Ülkemizin böylesi zor dönemlerden geçtiği bir ortamda Karadeniz'in adının hainlerle birlikte anılması en çok zorlarına giden bir olduğunu dile getiren esnafla konuştuğumda ne kadar öfkeli ve kızgın olduklarına şahit oldum. Araçların önüne geçip şov yapanların aslında birer doğa katliamcısı olduğunu dile getiren yöre halkı bu kişilerin ruhsatsız ormanı kesip kaçak yayla evi yaptıklarını ve ruhsatsız pansiyon işlettiklerini belirttiler.
“Yaylalar arası yol yapılsın diye biz dilekçe verdik” diyen Rize esnafı bazı medyanın olayları aktarışını şiddetle eleştiriyor. “Bir – iki zibidi yüzünden bizi kimse yol kesen, şantiye basan eşkıya gibi göstermeye hakkı yoktur. Bizlermedeni insanlarız. Bir yanlışlık veya sıkıntı varsa gider yetkililerle konuşuruz. Bizim sözümüz şiddetten daha etkilidir.”
Proje, Karadeniz bölgesindeki 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak ve tamamlandığında 2 bin 600 km'lik bir yol olacak. Fırtına deresi 'de bu güzergâhta bulunuyor. Çamlıhemşin'in Yukarı Kavrun Yaylası'ndan geçecek olan yol güzergâhı tepkiler üzerine Samistal Yaylası güzergâhına yöneldi. Ancak burada da rahat durmayan ayni güruh doğan medya kanallarını yayına alarak gösteri, daha doğrusu şov yapmaya devam ediyorlar. Kameralar ve gazeteciler yoksa kimse bir şey yapmıyor. Peki, kartel medyası neden bu yol işine bu kadar kafayı taktı? Bence burası önemli bir noktadır.
Hanı dedik ya bu solcular her şeye karşı. Yol yapmazsan neden yapmıyorsun? Yapıyorsun bu kez neden yapıyorsun? diye veryansın ederler. Bu hergeleleri anlayan biri var mı acaba? Bu bir rant kavgasıyla birlikte terör yanlısı örgütlerin bölgeye sızma girişimidir. Solculuğu, çevreciliği sadece gerçek niyetlerini kamufle etmek için kullanıyorlar. Uyanıkolan Karadeniz halkı bu oyunu daha ilk başında gördüğünden dolayı diğer bölgelerde yansıması olmadı.
Ancak ayni çapulcu ve “gezi zekâlı” ekip Artvin'deki ateist solcuları, Trabzon'daki CHP'lileri, Giresun ve Ordu'nun Anadolu'ya komşu ilçelerindeki Alevi yurttaşlarımızı örgütleyip devletin yürüttüğü bu projeye isyan ettirileceğe benziyor. Aylardan beri Rize'de yaşayan Doğu kökenli olduğunu belirten bir kişi, “ biz daha burada gücümüzü göstermedik” diyor. Tabı bunlar her ne kadar “boş laf” olsa da bölgede olay çıkarmak için çaba gösterdiklerini anlıyoruz.
“Gezi zekâlıların” derdinin çevre olmadığı bilinmelidir!
Masum sivilleri ve hatta ormanları sebepsiz yere yakan PKK terörist yandaşları Karadeniz'e gelip sahte söylemlerle“çevreyi” koruma niyetleri koca bir yalandan başka bir şey değil. Doğa sevgisi olan kişilerde ilk önce insan sevgisi olacak ki samimi olduğuna inanalım. Hayatları tamamen yalan ve doğru yapılanlara karşı çıkan bu Kürtçü teröristler acaba bu karışıklıktan yararlanabilir miyim diye uğraşıyor ama başarılı olamayacaklar.
Neymiş efendin yollar yaylaların doğal güzelliğini bozacakmış! Allah nasıp etti, Everest'e, Kara Kurum'a (K2),Kilimanjaro başta olmak üzere Himalaya,Şipka, Karpatlar, Pindos ve Alp gibi dağları da görme imkanım oldu. Bu dağların doruklarına giden yollar olduğuna şahit oldum. Hepsi de ormanın içinden geçilerek yol yapıldı. Yolu olmayan bir yere yerli ve yabancı turist nasıl gider? Bunların derdinin orman ve ağaç olmadığını anlamak lazım, bu hain tayfaülkenin kalkınmasını, gelişmesini, halkın refah bir hayat yaşamasını, istemezken kendilerinin veya patronlarının kaçak saraylarda yaşadığını unutmamak gerekir.
Çevreciyim diyen çapulculara bir bakın hemen hepsinin yaşantısıyla söyledikleri birbiriyle çelişiyor. “Barış, demokrasi”gibi terimleri kullananlara bir bakın hemen hepsi katil ve yol kesici terörist. Utanmadan kalkıp bu terimleri kullanarakhalkı kandırmaya çalışıyorlar. Fırtına deresindeki yola karşı çıkanlara bakın, kendi çıkarları zedeleniyor diye yola engel olmaya çalışıyorlar. Hanı dedik ya, üzerinize yakışmayan sıfat ve kelimeleri kullanmayın lütfen. Gerçekten komik oluyorsunuz!
Doğanın ve çevrenin korunması çok önemlidir. Herkesten önce bölgede doğanın tahrip edilmesine yöre halkı müsaade etmez.Eğer orman ve yeşillik yoksa Karadeniz'in özelliği kalmaz ki. Bölgenin doğal yapısını bozacak her türlü olumsuz gelişmeyebirlikte mücadele edelim. Ama bunca ağaç içinde, yol için, birkaçı kesildi diye önemli projelerin durdurulması istenmez. Sonra devlete ve güvenlik birimlerine kafa tutarak halkla devleti şiddet noktasına getirmek kimseye fayda sağlamaz.
Düşünebiliyor musunuz Giresun'un meşhur “Kümbet” yaylası ile Trabzon'un “Sultan Murat” yaylasından geçerek Rize'nin “Çağrankaya” yaylasına geleceksin. Bundan daha güzel ve olumlu bir iş olabilir mi? Uzak olan halklar yayla yolları vasıtasıylabirbirine daha da yakın olacak. Belki de ortak yayla şenlikleri yapılacak. Halkların kardeşliği ve dostluğu daha da pekişecek.
Kümbet, Sultan Murat, Çağrankaya, Hemşin, Ovit ve Cimil yaylaları yakınlaşıyor
Ovit yaylasından Erzurum'un İspir yaylalarına araçlarla gidilebileceğini bir hayal edin? Oradan Cimil'in bereketli topraklarından geçerek Hemşin yaylasının kekiklerinden toplayarak Artvin'in yaylalarına kadar gitmek belli başına yeni bir turizm rotası demektir. Normal bir insan bu hayırlı işlere niye karşı çıksın?
Bölgede zaten son yıllarda ciddi bir Arap popülasyonu var. Uçakla Trabzon'a gelen Araplar Tur veya şahıs olarak Uzun Göl'e 3,Ayder Yaylasına 3 ve İkizdere'nin Ilıca köyündeki 72 derecelik şifalı kaplıcanın olduğu RİDOS tesislerine de 3 gün kalarak geri dönüyorlar. Eğer Yayla yolları yapılacak olursa yerli ve yabancı turistler gelerek Katalan'dan başlayarak aşağı İmamlara kadar olandoğa harikasını görecekler. Allah'ın verdiği nimetlerden kardeşçe faydalanmaktan kimseye zarar gelmez.
Ancak bir konunun altını tekrar çizmekte yarar var. Yapılan yollar asfalt değil mıcır taşından olmalıdır. Yol bahanesiyle etraftamaden ocaklarının açılmasına zemin teşkil etmemeli, yaylaların yapısı bozulmamalıdır. Yaz ve kış turizmine hitap edecekse ve bölge halkının faydasına olacaksa, tarlalara zarar vermeden, halkın görüşünü de alarak bu proje 2018 yılına gelinmeden bitirilmesi gerekir
İsviçre'nin Davos kentine bir bakın! Kış turizminden başka bir şeyi olamayan bu küçük dağ kenti dünyanın en önemli ve meşhur şehirlerinden biri haline nasıl geldi? Davos'ta olan kar ve ağaçların aynısı Karadeniz'de de vardır. Davos'ta onca asfalt yol ve büyük hoteller yapılırken bu sahtekar çevreciler neredeydi? Avrupalılar yaparsa kimsenin sesi çıkmaz biz yaparsak ‘doğa katliamcısı'(!) oluyoruz. Hadi oradan be! Sizi soytarılar!. Gerçek niyetinizle ortaya çıkın. İkiyüzlü olmayın ve Karadeniz bölgesinihabis oyunlarınıza alet etmeyin.
Solcu geçinen anarşistlerin ve PKK gibi örgütlerin bölgeye yerleşmemesi için medeniyetten yana olan halk adına birkaç zibidininkameralar önünde şov yapması istenmiyor.
Son söz olarak PKK'nin yandaş organlarından olan FETÖ grubu ve Doğan medya Haşhaşı tayfası Karadeniz bölgesinden kendileri gibi vatan haini, teröristlere yardım ve yataklık yapacak kimseyi bulamayacaklar. Onun için “haydi başka kapıya” demek gerekir.
https//:twitter.com/aslanbalci1
Yorum Yap