Millet FETÖ’cü alçaklara dur dedi!
10 Yıl Önce Güncellendi
2016-08-03 11:42:34
Haşhaşi çete Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) bağlantılı olduğu üst akıl 15 Temmuz günü kanlı darbe girişiminde bulundu. Şükürler olsun ki başarılı olamadı. Darbelerden çok çeken halkımız bu hukuksuzluğa karşı durdu. Canı pahasına özgürlüğünü ve vatanını savunan azız halkımız aslında bir tarih yazdı. Bu tarihin ülkemizin ikinci kurtuluş zaferi olduğuna inanıyorum.
Birinci Kurtuluş savaşında olduğu gibi halkımız bu kanlı darbe girişimine siper oldu. Ülkenin kaymağını yiyen, devletin ödenekleriyle servetine servet katan korkak ve hilekarlar her zaman olduğu gibi inlerinde kalarak olayları dışarıdan izlemeyi tercih etti. Ama gerçek vatanperver ve bu toprakların evlatları ise gözünü dahi kırpmadan tankların altına yatarak bir kısmı üstüne çıkarak kukla cuntacılara izin vermedi.
Öyle kahramanca bir mücadele verildi ki emperyalist pislikler ve onların gayrı meşru veletleri şaşırıp kaldı. Hiçbiri böyle bir tepkinin geleceğini tahmin etmiyordu. Herkesi kendileri gibiFETÖ'cü sapık, pısırık, korkak ve vatan haini sandılar. Ancak halkımız çıkar beklemeden sadece Allah rızası ve vatan sevgisi için vakit kaybetmeden meydan ve caddelerini korumaya aldı.
Başarısız darbe girişimini organize edenler hala tam anlamıyla gün yüzüne çıkmadı. Bu hain planı Şizofren ve deli olan Fetullah Gülen denilen manyak değil, bu kanlı darbeyi bir üst akılın organize ettiği kesindir. FETÖ sadece bir maşadır. İlk akla gelen şeytanın başı ABD ve onun kanlı istihbarat teşkilatı CIA şebekesidir. Yıllardan beri ülkemiz ve bölgede CIA şefi olarak görev yapan Graham Fuller denilen kişi bu operasyonun asıl bel kemiğini oluşturduğu ve Yunanistan'a giden helikopterle ülkeden kaçırıldığı iddiaları yabana atılmamalıdır.
CIA ajanı olan bu kişi Haşhaşi Gülen'i ve cemaatini çok yakından tanıyan ve hatta yöneten olduğu konusunda kuvvetle muhtemel deliller var. Gülen için “ kendisini tanırım iyi bir çocuktur” ifadesini kullanan Füller, darbe girişiminden sonra ABD basınında verdiği demeçlerinde bu işin arkasında Gülen'in olmadığını savunmaya başladı. Bu ajanın sözüne inanan kimse çıkar mı bilmiyorum ama Haşhaşi grubunun içinde yıllardan beri kalmış olanlar akıl ve zekalarını bu Haşhaşilere kaptırdıkları için inanlar olabilir. Hala kendilerini bir Hizmet hareketi(!) olduğunu iddia edecek kadar aptal ve Gezi Zekâlı insanlar bulunabilir. Son günlerde bu kişiliksiz yaratıklar meydanlara çıkarak kendilerini vatan ve milletin yanında hatta “Erdoğancı” olarak göstermenin gayreti içine girdi.
Gülen Batının emrinde olduğunu itiraf etti
Her ne kadar kamu oyunda bu darbe girişimin arkasında şizofren Gülen olmadığı propagandası yapılsa da Türkiye kararlı bir şekilde ABD yönetiminden bu delinin iade edilmesini talep etti. İşin ciddi olduğunu gören Gülen utanmadan ABD devletini övmeye ve Batı medeniyetinin emrinde olduğunu deklere etmeye başladı. Bu aslında güzel bir gelişmedir. Biz yıllardan beri bu Gülen Hareketinin milli değil, emperyalistlerin emrinde bir hareket olduğunu söyleyince yeterince sözümüz etkili olmuyordu. Şimdi ise adam kendi ağzından çıkan sözcüklerleBatının emrinde olduğunu itiraf ediyor.
Belki de hayatında ilk kez doğru ve delikanlıca bir ifade kullandı. Şimdiye kadar hep yalan ve takiyye yöntemiyle bir hayat sürdüren Gülen, “ Beni Türkiye'ye iade etmeyin. Ben ve arkadaşlarım Batı'nın hizmetindeyiz. Batılı demokrasilerin ılımlı Müslümanlara ihtiyaç duyduğu bir dönemde ben ve arkadaşlarım Batının yanında yer aldık.” dedi. Bunca havlamasınakarşın efendileri bakalım ne yapacak?
Gülen'in işi bitince ABD veya diğer emperyalistler bir dakika dahi onu yanlarında tutmazlar. FETÖ'nün başına yeni bir lider geçirdikten sonra Gülen'i başka bir ülkeye kaçırabilirler. Bu ülkelerin başında Kanada, Brezilya, Güney Afrika ve Avustralya gelmektedir. Bir başka ihtimalle de Gülen'i ölmek üzere veya aklını tamamen yitirmiş olarak bize teslim edebilirler. Aklı başında veya sağlığı yerinde olarak bu Nemrut'u bize teslim etmeyecekler.
Örgütün başına geçirecekleri yeni kukla her ne kadar Gülen kadar şerefsiz, vatan haini ve toparlayıcı olamasa da mevcut köleleri ve maddi geliri elde tutmaya, özellikle de Pakistan ve Afrika ülkelerindeki yapılanmaları kontrol etmek için var güçleriyle çalışacaklar. Gülen'in yetiştirdiği 7 önemli kripto ve Haşhaşi'den biri olan ve Genelkurmay sorumlusu olduğu ileri sürülen Emrullah Öztürk örgütün yeni liderinin olma ihtimali üzerinde duruluyor. İki yıl önce ABD'den Brezilya'ya kaçan bu kişinin şimdi Kanada'da olduğu biliniyor. Bir başka kripto olan ve ABD'deki okulların sahibi İsmail Büyükçelebi'nin Gülen'in yerine geçebilecek hainlerden olduğu bildirildi.
Darbe girişiminin merkezi olan Akıncı Üssün'de yakalanan örgütün “Hava İmamı” olan Sakarya İlahiyat Fakültesinde görevli Yrd. Doç Adil Öksüz eğer yurt dışına kaçırıldıysa onun da yeni lider olma ihtimalinin yüksek olduğuna inanıyorum. Çünkü bu sapık kişi de utanmadan yalan söyleyerek haşa Peygamber ile görüştüğünü ve emirlerini doğrudan peygamberden aldığını iddia ederek yeniden bir yapılanmanın içine girebilirler. Çünkü bu sapıklara inan bir kitle var. Bu aptal kitleyi kimse elden çıkarmak istemez. Yer altına çekilerek yeniden örgütlenecekleri bir gerçektir.
Darbeyi destekleyenler ve arkasındaki güç
Başarısız darbenin arkasında birinci derecede ABD bulunmaktadır. Ancak üst akılın içinde Almanya, İngiltere, İsrail ve İran gibi şeytansı ülkelerin de olduğu unutulmamalıdır. İngilizBBC kanalında darbeyi yorumlayan sapık ruhlu bir kişi ilk olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öldürülmemesini büyük bir hata olduğunu söyleyecek kadar ileri giderekterbiye sınırını aşmıştır. Uluslararası tetikçi ve İslam düşmanı CNN İstanbul'da darbe karşıtı yapılan gece gösterilerini Erdoğan karşıtı olarak yansıtarak yalan haber yapmaya çalışıyor. ABD'li özel istihbarat birimi Stratfor o gece Sayın Erdoğan'ın uçağının yerini an be an paylaşarak Cumhurbaşkanının katledilmesini amaçlıyordu. Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Batının köpekliğini yapanların yazıp çizdiklerini anlatmanın gereksiz olduğuna inanıyorum.
Şeref yoksunu emperyalistlerin ülkemizi askeri darbeyle ele geçirip tüm haklarımızın gasp edileceğini görmezden gelerek, başarısız olan cuntacıların durumundan rahatsızlık duyduklarını açıkça ifade etmeleri bu şerefsizlerin işin içinde ne denli olduğunun en barız delilidir. Tutuklanan gazeteci, akademisyen ve askerlerin hakları var da canavarca katledilen ve bizim nezdimizde Şehit olan 237 kahramanımızın hakki yok mu? Bu kahramanlar sayesinde bugün ülkemiz ve halkımız rahat bir nefes alabiliyor. Aralarında arkadaşlarımın da olduğu şehitlerimiz kanlarını bu ülke ve bu necip millet için feda ettiler. Onlar bizim kahramanlarımız ve ülkemizin bağımsızlığının sembolü olarak ölümsüzleştirileceklerdir .
Bu vatan evlatlarıyla birlikte daha binlerce gizli kahraman bulunmaktadır. Arabasını tankın altına atarak durdurmaya çalışandan tutun da askerleri derdest eden sivil generallerin yaptıkları özveri ve yiğitlikler bir destan ve nesiller boyu tarih kitaplarında anlatılacaktır. Emniyet teşkilatının büyük bölümü ve özellikle Özel Hareket birimi ile MİT, Ordunun içindeki darbeye ve darbecilere geçit vermeyen vatan evlatlarının canları pahasına çatışmaları ile halkımızın tepki vermesi büyük bir felaketi önledi.
Eğer bu kahraman vatan evlatlarının yiğitçe mücadeleleri olmasaydı, Allah korusun darbe başarılı olmuş olsaydı, ben bu yazıyı yazamayacak sizlerde özgürce okuyamayacaktınız. Ellerimizdeki ruhsatlı silahlarla cuntacılara direnecek, hiç istemediğimiz halde şiddet sarmalının içine düşmüş olacaktık. Ülkemizin doğu ve Güneydoğu bölümünün bir kısmını PKK,Kılıs ve çevresini ise DEAŞ terör örgütleri ele geçirecekti.
Alçaklar PKK ve DEAŞ ile anlaşma yapmış
Cunta yönetimi bu çetelerin kentleri işgal etmeleri için bilerek kapı aralayacak ve sonra da “bunlarla başa çıkamıyorum” diyerek emperyalist güçler ABD, İngiltere, Almanya ve Fransabölgeye asker yığacaktı. Suriye'de yaptıkları gibi “DEAŞ ile mücadele için yerel güçleri silahlandıracağız” diyerek PKK'nin elinde NATO silahları verilerek resmi bir hüviyetle bölgenin hakimiyetini sağlayacak. Ülkenin bir kısmı defacto olarak bölünmüş olacaktı. Rabbım zalimlerin oyununu boşa çıkardı.
Devlet ve millet uzun zamandan beri ilk kez bu denli birbirine kenetlendi. OHAL ilan edilerek Allahsız düşmanlarla toplumca savaşmaya başlanıldı. Ordu ve devlet içine sızmışüniformalı ve sivil teröristler temizlenmeye, Ordunun darbe üreten birimleri kapatılmaya ve normal hale getirilmeye başlandı. Artık ordu birimleri ayrıcalıklı ve nüfuzlu olmaktan çıkıp bizim gibi normal vatandaş olacak. Kışlalar kent dışına çıkacak ve kafasına esen rütbeli subay tank ve tüfekle ortalığa çıkamayacak.
Ülkemiz mutlaka profesyonel orduya geçmelidir. Halka kısa süreliğine temel askerlik verilebilir. Ama yurt savunması profesyonel ordu elemanlarına verilmelidir. Askeri okulların yapısı değiştiirldi. Böylece darbe yapma imkanı ve fikri gelişmeyecek. Yoksa ayrıcalıklı bir ortam olursa kendine Atatürkçü, FETÖ'cü veya başka bir fraksiyon kisvesi bularak darbe yapma teşebbüsünde bulunabilir.
Bundan sonra ülkemizde ve tüm dünyada askerler darbe yapmasın, hak ve özgürlükler halkın vergileriyle maaş alan hainler tarafından askıya alınmasın. Rabbım bir daha bizlere böyleacılı günler göstermesin. Bu acıyı bize yaşatanları da kahretsin!
https//:twitter.com/aslan balci1
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara
Yorum Yap