AB din değiştirene mültecilik hakkı veriyor
9 Yıl Önce Güncellendi
2016-05-24 16:16:49
Asya, Afrika ve Ortadoğu ülkelerinden gelen mültecilere ,“Dininizi değiştirirseniz sizi kabul ederiz” diyen Avrupa gerçek anlamda insanlık dışı bir tutum sergiliyor. Hristiyan değerlerinden çok Pagan ve Ateist akımlarına kapılan Avrupa halkının dinden uzaklaşmasını gören ikiyüzlü yöneticiler Müslüman mültecileri Hristiyan yaparak boşluğu doldurmaya çalışıyor. Ancak yapılanın aşağılık ve gayrı insanı bir tutum olduğunu peşinen belirtmeliyim.
Yeraltı ve yerüstü zenginliğe sahip olan ülkelerde iç karışıklık, kaos, din, mezhep ve ırkçılık gibi habis fikirleri yayarak daha sonra da taraflara el altından silah vererek birbirine kırdıran emperyalist Batılı ülkeler bu sayede kendi servetlerine servet katıyor. Bu şer ve pis oyun yıllardan beri sergilenmektedir. Her zamankalleşçe ve gayrı insanı davranışlarla masumların kanları ve canları üzerine kendi imparatorluklarını kurdular.
Kardeş ve akraba olan halklar belli müddet sonra kavganın ve münakaşanın çıkış sebebini dahi unutmuş olmasına rağmen batının verdiği ölümcül silahlarlakomşusu ve akrabasını hunharca öldürmeye çalışanlardan bazıları savaşı bırakarak kendini kandıran emperyalistlerin ülkesine gitmeye kalkınca gerçeklerle karşılaşmış oldular. Uğruna öz akrabasını dahi gözünü kırpmadan katleden kişiler “gıptayla” baktıkları batılı ülkelere gitmeye kalkınca bütün kapıların yüzünekapatıldığını gördü. Hayal kırıklığına uğradılar ancak iş işten çoktan geçmiş oldu.
Batı'nın gerçek yüzünü en iyi bilen bir milletin fertleri olarak bu yaşananlara çok fazla şaşırmıyor ve hayrete düşmüyoruz. Çünkü onların zihniyetini yakından biliyor ve tanıyoruz. Çıkarı olmadan hiç kimseye yardım etmeyen Avrupa tarihi boyunca sömürge ve emperyalist eylemlerle ayakta durmaktadır. Elindeki zenginliğin veservetin temelini fakir ve mazlum halkların sırtından kazandığını bildiğimizden merhamet duygusundan yoksun olduklarını çok iyi biliriz.
Misyoner örgütlerinin soytarılığı asla unutulmayacaktır!
Sömürgeci ve fitneci Avrupa halkı kandırarak birbirine düşman ettiği kişilerin kendi topraklarına yöneldiğini görünce mültecileri almamak için akla hayale gelmeyenmanevralar yaptıklarına şahit olduk. Her türlü aşağılamanın yanında insanlık onurunu zedeleyen eylem ve fillerde bulundular. En son olarak insanların dinlerini değiştirmesini istediler. Tek olan yaratıcıyı, Allah'ı inkar ederek, üçlü bir mekanizma olan Teslis inancını kabul ederek Hristiyan olmaları istendi.
Kişiliğini, benliğini ve tüm değerlerini kaybeden kişilerin bir kısmı emperyalist efendilerinin istemiş olduğu gibi din değiştirme işlemini yapanlar mülteci olarak kabul ediliyor. Sahtekar papazların gözetimine verilerek “iyi bir Hristiyan” olup olmadığına dair rapor vermeleri isteniyor. Kendi halkı “Tanrıya” veya İsa'ya inanmazken yaşadığı bölgeleri terk etmek zorunda kalan Müslümanlardan dinlerini terk etmeleri ve Hristiyanlığı tercih etmeleri isteniyor. Tam iki yüzlü ve bir soytarılık örneği sergiliyorlar.
Kiliselere giderek papazlardan para karşılığında “din değiştirdiklerine” dair alınan belgelerde artış olduğu gözlendi. Özellikle Almanya'nın başını çektiği mültecilerinHristiyanlaşma temayülü gittikçe yaygınlaşmaya başladı. Papazdan alınan bu belgeyle rahatlıkla kabul alındığını gören diğer mültecilerde ayni yolu deneyerek, çoküzücü ama maalesef inançlarını mülteci statüsü almak için satıyorlar. Avrupa bu hareketiyle kendine uyumlu vatandaş değil kendi halkı gibi maddiyata teslim olmuş yeni vahşi kapitalist sorunlu bireyler aldığını daha sonra anlayacaktır.
Evanjelik Kilisesi başta olmak üzere, Katolik, Protestan ve Aşağı Saksonyan Kiliseleri din değiştirme işlemlerinden son derece memnun olduklarını belirten açıklamalarda bulundular. Din değiştirmek isteyenlere yönelik Arapça ve Farsça el ilanları bastıran Misyoner örgütleri mültecilerin arasına gezinerek zor durumda kalan insanların zaafından yararlanarak inançlarını değiştirmeye zorluyorlar. Bu utançla birlikte aşağılık şantaj ve propaganda Batının kötü olan insan hakları karnesine yazılacaktır.
Papa'dan akıl dışı beyanatlar
Sığınmacı ve Mülteci krizi etrafında tartışmalara Katoliklerin ruhani lideri papa Françis de katıldı. Ortadoğu'dan Avrupa'ya yapılan göçün sosyal bir gerçeklik olduğu ve günümüzde yapılanın bir Arap istilası olduğunu, bu istilanın üstesinden geleceklerini dile getirdi. Adamların en tepedeki sözde din adamında bile merhamet yok. Olaya bu yönden bakınca normal halkın bencil ve merhametsiz olduğuna şaşırmamak gerekir.
Belçika'nın Batı Flandre valisi Carl Decaluw denilen kişi de halktan mültecilere yardım etmemesini, yiyecek ve su gibi malzemelerin verilmemesini istedi. Fransa,İtalya, İngiltere, Almanya ve diğer ülkelerde hemen her gün İslam ve yabancı karşıtlığı için onlarca STK ve siyasi parti örgütleri gösteri düzenliyor. Karınları tok ve sırtlarında muhkem giysilerle bir dilim ekmeğe muhtaç kişileri “istemiyoruz” diye eylem yapmaları insanlık adına büyük bir ayıptır.
Çek Cumhuriyeti, Polonya, Bulgaristan, Avusturya ve Slovakya gibi ülkeler açıkça az sayıda mülteci kabul edeceklerini ancak bu kişilerin hepsinin Hristiyanolacağını utanmadan ve sıkılmadan beyan ettiler. İtalya ve Yunanistan gibi geçiş ülkeleri daha işin başından beri ayrımcılık yaparak Hristiyanlara öncelik ve kolaylık tanıdığını daha önce de dile getirmiştik.
Bu ülkelerin kabul edeceği mülteci sayısının hepsi 150 ila 250 kişiyi geçmemesine rağmen yine de ayrılıkçı ve ırkçı davranışları ön plana çıktı. Gelen tepkiler üzerine“kültür farklılığını” öne sürdüler. Cenevre sözleşmesinde “din ve ırk ayırt edilmeksizin” yazılmasına rağmen AB ve diğer soytarılar açıkça kanunsuzluk yapmasına rağmen dünyadan bir kınama dahi gelmedi. İşte bunlar iki yüzlüdür.
Mültecilik konusunda dünya 3 maymunu oynuyor!
Biz ne kadar zulme uğrayan insan varsa hepsini kabul ettik. Şeytana tapan Yezidi, Ateşe tapan İranlı ve Kürt Mecusilerle bölgedeki değişik Hristiyan inancına mensup kişileri Müslümanlarla birlikte kabul ettik. Buna rağmen utanmadan bize laf atan terbiyesiz AB ülkeleri oldu. Sıra kendisine geldi mi kılını kıpırdatmıyor ama bize talimat vermeye kalkıyor. Ama hepsi ağzının payını aldı.
Bir başka ayrımcılık ve insanlık onurunu zedeleyici tutumda Danimarka, İsviçre, Almanya ve komşu ülkelerinden geldi. Üzerinde 4 bin 400 lira para veya değerindeki eşyalara el konuldu. Bu olanlara aslında şaşırmıyorum. Avrupalılar eski faşist ve Nazı genlerine döndüler. Onları benim gibi sizlerde gayet iyitanıyorsunuz.
Birleşmiş Milletler denilen garip ve komik olan bu kuruluş olup bitenlere ses çıkarmadığı gibi artık hiçbir yaptırım gücü da kalmadı. Konuşmalarda süslü sözlerifade edenlerin hemen hiçbiri gerçek anlamda insanlık adına hiçbir eylemde bulunmuyor. Dünya adeta 3 maymunu oynuyor. Mülteci ve sığınmacı sorunu aslında sadece AB ülkelerinin değil hepimizin sorunu olduğunu ve bir imtihanla karşı karşıya olduğumuzu unutmamalıyız.
İmkansızlıklardan dolayı din değiştirip sahte İlah ve Tanrılara tapınmaya zorlanan kardeşlerimizden tüm ümmet olarak üzüntü duymalı ne nerede yanlış yapıyoruz veya daha başka ne/neler yapabiliriz diye düşünmeliyiz. Materyalistlerin ifsat ettiği bu dünyayı ancak bizim gibi inançlı ve idealist insanlar kurtarabilir.
https//:twitter.com/aslan balci1
SON VİDEO HABER
Haber Ara