Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Albin Kurti kimdir?

Self Determinasyon Hareketi lideri, siyasetçi Albin Kurti kimdir?

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-04-22 10:35:24

Albin Kurti kimdir?

Kosova'daki öğrenci gösterilerinin simge isimlerinden Albin Kurti 24 Mart 1975'te Priştine'de doğdu. 1981-1989 yılları arasında ilkokulu, 1989-1993 yılları arasında liseyi bitiren Kurti, 1993'te Priştine Üniversitesi Elektroteknik Fakültesi'nin Telekomünikasyon ve Bilgisayar Bilimi bölümüne girdi.

1991 yılı itibariyle 27 bin öğrenci, bin öğretmen ve 200 idari görevli Priştine Üniversitesi'nden atıldı. Birçok üniversite, bütün liseler ve bazı ilkokullar Kosovalı Arnavutlara yasaklandı. Eğitim binaları Sırp öğretmen ve öğrenciler tarafından işgal edildi. Böylelikle Albin Kurti, çok kötü şartlarda özel binalarda eğitim veren paralel üniversite öğrencilerinden biri oldu.

Kosova-Sırbistan arasındaki 1997 krizi Drenica'daki (merkez Kosova) kanlı olaylarla açık bir savaşa dönüştü. Kurti ilk defa güncel siyaset ile ilgilenmeye başladı. Haziran 1997'de Priştine Üniversitesi Bağımsız Öğrenci Birliği'nin yönetim kurulu üyesi oldu. Kurti birliğin uluslararası delegesiydi ve eğitim haklarını tekrar elde edebilmek için düzenlenen gösterileri örgütleyen isimlerden biriydi. Eylemlerin sözcülüğünü de üstlenen Kurti, birçok defa eylemlerin siyasi amaçlı olmadığını belirtti.

Üniversite konseyi, 1-29 Ekim ile 30 Aralık 1997 ve 13 Mart 1998'de tarihlerinde dört büyük eylem düzenledi. 1 Ekim'de ‘Bizimle nefes alın!' sloganı ile dikkatleri üzerine çeken öğrenciler, Priştine, Mitrovica, Pec, Gjakova, Prizren, Ferizaj ve Gilan'da gösteriler düzenlendi. Kurti, beyaz gömlekler giyen öğrenci ve öğretmenlerin akıllara kazındığı o eylemi şöyle anlatıyor:

“Toplandığımız yerden 300 metre kadar yürüdükten sonra büyük bir polis gücü yolu kapattı. Orada bir saat kadar bekledik, sonra bir polis tankı üzerimize doğru ilerlemeye başladı. Amacı açık şekilde bizi ezmekti; zira biz tanktan ve polis kordonundan sadece 3-4 metre kadar uzaktaydık. Biz de önceden planladığımız gibi şiddete başvurmadan olduğumuz noktada yere oturduk. Konsey üyeleri olarak bizler Rektörümüz Prof. Dr. Ejup Statovci ile ilk saftaydık. Sadece birkaç saniye oturmuştuk ki gelip bizi dövdüler, daha sonra tutukladılar”.

Bu Kurti'nin ilk tutuklanışıydı. Oturma eylemindeki öğrenciler ise gazetecilerin önünde dövülmüştü.

1 Ekim eyleminin bir diğer tarihi yanı ise gösterinin devlet başkanı İbrahim Rugova ile eylemlerin tarihi konusunda çıkan anlaşmazlığa rağmen yapılmış olması. 1997'de seçimleri erteleyen Rugova, Sırbistan'ı daha fazla tahrik etmek istemiyordu.

Eylem tüm anlaşmazlığa rağmen düzenlendi fakat bu ciddi bir fikir ayrılığını ifade etmiyor. Sebebi ise Kurti'nin Rugova tarafından 26 Eylül 1991'de düzenlediği ve Kosovalı Arnavutların yüzde 99 ile ‘evet' dediği ‘bağımsızlık referendumu' daima referans olarak zikretmesi.

Haziran 1997 ile Mart 1999 arasında Albin Kurti, Kosovalı Arnavut öğrencilerin talepleri konusunda uluslararası toplumu bilgilendirmesi için Washington, New York, Brüksel, Kopenhag ve Strasbourg'daki Avrupa Parlamentosu merkezlerine davet edildi. Bu toplantılarda görüştüğü bazı isimler şu şekilde: Robin Cook (Eski İngiliz Dışişleri Bakanı), Klaus Kinkel (Eski Alman Dışişleri Bakanı), Hubert Vedrine (Eski Fransız Dışişleri Bakanı), Robert Gelbard (Başkan Clinton'ın Balkanlar Delegesi)

Sırplar, Mart 1998'de Adem Jeshari'nin bir Kosova Kurtuluş Ordusu (UÇK) lideri olmasından şüphelenerek, Jeshari ailesine mensup 53 kişiyi Drenica'da katletti. Bu olay sonrasında o zamana kadar Rugova'nın pasif direnişini desteklemiş binlerce Kosovalı Arnavut UÇK saflarına katıldı.

Albin Kurti de aynı yılın Ağustos ayında UÇK'nın Genel Siyasi Temsilcilik ofisinde tercüman olarak çalışmaya başladı. Bu bağlamda ordunun o zamanki siyasi lideri Adem Demaçi ile yakın temasta idi. Sırbistan'ın en popüler siyasi dergilerinden biri olan Vreme'ye Ekim 1997'de verdiği bir röportajda Demaçi'ye duyduğu sempatiyi şöyle anlatıyordu: “Adem Demaçi hapiste 28 yıl geçirdi. O diğerleri dibi değil. İnandığını söylüyor. Bu bakımdan partisinden daha büyük [1996-98 yılları arasında Demaçi, Kosova Meclis Partisi Başkanıydı]. Yine de hala partide; oysa bizim eylemlerimiz apolitik”. (Bu tarihler Kurti, kendisi hakkında çıkan ‘UÇK'nın öğrenci hareketinin arkasında' olduğuna dair söylentileri yalanlamıştı.)

1999 Martının başlarında Kurti, üniversite eğitimine devam etmek için tüm görevlerinden ayrıldı. Ancak NATO bombardımanı sırasında Priştine'de kalan Kurti, Nisan ayının sonlarına doğru Sırp polisi tarafından tutuklandı.

27 Nisan ile 1 Mayıs arasında Priştine hapishanesinde tutulan Kurti, 2 Mayısta Lipjan hapishanesine nakledildi. Burada 10 Hazirana dek kalan Kurti, Sırp Kuvvetleri'nin Kosova'yı terk etmesini takiben 2 bin civarındak, Kosovalı Arnavut tutukluyla birlikte Sırbistan'daki farklı hapishanelere nakledildiler. Ailesi Kurti'nin izini kaybetti. 12 Temmuzda uluslararası kızıl haç komitesi aileye Kurti'nin Pozarevac (Belgrad'ın güneydoğusu) hapishanesinde tutulduğunu bildirdi.

Mart 2000'de Niş'te (doğu Sırbistan) mahkeme karşısına çıkan Kurti, savunma için avukat tahsis edilmesini reddetti. Kurti bunun nedenlerini şöyle açıkladı: “Bu mahkemeyi tanımıyorum. Sadece kendi milletimin mahkemesine hesap veririm. Bu mahkeme Slobodan Milosevic rejiminin günlük politikalarına hizmet ediyor. Yaptıklarımdan gurur duyuyorum. Fırsatım olsa aynı şeyleri yine yaparım. Eylemlerimiz bir amaca hizmet eden araçlardı. Bu amaç, Arnavut halkının 1991 referendumunda oyladığı bağımsız Kosova Cumhuriyeti'dir. Arnavut halkına askerleri ve polis kuvvetleri ile terör ve sistematik baskı uygulayan Sırp rejimine karşı çıktık.”

Kurti, bu savunması üzerine ‘terörizm ve devletin bütünlüğünü bozmaya çalışmak' suçlarından 15 yıl hapis cezasına mahkum oldu.

Eylül 2000'de Belgrad'daki sokak ihtilali Milosevic rejiminin sonunu getirdi. O tarihte Sırp hapishanelerinde Albin Kurti dahil 800 kadar Kosovalı Arnavut mahkum bulunuyordu. Durumlarının ne olacağı sorusu ise yeni Sırbistan Devlet Başkanı Vojislav Kostunica'nın gündemindeki konulardan biriydi. ABD ile diğer batılı devletler bu mahkumların derhal serbest bırakılmalarını talep etti. Ancak yüzlerce Sırp'ın Kosova'da kayıp olduğu bir dönemde böyle bir adımın Sırp halkından destek bulması çok zordu. Kurti, 30 ekimde The Washington Post'a verdiği röportajında “kendimi savaş rehini olarak görüyorum” diyordu.

'Sırbistan'da siyasi mahkumiyetin sembolü' olan Kurti, hapiste iki buçuk yıldan fazla yattıktan sonra 7 Aralık 2001'de Uluslararası İnsan Hakları Gününden üç gün önce Devlet Başkanı Kostunica tarafından yalnızca kendisi için çıkarılan bir af ile serbest bırakıldı. Kurti bu konuda “En istemediğim şey oldu. Sadece ben serbest bırakıldım. Oysa arkadaşlarım Sırp hapishanelerinde yatıyorlar”. 

Haber Ara