Dolar

42,5291

Euro

49,5628

Altın

5.744,63

Bist

11.007,37

Hindistan Keşmir’de soykırım suçu işliyor

10 Yıl Önce Güncellendi

2016-08-31 09:54:00

Hindistan Keşmir’de soykırım suçu işliyor

Hindistan'ın işgali altında bulunan Cammu Keşmir halkı her insan gibi özgürlük, adalet, eşitlik ve kendi kimliğinle yaşayabileceği bir vatan istiyor. Ancak Hindistan 1947 yılından beri haksız ve hukuksuz bir şekilde bölgeyi işgal ederek yüz binlerce masum sivilin katledilmesine ve milyonlarca insanın göç etmesine vesile oldu. Hindistan bölgede gerçek anlamda Müslümanlara karşı soykırım suçu işlemektedir. Müslümanları ve liderlerini katlediyor. Hukuksuzluğa karşı gösteri yapanların üzerine   ateş açarak sokak ortasında infazlar gerçekleştiriyor. Yapılanın hukuksuz olduğunu barışçıl olarak dile getiren aydınları tutukluyor. Açıkçası Hindistan ateşle oynuyor.

İşgal gününden günümüze kadar bölgede sıkıyönetimin olmadığı gün yoktur desem mübalağa etmiş olmam. Hemen her gün şiddet, katliam ve hukuksuz bir uygulamayla karşı karşıya olan Cammu Keşmir halkı Hindistan'ın baskıcı faşist baskısından bıktı. İnsanların hayatları karardı. Dayanacak halleri kalmadı.  

Ümmetin yetimleri olarak tarif edebileceğim Keşmirliler, İnekperest Hindular bölgeyi işgal edince talan ve katliam nedeniyle Pakistan tarafına hicret etmek zorunda kaldı. 1947 yılında kurulan Pakistan sorunlu komşusu olan Hindistan ile Keşmir meselesinden dolayı üç kez savaşa girdi.

Savaşlar nedeniyle Keşmir üçe bölündü. Ancak verimli ve ana toprak parçası Hindistan tarafında kaldı. Buraya “Makbuza Keşmir” nüfusu 7 milyon, Pakistan tarafında kalan ve 3 milyonun yaşadığı bölgeye ise “Azad Keşmir” diyoruz. Bunların yanında küçük bir bölge de Çin'in kontrolü altındadır. Burada da yaklaşık bir buçuk milyon insan yaşamaktadır. Dünya genelinde yaklaşık 15 milyon olan Keşmirlilerin yüzde 90'i Müslüman gerisi ise Hindu, Budist ve yerel dinlere mensuptur. 

Hindistan hem işgalci hem de küstah. Müslümanlara asla tahammülü olmayan gerçek anlamda diktatör ve en az Siyonist İtrail kadara zalim ve gaddardır. Zaten Hindistan yıllardan beri Keşmir politikasını İsrail ile birlikte oluşturmaktadır. Pakistan'ın nükleer hareketliliğini izlemek için İtrail Keşmir'i adeta bir üs olarakkullanmaktadır.

Hizbul Mücahidin lideri Wani'ye suikast

Geçen Temmuz ayında Cemaat-i İslamiye'ye mensup “Hizbul Mücahidin” örgütünün üst düzey komutanlarından Burhan Wani Hindistan'ın ölüm timleri tarafından suikast sonucu öldürüldü. Wani toplumun her kesimi tarafından sevilen ve taktır toplayan bir kişiydi. İyi eğitimli, inancı gereği insanlara merhametle yaklaşan, herkesin derdiyle ilgilenen bir kanaat önderiydi. Sosyal medyayı çok iyi kullanan birisi olmasıyla Hizbul Mücahidin örgütünün medya işlerinden sorumluydu.

Hindu zulmünü ve yapılan katliamlar anında dünya medyasında yer buluyordu. Wani'yi engellemek için sözde koca (!) devlet seferber oldu ama başaramadı. Sonunda Hindu derin devleti geçen 8 Temmuz'da Wani'ye suikast yaparak katletti. Cenazesine yarım milyon insan katıldı. Hindu tiranlar Wani'nin cenazesinden dahi korktu. Kalabalık karşısında şaşkına dönen çapulcu Hindu askerleri cenaze kortejine izin vermek istemedi. Çıkan arbede de 34 Müslüman daha katledildi.

Acı üstü acı yaşayan Müslümanlar naaşlarını defnemedi. Zulüm rejiminin yasaklamasına karşın inancı gereği cenazeleri gömmek için halk yasağa aldırış etmedi. Mezarlıklara giderek naaşları defnetmeye başladı. Kahpe Hindu askerleri pusu kurarak mezarlıklara gidenleri yaylım ateşine tuttu. Yeni bir katliam daha yaşandı. Bu katliamda da en az 40 kişi şehit oldu. Binlerce kişi yaralandı. Ülke genelinde Müslümanlara yönelik katliamlar nefret gösterilerine sahne oldu. Artık bu olay kan davasına dönüştü.

Yaşanan katliamların sebebini işgalci Hindistan, “ayrılıkçı teröristlerin isyanı” olarak duyurmaktadır. Ortada “ayrılıkçı” veya “terörist” yok. Öz vatanında esir olan halkın özgür ve hür yaşamak isteği vardır. Kendi toprağı ve vatanının özgürlüğü için mücadele etmek ne zamandan beri ayrılıkçılık olmaya başladı?

Hindistan bölgede katliam yapmaktadır. Ülke yöneticileri Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması gerekir. BM görevini yapsın diyeceğim ama boş laf olacağından zikretmeye değer görmüyorum. BM daha başından beri gözlerini kapatmış ve bölgeyi Hindistan'ın “İnek vicdanına” terk etti.

Keşmirli kanaat önderi Mirwaiz esaret altında

Hindu işgal ordusunun işlemiş olduğu katliamların durdurulması için ülke genelinde 26 Ağustos günü barışçıl “Özgürlük yürüyüşü” yapılması çağrısı yapıldı. Bu karar bölgenin önde gelen alimlerinden ve kanaat önderi Cammu Keşmir Muttahidi Meclisi Ulema (JKMMU) lideri Mirwaiz Ömer Faruk tarafından duyuruldu.

İşgal gücü bölgede barış çağrısının yapılmasını istemiyor. Devamlı şiddetin ve kaosun olmasını istiyor. Barışçıl çağrısı yapan Mirwaiz işgal güçleri tarafından evine düzenlenen baskın sonucu başkent Srinagar'daki Nigeen karakoluna, oradan da bilinmeyen bir yere götürüldü. Hala işgal güçlerinin elinde esir olan Mirwaiz'in infazedilmesinden endişe ediliyor. Muhammed Yasin Malik, Seyit Ali Geylani, Zafer Ekber Butt, Muhtar Ahmed Waza, Masarrat Alam Butt, Bilal Siddiki ve Muhammed Ahmed Şah gibi bölgenin önde gelen kanaat önderleri de göz altına alındı. Hepsinin akıbetinden şüphe ediliyor. Çünkü Hindistan şimdiye kadar binlerce Müslüman'ıfaili meçhul cinayetlerle katletti. 

Ayni zamanda Srinagar Cami İmamı olan Mirwaz şehit Wani gibi halk tarafından çok sevilen bir kanaat önderidir. Yıllardan beri dünya kamuoyuna sesini duyurmaya ve Keşmir'de yaşanan katliamları duyurmaya çalıştı. Hindu baskıcı rejimi onun sesini kısmak ve silahsız halkın öfkesine kapılarak sokaklara çıkmasını istiyor. Sokağa çıkma yasağı ihlal edildi bahanesiyle katil Hindu polis ve askerlerince topluca katledilmeleri isteniyor.

Bölgeden sağlıklı haberler gelmiyor. Özgür medyanın bölgeye girişi yasak olduğu gibi telefon ve İnternet gibi iletişimi sağlayacak aygıtlar engellendiği için gerçekteKeşmir'de neler yaşandığı hakkında çok kısıtlı imkanlarla bilgi alabiliyoruz. Ancak Pakistan tarafındaki Azad Keşmir tarafından haber alınmaktadır. Hindistan medyasında ve kamuoyunda olaylarla ilgili hiçbir haber bulunmamaktadır.     

Barbar Hindistan bölgede yaşananları ve işgal ordusunun orantısız güç kullanımını “meşru müdafaa” olarak değerlendiriyor.  Yeni Delhi yönetimi diyalog ve insan gibi oturup sorunları çözmekten hep kaçınmıştır. Tek bildiği şiddet ve katliamdır. Daha önce bölgeye yapmış olduğum gezilerde işkenceden geçirilmiş insanlarıgördüm ve onlarla konuştum. Yapılan işkence izlerini kendi gözlerimle görünce insanlığımdan utanmıştım. Bu denli barbarca işkence ve zulmü ancak Siyonist İsrail ve soykırımcı Hindistan yapabilir demiştim.

Hindistan başbakanı Modi yargılanmalıdır

İnsan hakları örgütleri veya sahtekar Bati FETÖ ve PKK gibi şerefsizlerin haklarını savunurken Hindistan'ın devlet politikası haline gelen ve yıllardan beri sürdürdüğü sistematik işkenceleri görmemezlikten gelmesi anlaşılır gibi değil. Hindistan'ın yaptığı insan hakları ihlallerine Batı ve BM ortaktır.     

Yönetimde bulunan aşırı Hindu ırkçısı ve Müslüman düşmanı Bharatiya Janata Partisi (BJP) lideri ve başbakan Narendra Modi'nin en büyük hedefi ülkede bulunan yaklaşık 300 milyon Müslümanın bir şekilde katledilmesi veya ülkeden kovulmasıdır. Oysa Hindistan'ın gerçek sahipleri Müslümanlardır. Ülkede ilk devleti kuran, bilim, sanat ve edebiyatta çığır açanların hepsi Müslümandır. Hindular ise emperyalist İngilizler sayesinde iktidar olmuş ve şımarmışlardır. İslam'ın hüküm sürdüğü zaman gayrı Müslimler en az Müslümanlar kadar hakka sahipti.

Başbakan Modi gelecek seçimleri kazanmak için Avrupa'da olduğu gibi İslamofobi'yi kullanarak ırkçı ve şovenist kişilerin beğenisini kazanmak istiyor. Modi'nin ayrımcı ve insanlık dışı terörist tavrını sürdürmesi devlet yönetimi ve evrensel hukuka aykırıdır. Terörist Hindular bu kişinin konuşmalarından etkilenerek Keşmir'de ve ülke içinde Müslümanlara yönelik katliamlarında artış oldu. Bu ırkçı söylem ve tutumlarından dolayı Modi derhal yargılanmalıdır.  

Dünya kamuoyu Hindistan'ın işgali altındaki Keşmir'de yaşanan insanlık dramına kulak vermesi gerekir. Dünyadan koparılmış ve Gazze Şeridi gibi abluka altında tutulan Keşmir'de yaşanan siyasi cinayetler ve işgal gücünün Müslüman topluluğun liderlerine yönelik suikastları son bulmalıdır. Esir tutulan Mirwaiz Ömer Faruk ve arkadaşları derhal serbest bırakılmalıdır. Hindistan yönetimi gerek devletler tarafından ve gerekse STK'lar tarafından protesto edilmelidir.      

 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara