Bangladeş rejimi bir masumu daha katletti!
10 Yıl Önce Güncellendi
2016-09-06 15:35:03
Geçen hafta sonunda Bangladeş'te Cemaat-i İslami partisi liderlerinden biri daha idam edildi. 1971 Bangladeş bağımsızlık savaşı sırasında işlediği iddia edilensuçlar nedeniyle hukuki geçerliği olmayan “Uluslararası Ceza Mahkemesi” (UCM) tarafından 2 Kasım 2014 tarihinde idama çarptırılan Mir Kasım Ali resmen katledildi. Ali, Bangladeş'te idam edilen Cemaat-i İslami liderlerinin ne ilki, ne de sonuncusu. İdam edilmeyi bekleyenlerin yanında onlarca kişi de idamla yargılanıyor.
Bangladeş'teki zavallı ve kukla rejimin yöneticileri yine hukuk katliamı yaparak ülkenin önde gelen bilim adamını ve önemli bir liderini infaz ederek geride kalanlara korku salmak istiyor. Hukuki yargılamadan uzak, tamamen düzmece ve sahte delillerle muhalif olan herkes idam sehpasına götürülmeye başlandı. Bangladeş'te muhalefet sindirilerek aşırı laik ve emperyalistlerin çıkarlarını korumayanlara hayat hakkı tanınmamaya başlandı.
Halk ve siyasi partilerin boykot ettiği, yaklaşık 5 yıldır seçimlerin yapılmadığı Bangladeş'te yönetimi elinde tutan aşırı laik ve milliyetçi Şeyh Hasina Vecid hükümeti ekonomiyi, insan haklarını ve ülkesindeki gelir dengesizliğini ayarlayacağına tarihte yargılanıp, aklanan kişi ve gruplardan bitmeyen bir kinle intikam almaktadır.
Hırsının esiri olan yönetim 1971'deki bağımsızlık savaşı sırasında yaşanan isyan ve olaylarından Cemaat-i İslami Partisini sorumlu tutuyor. Partinin yönetici ve sempatizanı kim varsa hepsi bu zulüm mahkemesi vasıtasıyla ya ülke dışına kaçmaya zorlanıyor ya da mahkeme yoluyla katletmek için kararlı oldukları gözlemlenmektedir.
En son ülkenin en tanınmış ve İslam ekonomisi alanında üne sahip olmanın yanında kendi iş yerlerinde binlerce insana istihdam sağlayan değerli bir insanı sadece laik ve dinsiz olmadığı için idam ettiler. İsnat edilen 14 suçlamadan hiçbiri için delil ve şahit bulunamadı. İlk mahkeme başkanı bile Ali'nin suçsuz olduğunu beyan edince ertesi gün görevden alınıp yerine cahil ve hukuk katili olan bir kişi atandı. Eline tutuşturulan soruları sormaktan başka bir şey yapmayan sözde savcı zanna dayanarak koca bir çınarın devrilmesine vesile oldu. Ali, 3 Eylül 2016 tarihinde kanıyla ülkesinin topraklarını suladı.
Hindistan taraftarı şaibeli başbakan
Ben isyanın bastırılma biçimini yazılanlardan ziyade her iki tarafı da ziyaret ederek canlı şahitlerinden dinledim. Burada adaletli olmak zorundayım. önemli olanPakistan veya Bangladeş'in tarafını tutmak değil aksine doğru ve hakikatin yanında olmaktır. Zulüm yapanın değil her zaman olduğu gibi mazlumun yanında olduğumu açıkça ifade etmeliyim. Yazılı vesikalar ve tarihi veriler anlatılanlarla uyuşmuyor. Dolayısıyla mahkemenin aldığı kararların temel dayanağı yoktur.
Ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir ülke haline gelen Bangladeş kalabalık nüfusuyla dünyanın en fakir devletleri arasında yerini alırken siyasi ve sınıfsal haksızlıkların yaşandığı ülkelerinde başında gelmektedir. Ülke 'de hukuk ve yasalar intikam ve öç alma yöntemi olarak kullanılmaktadır.
Parlamento için 2008'de yapılan seçimde şaibeli bir şekilde başbakan olan Hasina ilk olarak, 2010'da kendince bir zulüm mahkemesi kurdurttu. İsmine de “Uluslararası Ceza Mahkemesi” koydu.1971'deki iç savaş zamanındaki olayları araştırmak ve suçluları(!) yargılamak için kuruldu. Bu mahkeme BM veya uluslararası her hangi bir kurum veya kuruluşla irtibatlı değil sadece ismi “uluslararası” gerçekte ise hukuksuz ve verdiği hükümlerin geçersiz olduğu bir mahkemeden başka bir şey değildir.
Daha önce, 1996 yılındaki başbakanlığı döneminden kalma onlarca yolsuzluk soruşturması olan ve Hindistan'a yakınlığıyla bilinen Hasina intikam alacağını açıkça dile getirerek kendine ait yazılı ve görsel medya araçlarına sahip oldu. ABD; İngiltere ve Belçika gibi ülkelerden kendine danışmanlar tutarak her gün yeni bir fikir veya tehditle halkın önüne çıkmaya başladı. 2008'ın sonundaki seçimlerde 230 sandalyeyi bir nevi gaspla kazanarak ikinci kez iktidar koltuğuna oturdu. O günden beri koltuğa yapışan Hasina her türlü muhalefete ve karşısına çıkan herkesi bertaraf ederek günümüze kadar geldi.
İdam sırasını bekleyen ve yargılanan aydınlar
İnsan hakları örgütleri, muhalefeti bastırmak için kurulan mahkemeyi ve şimdiye kadar verdiği “katliam” kararlarına karşı çıkıyor ama Hasina sırtını ABD, İngiltere, Hindistan, Avustralya ve Çin'e dayadığı için itirazlara kulak asmıyor. İşin garip tarafı mahkemenin başkanları sadece kendilerine ulaşan soruları soruyor. Mahkemenin işleyişi ve verilen kararlar Belçika'daki bir kişiden alındığı tespit edildi. Bu kepaze ve hukuksuz durumu The Economist dergisi bile konu edinmek zorunda kaldı. İdam kararların hepsi Belçika'dan veriliyor.
İlk önce 92 yaşında olan Gulam Azam'ı infaz ettiler. En son ise 3 Eylül gecesi Mir Kasım Ali'yi idam ederek katliamların devam ettiğini ve ümmetin önümüzdekiKurban bayramının huzur içinde geçirmemesi için çirkefliklerini sergilediler. Cemaat-i İslami Merkez Yürütme Kurulu Üyesi olan Ali'yi sözde mahkeme 8 yalan ve iftirayla atılan suçtan dolayı Kasımpur Cezaevinde idam etti. Hiçbir şahit ve delil olmamasına rağmen bir kişinin kaçırılıp işkence sonucu öldürülmesi ve savaş suçuişlemesinden dolayı katledildi.
Ülkenin en önde gelen ekonomisti ve işadamı olan Ali 1952 yılında doğdu. Savaş zamanında henüz 19 yaşında olmasına rağmen bunca suçu işlemişse bir tek delilin olmaması mahkemenin ne kadar zavallı ve komik durumda olduğunun en barız örneğedir. Evrensel hukuk, “Delil yok ama kuvvetli şüphe var” mantığıyla değil gerçek anlamda şahit ve delillere göre karar verir. Zaten bu mahkemeden kimsenin adalet beklediği de yok. Bangladeş'in önde gelen anti emperyalist kanaat önderlerini katletmek için kurulan engizisyon mahkemesinden farkı yoktur.
Korsan mahkeme tarafından suçlu bulunan ve 2013'de idam cezasına mahkum edilen ilk kişi Abdülkelam Azad gıyabında idama mahkum edilmişti, akabinde 2013'teAbdulkadir Molla'yı astılar. İşkence ve kötü muamele nedeniyle 2014'te 92 yaşındaki Gulam Azam'ı hapishane 'de infaz ettiler.
Cezası Yüksek Mahkeme tarafından 3 Kasım 2014'te onanan partinin Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Kamaruzzaman 11 Nisan 2015'te idam edilmişti. Eski içişleri bakanı Muti'ur Rahman Nazmi'yi Mayıs 2016'da şehit eden faşist diktacı Bangladeş rejimi şimdi de 63 yaşındaki İslam ekonomisi uzmanı Mır Kasım Ali'yi ayni yalan beyan ve gizli tanıklarla şehit etmiştir.
Dünya Bangladeş'teki katliamlara neden sessiz?
İdam sırasını bekleyen onlarca masumun yanında Cemaat-i İslami'nin lider ve üyelerinden binlerce masum zindanlarda çok kötü ve pis şartlarda işkence görmektedir. 18 Şubat 2015'te Cemaat-i İslami Partisi liderlerinden Abdusselam Şobhanı'yı, 16 Haziran 2015'teCemaat-i İslami Partisi Genel Sekreteri Ali İhsan Mücahid'i, 16 Temmuz 2015'te Furkan Malik'i ve en son Cemaat-i İslami Partisi Milletvekili Sakhavat Hüseyin'i 10 Ağustos'ta idama mahkum etti. Bu kişilerin idamlarının onanması bekleniyor.
Hayatları boyunca ve mensubu oldukları grubun İslami anlayışına göre şiddet ve terörden uzak duran, Müslümanların kardeş olarak ümmet bilinci içinde yaşamalarını savunan kişilerin “adam öldürme” gibi aptalca ve asla kabul edilemeyecek bir iftiradan katledilmeleri karşısında tüm dünya sessiz ve oynanan tiyatroyu izlemektedir. Bangladeş'in zulüm mahkemesi Cemaat-i İslami'nin lider ve üst düzey yöneticilerini katletmesiyle aslında İnsanlığı ve merhameti de beraberinde katlediyor.
Şimdiye kadar şehit olan kanaat önderlerinin hiçbiri inancından asla taviz vermeden ve ülke yönetimini işgal eden idarecilerden asla affedilmeyi dilemediler. Ölümleriyle hem ümmete hem de kendi halkına büyük mesaj verdiler. Onlar Rablerine kavuşmanın ve şehit olmanın lezzetini tadarak kalanlara ders, kararı verenlere de meydan okuyarak ruhlarını teslim ettiler. Her biri idam sehpasına gülümseyerek gitti.
Sözde mahkemenin verdiği kararların hepsi siyasi intikam amaçlı verilmiştir. Ülkenin yargı ve yasalarını istismar eden Hasina ve ekibi gerçek anlamda cinayet işlemektedir. Bir gün bu yöneticiler gerçek mahkemelerde yargılanacağına inanıyorum. Ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı Bangladeş'te hukuk ve yasalarintikam ve öç almak için değil halkın huzuru ve iç barışın tesisi için kullanılmasını temenni ediyorum.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara
Yorum Yap