İngiliz Daily Mail Gazetesi'nde yayımlanan habere göre Dr. Arian Kabil'de mülteci kampında bombalardan kaçmaya ve hayatta kalmaya çalışarak bir çocukluk geçirdi. 15 yaşında babası tarafından İngiltereye gönderildiğinde ise hayatını kazanmak için bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Doktor olma hayali birçokları tarafından gerçekçi bulunmasa da mücadeleden vazgeçmeyi reddetti ve hem çalışıp hem okudu.
ARIAN TELEHEAL (ARİAN TELEFONLA SAĞLIK) HATTINI KURDU
Cambridge Üniversitesi'ne tıp okumak için girdiğinde ise azminin karşılığını elde etmişti. Ulusal Sağlık Sistemi'ne dahil bir doktor olmaya hak kazanınca ise kendi vatanında eziyet çekenlere yardım etmeye karar verdi. Bundan dört yıl önce, Afganistan'da çalışan doktorlarla dirsek temasını kaybetmemek ve onlara tavsiyelerde bulunmak için, görevde olmayan NHS doktorlarının kullanabileceği bir telefonla yardım hattı kurdu.
Bu mesajlaşma ve iletişim servisi ise onlarca hayatı kurtarırken BM tarafından tanınan hat projesi ise Temmuz başında dünyada toplumları biraraya getiren bireylere verilen Rotary Uluslararası Barış Ödülü'ne layık görüldü. Projesini Aintree University Hospital'dan bir iş arkadaşıyla kuran Dr Arian, “Arian Teleheal hattını berbat koşullarda yaşayan insanların dünya çapında bir sağlık sisteminden telefon yoluyla faydalanbilmesi için kurdum. Bunun yanı sıra tabi ki toplumları biraraya getiriyoruz” dedi.
AFGAN-SOVYET SAVAŞI'NDA ÇOCUKTU
1983 yılında Afgan- Sovyet Savaşı sırasında doğan Dr. Arian bombalardan sığınaklara kaçarak bir çocukluk geçirdi. Beş yaşına geldiğinde antikacı babası Taj Muhammed onu ve ailesini alarak Pakistan'a gitti.
Fakat sınırı aşmak için geçirdikleri yedi günlük yolculuk tehlikelerle doluydu. “Üç defa saldırıya uğradık. En kötüsü ise bir casus helikopterin yerimizi tespit etmesiydi” diyen doktor o sırada roketler yanlarına düşerken her taraftan çıkan toz dumanı hatırladığını anlatıyor.
PAKİSTAN'DA OYUNCAĞI OLMADIĞI İÇİN VERİLEN STETESKOP
Yolculuktan sağ kurtulan aile Peşavar kentine geldi ancak koşular burada da çok kötüydü. 10 kişinin tamamı anne babası ve yedi kızkardeşi ile birarada yaşamaya başladılar. Hiç yemek ve temizlik malzemesi yoktu. Hepsi malarya hastalığına yakalandı ve Waheed neredeyse tüberkülozdan ölüyordu. İşte o yıllarda doktor olma hayali kök salmaya başladı. Bir kamp doktoru ona eski bir kitap ve steteskop hediye etmişti çünkü hiç oyuncağı yoktu.
DÜNYADAN HABERLERİ DİNLEYEREK İNGİLİZCE ÖĞRENMEYE ÇALIŞTI
Üç yıl sonra Kabil'e döndüler ve radyonun dünyadan haberlerini dinleyerek İngilizce öğrenmeye çalıştı. 15 yaşına geldiğinde ise babası evlerini satarak bir aracıya 10 bin dolar ödedi ve oğlunu İngiltere'ye gönderdi. Londra'ya ulaştığında elinde 100 dolar ve bir arkadaşının telefon numarası vardı. Bir dükkanda işe girdi. Arkadaşlarına tıp okuma planını anlattığında ise çoğu “unut gitsin” dediler. Çalışmak ve ailesine para göndermek zorunda olduğundan okula gidemedi ancak lise kitaplarıyla kendi kendine çalıştı.
DOKTOR OLDU DÜNYAYA YARDIM EDİYOR
Şu anda Chester'da eşi Davina ve iki yaşındaki oğlu Zain ile birlikte yaşayan Dr. Arian nihayet A derecesini başararak Cambridge'e başvurdu. Tıp okumak için kabul gördüğü günü “hayatının en mutlu günü” olarak adlandırıyor. 2012 yılında doktor unvanını alan Arian, bundan iki yıl sonra da Arian Teleheal'i kurdu. Yardım hattında 100'den fazla İngiliz Ulusal Sağlık Sistemi'ne (NHS) kayıtlı doktor, Afganistan, Suriye, UIganda, Güney Afrika ve Nijerya'daki meslektaşlarına yardım etmeye çalışıyor.
Dr. Arian kendi kurduğu yardım hattından para almıyor bunu yerine hafta sonları fazla mesai yaparak ve başkasının yerine nöbetçi kalarak kurduğu hayır kurumunun faturalarını ödüyor. Kendisi, “Arian Teleheal hayatları kurtardı ancak bundan çok daha fazlası. NHS'ye ve rüyalarımı gerçekleştirmek için bana verdiği fırsata dair tutkuluyum” diye konuşuyor.
