Dolar

42,5183

Euro

49,5613

Altın

5.776,89

Bist

10.979,33

Ak Parti kendi içindeki FETÖ virüslerini de temizleyebilecek mi?

10 Yıl Önce Güncellendi

2016-08-05 15:56:31

Ak Parti kendi içindeki FETÖ virüslerini de temizleyebilecek mi?

Şunda şüphe yoktur ki, FETÖ terör örgütü mensuplarını bulundukları makam ve mevkilere getirenler Ak Parti'dir. Diğer bir ifade ile FETÖ bu gücünü Ak Parti üzerinden ve Ak Parti aracılığıyla elde etti. Elbette ki, hiç birimiz başkasının içinden geçenleri bilmeyiz ve dolayısıyla güveniriz. Güven konusunda kimi hatalar yapmamız da insan olmamızın özelliklerindendir. Ama önemli olan, hatamızı sürdürüp sürdürmediğimizdir. Eğer hatanın farkına varır varmaz, hemen telafi etme yoluna gitmezsek, başımıza hiç de hesap edemediğimiz ve hayal bile edemeyeceğimiz musibetlerin başımıza geleceğini 15 Temmuz'da gördük. Bu nedenledir ki, hatalarımızı bir dakika bile vakit kaybetmeden telafi etmemiz gerekir. Aksi halde hatamızın kurbanı oluruz. Sadece kendimizi değil, çapımıza göre çevremizi ve hatta ülkemizi de ateşe atmış oluruz. Bunun en canlı ve en taze örneği de Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Eğer hatasını gördüğü anda gerekeni yapmakta az bir kusur yapmış olsa idi, bugün –Allah muhafaza- ülke olarak nasıl bir yerde olabileceğimizi hiçbirimiz düşünmek bile istemiyoruz.

Peki, aynı hassasiyeti Ak Parti'de görebiliyor muyuz? Bu soruya cevabımız maalesef olumlu değildir. İzleyenleriniz olmuştur, geçenlerde eski Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ katıldığı bir TV programında şunları söyledi: “2012'den 2014'e kadar FETÖ ile mücadeleyi sayın Erdoğan tek başına yaptı.”

Başbuğ'un bu tespiti aynı zamanda şu anlama geliyor: başta Ak Parti olmak üzere gerek devletin kurumları ve gerekse diğer siyasi partiler bu ölümüne mücadelede Erdoğan'ı yalnız bırakmakla da kalmadılar, icraatlarıyla da onun mücadelesini yavaşlatmaya ve akamete uğratmaya çalıştılar.

FETÖ ile mücadelenin adeta bir hayat-memat meselesi olduğunu bütün bir Türkiye olarak iliklerimize kadar yaşadık. Ve millet olarak şunu da kavradık ki, yeryüzündeki insanlık düşmanı örgütler arasında kötülükte sınır tanımayanı FETÖ adlı yapıdır. Tabii ki, bu günlerin bize kavrattığı başka gerçekler de var. Bu şer odağının Büyük Şeytan Amerika'nın emrinde ve himayesinde olduğunu, girişilen darbenin başarısız olmasına bütün Batılı ülkelerin çok üzüldüklerini, Türkiye'nin her yönüyle ve her anlamda gerçekten bağımsız olmasını istemeyen güçlerin FETÖ, PKK ve İŞİD gibi terör örgütleri üzerinden Türkiye'ye yönelik saldırılarını devam ettireceklerini artık adımız kadar biliyoruz.

Erdoğan'ın da yerinde tespitiyle bu virüsün girmediği bir sivil-resmi-siyasi kurum yoktur. Dolayısıyla bütün resmi ve sivil kurumlar az veya çok olarak FETÖ virüsüyle maluldür.

Peki, bu virüs nasıl, hangi yol ve yöntemlerle bu bünyelere girmiştir? Görebildiğimiz kadarıyla iki yol var; güven ve şantaj!

Güven yoluyla giren virüsleri temizlemek daha kolaydır. Ama şantaj yoluyla giren virüsleri temizlemek oldukça zor. Çünkü bu virüsler aynı zamanda şantaj yaptıkları kişilerin koruması altındalar. Biliyorsunuz, FETÖ'nün başarılı olduğu alanlardan biri de, hedef seçtiği kişilerin özel hayatı hakkında bilgi ve belge sahibi olmaktır. Rüşvet, yolsuzluk ve edepsizlik gibi fiilleri işleyenlerden birçok kişinin belgeleri, bilgileri ve görüntüleri FETÖ'nün arşivinde hazır bekletilmektedir. FETÖ bundan böyle de bu şantaj silahını kullanmaya devam edecek ve bu yolla sadece mevcut mevzilerini korumakla yetinmeyecek, yeni mevziler de kazanacaktır.

Bizce, diğer kurumlarla kıyaslandığında, FETÖ'nün hala doğrudan veya dolaylı olarak en fazla bulunduğu ve en fazla etkili olduğu yapı Ak Parti'dir. Çünkü ehliyet ve liyakat gözetmeyen, rüşvet ve yolsuzluğa göz yuman ve hakkı ve adaleti gözettiği takdirde, konumunu yitireceği korkusu yaşayanlar da FETÖ'nün birer koltuk değneği işlevi görmektedir.

Yeni Türkiye'nin motor gücü olan Ak Parti bu temizliği ve ayrıca gereken ıslahatı yapmak zorundadır. Aksi halde sadece şehit ve gazilerin değil ve sadece 79 milyon insanın değil, dünyadaki bütün mazlumların da iki elinin hem dünyada ve ahirette kendi yakasında olduğunu bilmelidir.

Elbette ki, sadece partilerin ve kurumların değil, hepimizin bu anlamda yükümlülükleri var. Eğer bizler bu sorumluluklarımızı yerine getirmezsek ve bize şehit ve gazilerin emaneti olan bu nimeti gözümüz gibi korumazsak, emanete ihanet etmekten dolayı zillete düşmemizin kaçınılmaz ve dahi yakın olduğunu unutmayalım.

rafet fırat
Sayın hocam, bu feto örgütü AKP döneminde Sızdı diyorsun, halbuki feto 1976 lardan beri devletin her kademesini sızan bir örgüttür, hele Ecevit çiller demirel hatta 28 şubat tan sonra palazlandığı dönem dir AKP ile de meyvesini veren dönemedir.
ekol türk
Akp basta her parti bu temizligi yapmak zorunda yoksa teröristle isbirligi yapmak suctur.saadet partisinin üzerine yogunlasarak ele gecirmeye calistilar.saadetteki fetocularin orani cok yüksek.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Bakan Uraloğlu, kendi kullandığı araçla Dallıkavak Tüneli'nden geçti

Haber Ara