Dolar

42,5291

Euro

49,5628

Altın

5.744,63

Bist

11.007,37

Siyonist rejimin sayemizde NATO’ya sızdı!

10 Yıl Önce Güncellendi

2016-05-10 17:28:01

Siyonist rejimin sayemizde NATO’ya sızdı!
Lanetli Siyonist İsrail kurulduğu günden itibaren Filistin halkına ve bölgedeki Müslümanlara olmadık hile, desise, fitne, hırsızlık, talan, katliam, her türlü gayrı meşru eylem ve fiillerde bulundu. Bulunmaya da devam ediyor. Bunlarda ahde vefa yoktur. Bildikleri tek bir şey var, “Kendinden olmayanı öldür, malını çal.” Bu zihniyetle yetişen Siyonistlere dünyanın hiçbir yerinde güven duyulmuyor.
 
Allah'ın lanetlediği bu kişiliksizlere en büyük yardımı tarih boyunca hep atalarımız ve diğer Müslüman topluluklar yapmıştır. Ama o nankörler ise her seferinde bize ve İslam ümmetine kalleşlik ve hainlik yapmıştır. Bunların karakteri bozuk. Mısır'daki Firavunun zulmünden kurtulmaları için Allah tarafından görevlendirilen HazretiMusa'nın hayatına ve mücadelesine baktığımızda bize ve insanlığa karşı böyle kalleşçe davranmalarını daha iyi anlıyoruz.
 
Yalancı Hahamların sahte belgelerle meydana getirdikleri “Telmud” kitabına göre inanç ve hayatlarını şekillendiriyorlar. Sözde kutsal bir kitap gibi algılanan Telmud'dabarış, huzur, ahlak, başkalarına saygı, mal ve can hürriyeti, ortak kültür ve ortak yaşam gibi kavramlar yerine, “yak, yık, talan et, işkence et, derisini yüz, kafasını kopar…” gibi barbarca ve vahşice terimler bulunuyor. Yaptıkları katliam ve hırsızlığa böylece zemin hazırlamış oluyorlar. Oysa hiçbir Semavi din 'de böylesine Barbarca ve sahtekarca emir ve yasak bulunmaz.
 
Tarihleri boyunca hep kendilerini masum ve ezilmiş gibi gösteren Siyonist Yahudiler masaya oturunca insanların duygularını sömürerek kazanım elde eder ve yapılan mutabakata sadık kalacaklarına dair olmadık teminatlar verir. Hatta elde etmek istediği bir konu için taviz bile verir. Ancak elde etmek istediğini alınca tekrar gerçek Siyonist karakterine geri döner. Kaldığı yerden katletmeye, yıkmaya ve ifsat etmeye devam eder.
 
Yıllardan beri Gazze Şeridi'ni abluka altında tutan ve devamlı savaş uçaklarıyla saldırı düzenleyen Siyonist İtrail bölgede adeta sağlam bina bırakmadı. Yıkılan binaların yeniden tamir ve imar edilmesi için gerekli olan inşaat malzemelerine izin vermediği için Filistinliler evlerini yapamıyor. Yıllardan beri derme çatça baraka ve çadırlarda yaşamaya mecbur kalıyorlar.
 
Gazze'nin dünyaya açılan gümrük kapılarının 6'sı Siyonist rejim tarafında bulunurken Mısır tarafında ise Refah Sınır Kapısı bulunmaktadır.  Ancak Siyonist rejimin desteklediği Mısır'ın faşist darbeci yönetiminin başındaki Abdülfettah es-Sisi ile Benjamin Netanyahu arasında pek fark olduğunu düşünmüyorum. İsimleri farklıolabilir ancak fiil ve inanışları aynı olduktan sonra aralarında fark yoktur. Her ikisi de insanlık düşmanı katil ve Barbardır. Gazze halkına ambargo uygulayarak insanlık suçu işlemektedirler.
 
İsrail ve zihniyetine asla güven olmaz
 
Siyonist rejimin işgal ettiği Filistin bölgesi ve özellikle Gazze Şeridi'ne 10 yıldan beri uygulanan ambargonun kalkması için Türkiye uzun zamandan beri mücadele ediyor. Ancak ambargo tam anlamıyla bir anda değil tedricen kalkması için vakit alabilir. Çünkü karşımızda İtrail diye Siyonist ve katil bir rejim var. Onun için ilk etaptaçimento ambargosunun kalkması için görüşmeler yapılıyordu. Kamuoyunda İsrail rejiminin Türkiye'nin isteği doğrultusunda Gazze'ye olan çimento yasağını kaldırdığı duyuruldu. Açıkçası ben bu habere ihtiyatlı davrandım. Çünkü Siyonistlerden insanlık adına atılacak bir adımın olacağına inanmam. Bir gün sonra İsrail'in NATOmerkezinde bir oda açacağı haberi duyuldu. Kahroldum!
 
Kahrolası İsrail'in NATO merkezinde artık daimi temsilcisi ve irtibat ofisi var. 1952 yılında kurulan ve 28 üyeli NATO'da İsrail bir oda temin edebilmesi için yıllardan beri çalmadığı kapı kalmamıştı. Türkiye'nin vetosu olacağından dolayı Siyonist rejim hep kapının dışında saklanmak mecburiyetinde kalmıştı.
 
Şimdi ise “çimento karşılığında” NATO merkezinde Brüksel'de ofis açma hakkını elde etti. Yine onlara biz yardım ettik. Peki, onlar verdiği söze sadık kaldı mı? Cevabı peşinen sizler verdiniz bile. Hayır!  Her zaman ki gibi İsrail yine yalan söyledi. Sözünde durmadı. Katliam ve insan hakları ihlallerine devam etti.
 
Mavi Marmara baskın ve korsanlığını yapan, 10 değerli kardeşimizin şehit olmasına vesile olan katil İsrail rejiminin daha önce iştirak ettiği Akdeniz'deki NATOtatbikatlarına katılmasını ülkemiz yasaklamıştı. Yani elimizdeki imkanlar dahilinde Siyonist rejim bulunduğumuz ortamdan “veto” edilerek uzaklaştırılmıştı. “Devletler aralarında görüşme ve iletişim hatlarını açık tutması gerekir” prensibiyle düşük seviyede de olsa Siyonist rejimle ilişkiler devam ediyordu.
 
Mavi Marmara Barbarlığının hesabını verecek!
 
Türkiye sözünde durarak Brüksel'deki NATO karargâhında İsrail'in bir ofis açmasına izin verdi. Buna karşın da İsrail Gazze'ye çimento girişine onay verdi. Buraya kadar her şey normal. Ancak bu onaydan bir gün sonra Siyonist rejim Gazze Şeridi'ne hava saldırısında bulundu. Onlarca masum insan hayatını kaybetti ve kentte ayakta kalan birkaç bina da saldırı sonucu yerle bir edildi.
 
Yani bir taraftan sözde inşaat malzemesinin girişine izin veriyor öte yandan masum sivillerin evleri bombalanarak yıkılıyor. Bu büyük bir çelişkidir. Ülkemiz vetoyu kaldırırken aldığı “sebepsiz yere saldırmazlık taahhüdü” yine havada kaldı. İsrail yine güvenilmez, diplomasi ahlak ve geleneğinden, hatta korsan bir devletolduğunu hatırlattı. 
 
Bu terör devletiyle normalleşme ve ikili ilişkilerin düzeltilmesi yönünde adımlar atılmaya başlanmışken tekrar başa dönülmeyi beraberinde getirdi. GörüşmeleriDışişleri Bakanlığı müsteşarlığımız yönetiyor. Merak ediyorum yetkililer acaba ne tür taahhütler aldı? Tekrar kandırıldığımızı duymak istemiyorum. Artık Siyonist rejimin güvenilmez ve kaypak olduğunu aklımızın her köşesine yazmamız gerekir.
 
Bu arada sadece İtrail değil Katar, Bahreyn, Ürdün, Cezayir, Tunus, Moritanya, Fas  ve Mısır gibi devletlerde NATO'da ofis açma hakkını elde etmiş oldu. Ama bu işten en fazla Siyonist rejim faydalanmış olacağından onun kazanımları üzerinde duruyoruz.  Gönül ister ki bu terör devletinin işlediği savaş ve insanlık suçlarınedeniyle cezalandırılsın veya bu tür terör eylemlere devam etmesi durumunda karargâhtan kovulacağı kayıt altına alınmış olsaydı. Allah'tan tatbikat ve diğer faaliyetlerden muaf tutulmadı.
 
Siyonist İtrail tarihi boyunca ilk kez bizden, Recep Tayyip Erdoğan'ın 2010 yılında Davos'ta “one minute” çıkışını duymasıyla sarsıldı ve yine Mavi Marmara barbarlığı nedeniyle özür dilemek zorunda kalmıştı. Bunlar önemli gelişme ve kazanımlardır. Artık taviz veren değil taviz alan ülke olduk. Bu minval üzere devam etmemiz gerekirdi. Ancak bu konuda öyle olmadı. Bizim sayemizde İsrail resmen NATO'ya sızmış oldu.
 
Kudüs muhafızı Salah Siyonist zindanlarında 
 
İsrail, Her gün Filistinlilere planlı bir şekilde baskı ve şiddet uyguluyor. Filistin halkını topraklarından çıkarıyor ve arazilere el koyduğu yerleri Siyonist Yahudi yerleşimcilere veriyor. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'nın altını oyarak çökertmek ve yıkmak istiyor. Kudüs'ün tarihi dokusunu değiştirerek İslam beldesini bir Yahudi kenti haline getirmek istiyor. Bunun gibi hedefleri için bir asırdan fazla bu topraklarda cinayet işlemektedir.
 
Karşısında muhalefet eden her kim varsa onu “terörist” ilan ediyor ve derhal öldürülmesi için katillerini devreye sokuyor. Öldüremediklerini ise uyduruk bahanelerle hapse atıyor. En son olarak 1948 Filistin İslami Hareketi lideri, Kudüs muhafızı Şeyh Raid Salah'ı “şiddete teşvik” iddiasıyla tutukladı. Gülerek, davasından taviz vermeden vakur bir şekilde 9 ay kalacağı Bi'ru's-Seba ( Beerşeba) zindanına konuldu. Hapse girerken tutuklanmasını “zalimlere karşı mücadelenin bir adımı” olarak değerlendi. 
 
Hapishanelerde 10 yaşından küçük çocukların dahi bulunmasıyla ne kadar korkak ve ayni zamanda ne kadar zalim bir yönetimle karşı karşıya olunduğu gözler önüne serilmektedir. Zulüm ve işkence altında bin 500 civarında ağır hasta ve yaklaşık 8 bin civarında ise esir hapishanelerde bulunmaktadır.
 
Nekbe'nin 68'inci yıl dönümü nedeniyle “Hanzala”  ve onun temsil ettiği dava hatırlarda yerini korumaya devam edecektir. Dünyada zulüm hiçbir zaman payidar olmadı. Siyonist rejim ve ona destek veren  bedbahtların da elbet bir gün sonu gelecek. Raid Salah'ın, Filistin'in, Gazze'nin ve bölge halkının en yakın zamandahürriyetine kavuşmasını temenni ediyorum.
 
https//:twitter.com/aslanbalci1
ebulhizbullahi
düne kadar tsk genelkurmayında bürosu yokmuydu israilin bugün natoda olsa ne olur ılmasa ne olur zaten nato, bm,israil için kurulu oluşumlar değilmi esasen türkiyenin natodan bir saat evvel çıkması gerekir

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara