438 yılında (1046-1053-1050) tarihleri esas alınarak dünyaya gelen Hasan Sabbah İran'ın Kum şehrinde hayata gözlerini açtı.
Himyerî Krallığı soyundan geldiği bilinen Hasan Sabbah'ın babası Yemen'den Kum şehrine göç etti. Hasan Sabbah'ın babası Ali b. Muhammed yaşadığı dönemde İmamiyye Şiası'nın önde gelen şahsiyetlerinden biri oldu. İlim sahibi biri olarak tanınan Ali b. Muhammed, oğlu Hasan Sabbah'ın eğitimiyle yakından ilgilendi.
Hasan Sabbah'ın suikasçi, devlet adamlığı kimliğinin yanında ilim ve fen alanında eğitim gören, edebiyata meraklı bir isim olarak rastladık.
Özellikle felsefe, kelam, mantık, riyaziyyat ve fıkıh alanında derinlik sağladığına şahit olduk. Hasan Sabbah'ın keskin zekasının aldığı eğitim ve gezdiği coğrafyanın ürünü olduğunu da gördük.
Hasan Sabbah'ın hatıralarını kaleme aldığı Sergüzeşt-i Seyyidina kitabı dönemin yaşantısına ışık tuttu. Kendi hayatını anlattığı eser Sabbah'ın yazar kişiliğini de ön plana çıkardı.
Nizârî-İsmaili Devleti'nin kurucusu Hasan Sabbah ve Haşhaşî fedai grubunun lideridir. Günümüze kadar gelen Haşhaşiler'in üstün suikast teknikleri sırrını korumaya devam ediyor.
Alamut Kalesi'nde eğittiği Haşhaşilere cenneti vaddettiği öne sürülen Hasan Sabbah dönemi içinde ve günümüzde tüm dünyada gizemini koruyan sırlarla dolu bir isim olarak karşımıza çıktı.
Kum'dan ilim şerhetmek için Rey şehrine giden Hasan Sabbah, 17 yaşına kadar On iki İmam Şiiliğinden İsmaililik mezhebine geçiş yaptı. Fatımilerin etkisinde kalarak İsmailiye mezhebini seçen Sabbah'a Irak baş daisi İbn Attaş tavsiyede bulundu.
Hasan Sabbah'ın Fatımi Halifesi İbn Attaş mezhebi hakkında eğitim almasını öğütledi. 2 yıl boyunca sanat ve ilim şehri olan İsfahan'da ilim tahsil eden Sabbah, İbn'i Attaş'ın vekilliğini yaptı. Daha sonra sırasıyla Azerbaycan, Musul, Sincar, Rahbe, Şam, Sayda, Sur, Akka, Mısır üzerinden Kahire'ye vardı. Kahire'de Halife Müstansır-Billah ile görüştü. Horasan dailihi yapması uygun görüldü.
Tüm dünyada gittiği yerlerde Batınicilik propagandası yaparak hayatına devam ettiği öne sürülen Hasan Sabbah hakkında tartışmalı görüşler yer aldı. Hakkında çok çeşitli iddialar öne sürülen Sabbah'ı İsmaili kaynakları çalışkan, ciddi ve çilekeş olarak ele aldı.
İsmaili kaynakları Hasan Sabbah'ın adalet duygusunun çok geliştiğini ve oğullarından birinin Hüseyin Kaini, cinayetinden sorumlu tuttuğu için öldürdüğünü açıklar.
Nizamülmük ve Hasan Sabbah'ı aynı dönemin öğrencisi kabul eden kaynaklar tarihler ile karşılaştırma yapıldığında bu iddianın gerçek olmadığı yönünde bilgiler gün yüzüne çıktı.
9 yıl boyunca İran'ı uçtan uca gezip Batınilik propagandası yapan Hasan Sabbah'ın çalışmaları Sultan Melikşah'ı rahatsız etti. Melikşah Hasan Sabbah'ı yeni bir din icat etmekle suçladı. Veziri Nizamülmülk'ü Hasan Sabbah'ın Batınicilik hareketine bir son vermesi için görevlendirdi.
Melikşah, Emîr Arslantaş ile Emîr Koltaş'ı Hasan Sabbah'ın üzerine gönderdi. Sabbah'a karşı büyük bir ordu ile karşılık veren 38 yaşındaki Melikşah şüpheli bir cinayete kurban gitti. Ardından Nizamülmük Ebu Tahir Acinayetrrani adında bir fedai tarafından öldürüldü.
Tarihçi Bernard Lewis Hasan Sabbah'ın hüccetin temsilcisi olduğu ve dâî olduğunu, asla imamlık iddiasında bulunmadığını söyler.
Hasan Sabbah'a göre, “otoritenin temel kaynağı Allah tarafından tayin edilen imam-ı masumdur; şeriat ve ilâhiyat ancak hakikatin temsilcisi olan imamın talimiyle öğrenilebilir.”
Sadakati ve itaati esas alan bu öğretinin Hasan Sabbah'ın elinde güçlü bir silâha dönüştüğünü düşünen Lewis mevcut düzen için tehlikeli bulunduğunu açıklar.
Hasan Sabbah'ın çağdaşı Gazali, Batiniliğin görüşlerini reddetmek maksadıyla “Feḍaʾiḥu'l-Baṭıniyye” adlı eserini kaleme aldı.
Alamut'ta kendisi ve fedaileri için bir ekol yaratan Hasan Sabbah sadakat ve itaatle Haşhaşiler Tarikatını kurdu. 1124 yılında hastalanan Sabbah, Kiya Buzrug Ummid'i yerine halefi seçti. Adalet ve uyum içinde yönetmeyi emreden Sabbah 23 Mayıs 1124 Cuma günü dünyaya veda etti.