Jr.'nin "yeni başkanının hedeflere dayanan daha sağlam bir askeri girişime açık olabileceğine inandığını" söyledi...

"TRUMP YÖNETİMİ, AFAGNİSTAN ve IRAK TECRÜBELERİNİ ANLAMAMIŞ"

Kontrgerilla harekatının 16 yıllık sonuçları, hem Irak'ta hem Afganistan'da böyle bir stratejinin tekrar edilmesini tartışmaya açmıştır.

Sonuç ise stratejik düzeyde tam bir başarısızlık olmuştur. COIN (kontrgerilla harekatı) ve CT (Terörle mücadele) stratejilerinin destekçileri, 2007'deki Irak çıkartmasını düzgün bir şekilde yürütülen operasyon olarak örnek verirler. Bu, bize 2007'de tam olarak ne olduğunun eksik anlaşıldığını ve daha da önemlisi bu bireylerin taktik sonuçların ötesini görmekte aciz olduğunu gösteriyor.

"ABD ŞİDDETİN ARTMASINA NEDEN OLDU"

Anlaşılması gereken temel nokta, ABD birliklerinin Bağdat'a gelmesinin, şiddetin azaltılmasında bir faktör olmamasıdır. Aksine, ABD buraya gelerek şiddete sebep olan ve katkıda bulunan bir faktör oldu.

2016'DA SÜNNİ DİRENİŞ...

2006 sonlarında Sünni direniş; Birleşik Devletler, koalisyon güçleri, Şii milisler ve Irak güvenlik güçlerinin ağır saldırıları altına girmeye başlamıştı. Bununla birlikte, bu baskı, Irak'taki El-Kaide'yi onlara karşı varolan bir tehdit haline getirdi.

ABD İLE İŞBRİLİĞİNE "SÜRÜKLENDİLER..."

Sünni liderler, Gian Gentile'nin Wrong Turn adlı kitabında ayrıntılı olarak belgelediği gibi, hayatta kalma şanslarının yalnızca Irak El Kaidesi'ne karşı ABD kuvvetlerine katılmak olduğunu düşünüyorlardı. Bush'un talimatıyla askeri sevkiyat başlamadan önce bile, Anbar Vilayeti'nden Sünni liderlerden Abdul Sattar Ebu Rişa, ABD askerleriyle temasa geçerek Ramadi'deki El Kaide'yi temizlemeyi teklif etti.

Abdul Sattar Amerikalılara, savaşırken yerli halkın kart taşıyan güvenlik güçleri haline gelmesine ve alanlarında çalışmasına izin verilmesine yardımcı oldu. Bu koşullar ne bugün Afganistan'da var, ne de 2010'da ABD otuz bin askere çıktığında böyle bir durum söz konusuydu...

"BASKICI TAKTİK IŞİD'İ GÜÇLENDİRDİ"

İkincisi taktik operasyonları ve stratejik sonuçların arasındaki ABD hükümetinin üst düzey isimleri arasındaki etkileşimde anlaşmazlık vardı. Irak'ta operasyonların artması barış ortamını getirdi bunu fırsat bilen Irak makamları da rakiplerini ortadan kaldırdı. Aslında bu baskıcı taktik 3 yıl içerisinde İŞİD'in güçlenmesini sağladı.

Aynı hata Afganistan'da da yapılmıştı.

2009 yılının ortalarında, General Stanley McChrystal cumhurbaşkanına, daha fazla birliğin olmaması durumunda Afgan savaşını kaybedebileceğini belirten gizli bir not gönderdi.

"AFGANİSTAN'DA ASKER SAYISINI ARTIRMAK HATA"

Aralık ayında Başkan Obama 30 bin askerin Afganistan'a gönderilmesini onayladı böylece toplamda 100 bin asker konuşlandırılmıştı. Bu askeri sevkiyat boyunca ben de oradaydım ve Kabil'deki Afgan hükümetinin korunmasında başarılı olabileceğini onaylayabilirim. Ancak ayaklanmayı bastırmak için hiçbir işe yaramadı. Aslında, ayaklanmaya katkıda bulundu. McChrystal'in uyardığı savaş düzeyi 2009'daki savaşı kaybettirebilirdi. 2014'te ABD'nin savaş misyonu sona erdiği için tekrardan şiddet arttı. Afgan askerlerini eğitmek ve bilgilendirmek başka otuz bin asker göndermek, Kabil'i ve iletişim hattını tekrar güvence altına almaya yardım edebilir ancak aynı zamanda ABD'li kayıplar ve ülke çapında şiddet olaylarında öngörülebilir bir artışa neden olabiir.

YÖNETİMİN AFGANSTAN'A VERDİĞİ ÖNCELİK...

Son olarak, yukarıdaki hususlar kadar önemli olan şu; Birleşik Devletler tarafından kullanılan askeri strateji (Turmp'ın desteklediği strateji) kusurlu varsayımlara dayanmaktadır. General Nicholson, Senato ifadesinde, "Birincil görevimiz Afganistan'ın tekrar teröristlerin ABD ya da müttefiklerimize saldırmak için güvenli bir liman olarak kullanılmasını engellemek" dedi.

"ABD'NİN ASKERİ STRATEJİSİ İFLAS ETTİ"

Terörizm,tüm dünyada orman yangını gibi Güneydoğu Asya, Orta Asya, Ortadoğu'nun diğer bölgelerine ve Afrika'da milyonlarca kilometrekareye genişleyerek yayılıyor. Birleşik Devletler için Kunar (Afganistan'da bir vilayet)'da yaşayan teröristler Suriye, Somali, Tacikistan, Libya, Yemen veya başka birçok ülkede yaşayan teröristlerden daha tehlikeli değildir. Gerçekten de, dünyanın dört bir yanında terörist varlıklar bulunurken, buna karşı hiçbir şey yapmadan, ABD'nin Afganistan'ın bir noktasında askeri olarak kalıcı olması gerektiğini savunmak çok mantıklı gözükmüyor.

İşlerin yürümesi için başka stratejilerde var. Bunlar kolay değil ve başarının gelmesi için garantisi de yok. Fakat 11 Eylül'den beri kullandığımız askeri stratejileri tekrar ederek çabalarımızın başarısız olacağının garantisini verebilirim. Üst düzey yetkililer tercih edilen stratejilerin iflas ettiğini kabul edene kadar, Afganistan'daki terörizmin ateşinin yanmasıını ve Amerikan vatandaşlarının can ve mal kaybına uğramasını, Amerika'nın çıkarlarının bozulmasını bekleyebiliriz...

Haber Ara