Dolar

32,4513

Euro

34,7210

Altın

2.420,82

Bist

10.082,77

Halep değil insanlık bombalanıyor

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-12-06 13:20:47

Halep değil insanlık bombalanıyor
Suriye'de acımasızca devam eden iç savaşın kazananı rejim olsa ne olur muhalifler olsa ne olur. Ülke hayalete döndü. Bu güzel beldede her gün arşı ve göğü inleten tarifi mümkün olmayan acı, katliam ve zulüm işlenmektedir. Allah ve insanlık düşmanları şerde birleşerek kundaktaki bebekleri katletmeye başladılar. Dünya bu zulmü izlemekle yetiniyor. Bizler halk olarak dua etmekten veya birkaç kuruş yardım etmekten öte bir şey yapamamanın acısını ve üzüntüsünü yaşıyoruz. Halep ölüm saçan bombaların altında yanarken içimizden bir parçanın koptuğunu hissederek kahroluyoruz.
 
Ortada Suriye diye bir devlet yok. Sadece şekli olarak kukla Beşşar Esed karar alıyormuş gibi gösteriliyor. 2011 yılında iç savaş başladığında Esed isteseydi bu kanlı savaşı bitirip hem kendini hem de ülkesini kurtarabilirdi. Ancak o derin güçlerin sesini dinledi. İran'ın, Rusya'nın, İsrail'in ve Avrupa'nın şeytanca fısıldamalarını onayladı. Onların vaatleri hoşuna gitti. Birkaç “isyancıyı” ezip geçebileceğini zannetti. Her bir katliam bir başka katliamı doğurdu.
 
Şimdi işin içinden çıkılmaz hal aldı. Ülkenin birçok tarafına her gün binlerce bomba atılıyor. Rusya ve İran sivil halkı katlettiği için katil askerlerine madalya takıyor. ABD öncülüğündeki koalisyon uçakları ise bir nevi oyun gibi hangi köyü veya beldeyi ortadan kaldırdıklarının yarışmasını yapıyor. Bebek katili terör örgütü PKK'nin Suriye'deki uzantısı olan PYD ise afyonu çekerek girdiği köylerde vahşice talan ve katliam yaparak sözde mevzi kazanmamın peşinde.
 
İngiltere ve ABD'nin kurguladığı terör örgütü DEAŞ Irak ve Suriye rejimlerinin yardımlarıyla ele geçirdiği bölgelerde halkı rehin alarak haşa “din” adına  işkence ve zulmetmektedir. Allah'ın insanlığa rahmet ve kurtuluş aracı olarak gönderdiği İslam'ı değil kendi sapık ve emperyalistlerin kurguladığı sözde dini empoze etmeye başladılar. Bir taraftan insanlık katlederken bir taraftan da sözüm ona İslam'ı kötülemeye çalışıyorlar. Katliamda ve vahşette başarılı olduklarını söyleyebilirim ancak son din olan İslam'ı karalamaya güçlerinin yetmediğini ve yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bu konuda bir şüphemiz ve korkumuz da yok. Bu dinin sahibi olan Allah kendi dinini korur ancak biz insanları, tabiatı, hayvanları ve çevreyi koruyamıyoruz. Esas acımız ve üzüntümüz budur.
 
Allah düşmanları daha kundaktaki bebekleri katlederken Birleşmiş Milletler (BM) denilen emperyalist örgüt kılını dahi kıpırdatmıyor. Örgüt 5 şerefsiz ve kan emici canavarın elinde oyuncak haline geldi. Başta Halep olmak üzere Suriye'deki iç savaşı durdurmak için bazı girişimler oluyor. BM özel temsilcisi geçenlerde yaşanan trajedi ve vahşeti kısıtlı ve dar çerçeveden de olsa dile getirdi. İnsanı yardımın ulaştırılması ve sivillere yönelik yapılan Barbarca saldırıların durdurulması istendi. Rusya ve Çin tasarıyı veto etti.
 
Özellikle sivil yerleşim birimleri bombalanıyor!
 
Suriye'nin BM'deki temsilcisi Beşşar el-Caferi denilen mel'un katil İran, Irak, Rusya ve Çin'in desteğini yanına alarak Halep'te yapılan katliamı Baas rejimi olarak kendilerinin değil muhaliflerin yaptığını sırıtarak ifade etti. Halep'te binlerce masum katledildi. Bunu rejimin veya muhaliflerin yapması çok da önemli değil. Önemli olan kanın durması ve sivillerin bu anlamsız savaştan zarar almadan kurtulmasıdır. İnsafsız ve vicdansız mahluklar bebeklerin ve masumların kanları üzerinden rant elde etmeye veya meşru hak elde etmeye çalışması anlaşılır gibi değil.  
 
Rusya ve rejim uçakları Halep'te ölümcül bombardımanları devam ediyor. Atılan bombalar lanetli DEAŞ teröristlerin olduğu bölgelere değil aksine sivillerin yaşamak zorunda kaldığı bölgelere atılıyor. ABD ve koalisyon güçleri de teröristleri değil okul, hastane, fırın, su şebekesi ve elektrik santralı gibi sivillere hizmet veren tesisleri vuruyor. Hiçbiri teröristleri yok etmek istemiyor. Teröristler onlar için bir nevi sosyal sermaye olarak kullanılıyor.    
 
Halep'in sokak ve caddeleri insan cesetleriyle dolu. Şeytanın askerleri öylesine yoğun ve şiddetli bombalama yapıyor ki ekmek kuyruğunda veya okul yolunda hayatını kaybedenlerin naaşları yakınları tarafından alınamıyor. Enkaz altında kalanları ise kurtarma ekipleri çıkaramıyor. Kim bilir enkaz altında kaç kişi kurtarılmayı bekliyor. Bombardımanın ardından bir günden fazla süre geçmesine rağmen 10 aylık bir bebeğin kurtarılma çalışmasının videosunu görünce göz yaşlarıma hakim olamadım. Bu vahşeti yapanları Allah'a havale ediyorum.
Yıllardan beri devam eden savaş nedeniyle Suriye geneli ve Halep tam bir hayalet kent haline geldi. Yiyecek sıkıntısı çeken kentte tek bir hastane kalmadı. Canı pahasına ülkesini terk etmeyen ve yaralı halkına yardım eden doktorlar öldürüldü, hastaneleri yerle bir edildi. Hiçbir savaşta sağlık, eğitim ve gıda depoları vurulmaz. Ama sahte Şia inancını empoze edenlerle Haçlı ittifakı insanlığı ve tüm sözleşmeleri ayaklar altına alarak Suriye'de insanlığı, masumiyeti ve vicdanları kör ettiler. 
 
Lanetli Baas rejimi Halep'i 100 gün önce ablukaya aldı. Yiyecek ve içecek bulamayan sivil halkın bulundukları yerden dışarı çıkmasına müsaade edilmiyor. Çıkanlar rejimin çapulcu askerlerinin yanında  Şebbiha katilleri veya Hizbullah canavarlarınca rehin alınarak sokak ortasında infaz ediliyorlar. Gizlice çekilen video görüntüleri kan donduracak nitelikte. Bir insan bu kadar mi kindar ve gaddarolabilir. Bu nefret ve şiddet sarmalının nedeni nedir acaba? Ayni ekmeği bölüştükleri halkı bu denli canavar haline getiren sözde kanaat önderi veya mollanın amacı nedir? Şii inancını ne hale getirdiler. Myanmar'da katil Budist çetelerinin Arakanlı Müslümanlara yaptıklarıyla bu zavallıların yaptıkları arasında hiçbir fark yok.          
 
Sokakların ceset koktuğu ve hemen her evin enkazında kalan insanların dramının yanında sağ kurtarılan sivillerin sığınacağıemniyetli bir yeri yok. Ülkemize gelmek isteyenlerin önü PYD'li Kürt teröristlerce kesilip yakaladıklarını rehin alıp, eşyasına, malına el koyup, işkence ve tecavüz ettikten sonra rejimin cellatlarına teslim ediyorlar. Ülke içinde güvenli bir yerleri kalmayan insanlar ölümü göze alarak ülkemize doğru, özgürlüğe ve hürriyete doğru kaçarak gelmektedir. Şimdiye kadar hiçbir sığınmacının İran'a veya Hizbullah'a gidip sığındığını görmedik. Ama biz millet olarak hem İranlı hem de Hizbullah mensuplarına devamlı yardım ettik. Belki utanırlar ve kör inançlarını bir tarafa bırakırlar diye yine de yardım etmeye devam edeceğiz.   
 
Türkiye sınırımızdaki pislikleri temizliyor 
 
Yasak olmasına rağmen Misket, Varil, Napalm bombasının yanında onlarca kimyasal bomba sivil halkın üzerine ve yerleşim birimlerine atılıyor. Karadan ise Esed'in katillerine İran, Hizbullah ve Irak'tan gelmiş Şii çapulcuları çekirge sürüsü gibi önlerine geleni imha ederek ilerliyor. Dünya ve kurumlar ise hala izleyip duruyor. ABD ile Rusya içkili masaya oturup Suriye'deki ateşkesigörüşüyorlar. Kafaları çakır olduktan sonra yardımcıları açıklama yaparak anlaşamadıklarını duyurup bir başka toplantı tarihibelirliyorlar. Bu kısır döngü yıllardan beri devam ediyor.
Ben rejimi, Rusya veya ABD'yı anlıyorum. Onlar katletmek için odaklanmışlar ve hiçbir manevi desteğe ihtiyaç duymadan sivilleri ve masumları çıkarları uğruna katlediyor. Ancak Hizbullah ve İran rejimi diğerleri gibi ayni katliamı ve vahşeti yapıyor ama işin içine haşa inancı katıyorlar. Sahtekarlar! Şerefsizler! Hiç olmazsa kafir ve zındık dostlarınız gibi açıkça Müslümanları katlettiğinizi ilan edin. Hayatları yalan ve hile üzerine kurulu olduğundan gerçeği dahi itiraf edemiyorlar.    
 
Halep artık bir toplu mezarlık haline dönüştü. Yaklaşık 70 devlet ve örgüt Suriye halkını katletmek için seferber oldu. Ülkemiz devleti ve milletiyle birlikte akan kanın durması ve insanlığın ölmemesi için elini ve gönlünü açtı. Özgür Suriye Ordusuna (ÖSO) destek vererek hem DEAŞ maşalarını hem de Şii destekli Esed rejimin pisliklerini uzaklaştırarak mıntıka temizliği yapıyor. Fırat KalkanıHareketindeki  kayıplarımızın en kötüsü iki askerimizin kaçırılması oldu.
 
Rehine olayından önce yapılan uçak saldırısını sözde dost ve müttefik(!) güçlerin yaptığına dair kuvvetli bulgular var. Akabinde keşif askerlerin kaçırılması basit DEAŞ kuklalarının işi olmadığını herkes biliyor. Umarım bu kalleş güçler Ürdünlü pilota yaptıkları vahşeti bizimkilere uygulamazlar, yine de her duruma hazırlıklı olmak gerek. Bunca zulüm ve hukuksuzluğa dur demek için birliklerimiz Suriye topraklarına girmek zorunda kaldı. Eskiden olduğu gibi şimdi de bu topraklara adaleti ve huzuru ancak bizim getirebileceğimize inancım tamdır.
Su ve gıdası biten, savaşın ortasında kalan ve insanların “kurtarın bizi” feryadına kulak vermek gerekir. İnsanı yardım koridoru açılsın. Siviller tahliye edilsin. Halep'teki katliama ortak olan veya ses çıkarmayan insanlığını ve vicdanını tekrar gözden geçirsin. Açlıkla ve hastalıkla terbiye edilmeye çalışılan sivil halk bunu ve hiçbir insan bu tür muameleyi hak etmiyor
 
Üzüntülüyüz, öfkeliyiz. Halep'teyaşanan soykırım karşısındaki egemen şeytanı güçlerin iki yüzlülüğü ve sahtekârlığı kara bir leke olarak kalacaktır. Halep  bombalanırken aslında bizim de yüreğimiz ve ciğerimiz yanıyor.

Haber Ara