Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın etki alanı doğal olarak küresel piyasaları da sardı. Yeni haftaya yüksek tansiyonla giren piyasalarda ajanslardan düşen iki önemli gelişme öne çıktı. Bunlardan birisi Rusya Merkez Bankası'nın, 1050 baz puan artışla politika faizini yüzde 9,5'ten yüzde 20'ye çıkarması oldu. Diğeri ise Türkiye ekonomisinin 2021 yılında yüzde 11 büyüdüğü haberi…
Önce kısaca Rusya'nın ekonomi politikasına değinelim. Ukrayna'nın beklenmedik çıkışları ve dünya kamuoyundan zamanla aldığı destek karşısında Rusya'nın yalnızlaştırılması, siyasi manevralar bir tarafa, direkt ülke ekonomisine yansımaya başladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in aralarında nükleer silahların da olduğu caydırıcı güçlerin hazırlanmasına yönelik emir vermesi ve Batılı ülkelerin swift ağından Rusya'nın çıkarılmasına yönelik adımları küresel piyasalarda risk iştahının düşmesine neden oldu.
Salgın döneminde politika faizini yüzde 4,25 seviyesine kadar indiren ve aşamalı olarak yüzde 9.5 oranına yükselten Rusya Merkez Bankası'nın, 28 Şubat 2022 sabahı aldığı kararla 10.50 baz puan artışla yüzde 20'ye çıkarması şok etkisi oluşturdu. Ruble dolar karşısında tüm zamanların en düşük seviyesine gerilerken, Rus halkı bankalara yöneldi. Görülen o ki, yalnızlaştırılan Rusya, yaptırım kararları ile ekonomik bir sınavdan geçiyor. Bu sınavın savaşa dönüşmemesi için sahada olduğu gibi sürpriz gelişmelerin yaşanacağını tahmin ediyorum.
Ülkemiz ekonomisine dönersek; Türkiye ekonomisi 2021 yılındaki beklentilere paralel olarak yüzde 11'lik yıllık büyüme kaydetti. Kayıtlara bakılırsa büyümeye en yüksek katkının iç tüketim ve ihracat kalemlerinden geldiğini görüyoruz. Bu konudaki en önemli notumuz ise 2021 yılının tamamında görülen büyüme performansının son 10 yılın en yüksek büyüme performansı olduğudur. Ancak her nedense bunun keyfini neden süremediğimizi de iyi anlamak gerekiyor.
Önce kısaca verilere değinelim. 2021'in son çeyreğinde ise büyüme yüzde 9,1 olarak gerçekleşmiş. Son çeyrekte bir önceki çeyreğe göre büyüme yüzde 1,5 olmuş. 2021 yılında kişi başına GSYH cari fiyatlarla 85 bin 672 TL, ABD doları cinsinden 9 bin 539 olarak hesaplandı. 2020'de dolar cinsinden kişi başı gelir 8 bin 599 dolar olarak kaydedilmişti. 10 bin dolar sınırının aşılamaması ise bu alanda yapılacak işlerin çok olduğunu gösteriyor. 2021 yılının lokomotif büyüme kalemi şüphesiz ihracat oldu. Yıllık 250 milyar dolarlık hedef için de pazar genişliği, ürün çeşitliliği ve rekabet gücü büyük rol oynayacak. Büyümeye katkı sağlayan diğer önemli dinamik ise iç tüketim oldu. Pandemiye rağmen 9 puanlık katkıyı önemsemek gerekiyor.
Bunlara rağmen madalyonun diğer yüzüne de bakmak gerekiyor. Milli paramız TL'nin 2021'in son aylarında önlenemez değer kaybı başta enflasyon olmak üzere ekonominin diğer rakamsal dinamikleri üzerinde olumsuz sonuçlanabilecek gelişmelere neden olmuştur. 20 Aralık 2021 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın açıkladığı ve kamuoyunun desteğini alan paketle ekonomi politikalarında yeni bir patikaya geçildiğinin işaretleri alınmıştır. Yeni dönemde üretim öncelense de tüketime ve ihracata dayalı bir modelin öne çıktığını görüyoruz. Bu noktada, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'nin, Türkiye'nin büyüme performansıyla 2021'de G-20, OECD ve AB ülkeleri arasında en yüksek büyüme sağlayan ülke olduğunu belirtmesi değerli görülebilir. Ancak piyasa çevrelerinde aynı performansın devamlılığı konusunda bir beklentinin olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü 2022 ile birlikte uygulanmaya başlanan Türkiye Ekonomi Modeli hâlâ tam anlamı ile benimsenmiş değil. Nedeni ise eski alışkanlar… Ekonomi yönetiminin bu konuda daha gayretli çalışması gerekiyor. Dengeli ve istikrarlı büyümenin ana dinamikleri olan yüksek istihdam ve yatırımlar konusunda 2022 yılı çok iyi şekilde değerlendirilmelidir. Önceki yılki daralmanın ardından geçen yılın ilk yarısında başlayan hızlı büyüme trendinin keyfini sürmenin anahtarı ise üç kağıt ( faiz, döviz, borsa) ekonomisini fırsatçı taraflarıyla değil fayda taraflarıyla ekonomiye kazandırmak olmalıdır. Yoksa her fırtınada kilitlenmeye müsait bir piyasa ile tekrar çift haneli büyümeyi yakalamak hayal olur.