Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

‘Erdoğan NATO’ya ihanet ediyor!’

Türkiye’nin Rusya-Ukrayna Savaşı’nda izlediği aktif diplomasi Batı gazetelerinde gündem maddesi olmaya devam ediyor. The Times Gazetesi’nde Roger Boyes imzalı “Erdoğan, Putin aşkı için NATO’ya ihanet ediyor” başlıklı makalede, Türkiye-Rusya-ABD ilişkilerine ilişkin dikkat çeken ifadeler yer aldı.

2 Yıl Önce Güncellendi

2022-10-28 08:02:04

‘Erdoğan NATO’ya ihanet ediyor!’

TIMETURK | HABER MERKEZİ

ROGER BOYES*

Rusların, Finlandiya'yı NATO'da istememesi boşuna değil. Putin'in Ukrayna'yı işgali uzun bir kış savaşına dönüştüğünde, Finlerin 1939-40'ta Kızıl Ordu'yu nasıl bozguna uğrattığına ilişkin birçok hatıra var.

Ukrayna'daki bugünkü savaş daha da kötüleşmek üzere. Ukrayna askerleri, Batı eğitiminin ve Batı silahlarının kattığı avantajla -80 yıl önceki Finliler gibi- Moskova'yı küçük düşürebilecek beceriye sahip modern ve hızlı düşünen bir savunma gücü olarak gelişiyor.

Hindistan ve diğer Asya ülkeleri gibi, tarafsız olmayı seçenlerin kafası karışmış olmalı. Çin de sert bir düşüş yaşayan askeri bir güçle iş birliği yapıyor olmaktan gergin olmalı. NATO'nun kendine güveni arttı: Onlarca yıllık bozgunculuğa rağmen ittifak dayanışması ve genişlemesi, Putin ve benzerlerinin gücünü azaltabilir.

ERDOĞAN, BATI'NIN SAVUNMASINA STRİKNİN ENJEKTE EDİYOR

Ancak NATO üyesi Türkiye için geçerli değil. İttifakın geri kalanı Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya kabulünü onaylamak için acele ederken Ankara henüz onay sürecini başlatmadı bile. Geleneksel olarak tarafsız kalmayı seçen iki İskandinav ülkesi, İttifak içerisinde tam oy birliği sağlanıncaya kadar Pakta katılamaz. Bunun yerine Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile pervasız bir sevgi gösterisi peşinde koşuyor. Türk lider, devlet adamına yakışır bir yolda yürüdüğünü zannediyor ama aslında Batı'nın savunmasına giderek artan dozda striknin enjekte ediyor.

TÜRKİYE'DE TURİZM PATLADI

Erdoğan, Putin'in bu ayki 70. doğum gününü kutlamak için erken davrandı. Rusya'ya yönelik yaptırımlara karşı çıkıyor ve durumdan yararlanmaya çalışıyor. Türkiye'nin Rusya ile ticaret hacmi yeni bir zirve yaptı; bu yıl içinde şu ana kadar 50 milyar dolara ulaştı. Türk Hava Yolları (THY) turizm patlamasından dolayı Rusya'ya daha büyük uçaklarla uçuyor. Ruslar bu yıl içinde şimdiye kadar 8 binden fazla mülk aldı. Moskova'nın oligarkları Türkiye'de yatlarını demirleyip donatırken kendilerini güvende hissediyor. Erdoğan Amerikalıları kızdırmak istediğinde Rusya'dan hava savunma sistemleri satın alıyor. Sonuç olarak Erdoğan yardım etmekten memnun olduğu sürece Putin asla dışlanmış olmayacak.

Türkiye Cumhurbaşkanı karşılık olarak birşeyler istiyor: Gelecek haziran ayında yapılacak seçimleri kazanması için Rusya'dan yardım. Hızla yükselen enflasyon ve harap bir ekonomiyle Erdoğan'ın şapkadan bir şeyler çıkarması gerekiyor. Bu, genç Türk seçmenlerin emlak merdivenlerini çıkabilmesini sağlamak için seçim öncesi yardım teklifi şeklinde gelebilir. Rusya da bunu finanse etmeye hazır olabilir.

ERDOĞAN ALMA-VERMECİ BİR POLİTİKACI

Türk lider, alma-vermeci bir politikacı. NATO'ya kabul edilmeleri karşılığında Finlandiya'dan ve özellikle İsveç'ten, orada yaşayan birçok Kürt sürgüne iade yasalarını daha sıkı uygulamalarını elde etmiş bile olabilir. Ya da onay sürecini seçim sonuna kadar bekletebilir ki bu süre zarfında savaşın gidişatı Putin lehine dönmüş veya Batı'nın Zelenski'ye desteği zayıflamış olabilir.

Ancak Putin ile olan ilişki, ticari faydadan daha fazlası. İkisi de uzun süredir görevdeler (Putin 2000'den Erdoğan ise 2004'ten bu yana) ve birbirlerinin sınırlarını anlamaya başladılar. Eski bir casus olarak Putin, tarafsız devletlerle uğraşmayı seviyor ve kesinlikle Finlandiya'nın tarafsız kalmasını tercih ederdi.

PUTİN'İN AMACI TÜRKİYE'NİN KURNAZ VE GÜVENİLMEZ BİR NATO UNSURU OLMASI

Putin'in stratejik amacı, Türkiye'nin NATO'dan ayrılması ve tarafsızlığını ilan etmesi olacaktır. Bunun gerçekçi olmadığını bildiği için Türkiye'nin Batı ittifakı için sürekli karmaşık bir unsur, kurnaz ve güvenilmez bir müttefik olmasına razı olacaktır.

Bu, Türkiye'nin bağımsız bir Ukrayna Devleti ile muhatap olmasını bir süreliğine kabul etmek anlamına gelebilir. Ancak Putin, Türkiye'nin Kiev ile olan ilişkisini nasıl ustaca çözeceğini biliyor. Erdoğan, Ukrayna'nın Karadeniz limanlarının açılması için müzakerelerde bulundu. Fakat tahıl ihracatı yalnızca gelişmekte olan ülkelere ulaşıyor. Peki neden? Rusya kargo sürecini geciktiriyor. Zatan kırılgan olan anlaşma önümüzdeki ay sona erecek ve Putin bunu Kiev'in aleyhine kullanmak niyetinde. Erdoğan, dostunun lehine Ukraynalılardan tavizler alarak aracı olacak.

İKİSİ DE AMERİKA'NIN NİYETLERİNE KARŞI DERİN BİR GÜVENSİZLİK İÇİNDE!

Türkiye, Ukrayna birliklerine insansız hava araçları tedarikiyle destek oldu. Şimdi bunlar tükeniyor ve Rusya daha ucuz olan İran İHA'larına yatırım yapıyor. Sonuç, Ukrayna havadan açıkta ve Türkiye'ye de kriz anında tek dron tedarikçisi olmadığı öğretildi.

Erdoğan ve Putin'in çıkarları Libya'da, Suriye'nin kuzeyinde, Dağlık Karabağ'da ve birçok küresel çatışma noktasında zıt düşüyor ancak genellikle dost kalıyorlar. Türk lider, bunun kendi diplomatik dehasından kaynaklandığına inanıyor. Rus liderse muhtemelen, yeni padişahı kullanışlı bir aptala dönüştürdüğüne inanıyor.

İkisi de Amerika'nın niyetlerine karşı derin bir güvensizlik paylaşıyorlar ve bu yüzden birbirlerine bağlılar. Bu, yeni NATO için sağlam bir zemin değil. Finlandiya ve İsveç İttifaka derhal kabul edilmeli ve stratejik dayanıklılıkla ilgili son derece gelişmiş fikirlerini de beraberlerinde getirmeliler. Bu arada Erdoğan da seçimini yapmalı: Batı'nın ortak savunması için çalışmak ya da savaş suçlusu Putin ile uzun bir emekliliğin tadını çıkarmak.

*İngiliz gazeteci, yazar. Roger Boyes imzasıyla The Times gazetesinde yayımlanan bu makale için ara başlıklar TIMETURK editörleri tarafından atılmıştır.

Haber Ara