Dolar

32,4734

Euro

34,8374

Altın

2.450,84

Bist

9.871,34

Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan, Uluslararası Doğu Akdeniz Konferansı'nda konuştu:

'Bütün ülkeleri, uluslararası bir konferans çerçevesinde bir araya getirebilirsek, buna mesela 'Akdeniz Ekonomik İş Birliği Konferansı' diyebiliriz, bunu yapmakta başarılı olabilirsek en nihayetinde belki bölge içerisinde bir organizasyon gerçekleştirebiliriz'- 'Yunanistan'daki bazı siyasi figürler, bazı gruplar bu fırsatları kendi iç siyasi hedeflerine kullanıyorlar'- 'Üçüncü taraf müdaha

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-09-24 16:23:47

Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan, Uluslararası Doğu Akdeniz Konferansı'nda konuştu:
Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, "Bütün ülkeleri, uluslararası bir konferans çerçevesinde bir araya getirebilirsek, buna mesela 'Akdeniz Ekonomik İş Birliği Konferansı' diyebiliriz. Bunu yapmakta başarılı olabilirsek, en nihayetinde belki bölge içerisinde bir organizasyon gerçekleştirebiliriz." dedi.

Prof. Dr. Erhan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından video konferans yoluyla düzenlenen "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de Hakkaniyet ve İşbirliği Vizyonu" başlıklı "Uluslararası Doğu Akdeniz Konferansı"nda konuştu.

Erhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 75. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu açılış konuşmasında bütün Akdeniz ülkelerine iş birliği konusunda davette bulunmasının tarihi bir durum olduğuna dikkati çekti.

Doğu Akdeniz ülkelerini iş birliği hususunda bir araya getirmek için geçmişte yapılan çabaların bütün tarafları kapsamadığını belirten Erhan, "Sayın Erdoğan'ın çağrısı hem kapsayıcı hem de kapsamlı bir çağrıdır." diye konuştu.

Akdeniz'de bütün ülkeleri kapsayan uluslararası bir konferans çağrısında bulunan Erhan, "Bütün ülkeleri, uluslararası bir konferans çerçevesinde bir araya getirebilirsek, buna mesela 'Akdeniz Ekonomik İş Birliği Konferansı' diyebiliriz, bunu yapmakta başarılı olabilirsek en nihayetinde belki bölge içerisinde bir organizasyon gerçekleştirebiliriz." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Erhan, Erdoğan'ın davetini 1950'de dönemin Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman'ın bildirgesine benzeterek, şunları kaydetti:

"Baktığınız zaman Erdoğan'ın davetiyle Schuman Deklerasyonu arasında bir benzerlik olduğunu görüyorum. Eğer Akdeniz'de bulunan ülkeler, topluluklar ya da milletler, bu gerçekten çok hassas daveti okuyabilirlerse Akdeniz'de gerçekten bir ekonomik iş birliği topluluğu olabilir. Örneğin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Topluluğunda olduğu gibi."

- Yunanistan ve Türkiye arasındaki görüş farklılıkları ve sorunlar

Yunanistan ve Türkiye arasındaki görüşmeler silsilesinin tam bir başlangıç noktasında durduğunu kaydeden Erhan, 2002-2016 yıllarında iki ülke arasında 60 kadar benzeri görüşmenin yapıldığını hatırlattı.

Türkiye ve Yunanistan arasındaki görüş farklılıklarına da değinen Erhan, "Yunanistan'ın da taraf olduğu uluslararası anlaşmalara göre Ege Denizi'ndeki kara suları 6 deniz miliyle sınırlıdır. O nedenle Yunanistan'ın bu 6 mili biraz daha genişletme yolundaki tüm çabaları uluslararası hukukun ihlali anlamına gelir." değerlendirmesinde bulundu.

Erhan, kıta sahanlığı konusunun, yalnızca egemenlik haklarının ihlali açısından değil aynı zamanda hidrokarbon rezervleri açısından ya da bu bölgede deniz yatağında bulunabilecek tüm zenginlikler açısından da bir ihlal anlamına gelebileceğini belirtti.

Ege bölgesindeki adaların askerden arındırılması konusunun "çok önemli" bir konu olduğuna dikkati çeken Erhan, Yunanistan'ın şu anda adaları silahlandırdığını ve askeri teçhizat biriktirdiğini aktardı.

Prof. Dr. Erhan, "Uluslararası medyada tam bir ay önce gösterildiği üzere, hatta Yunanistan bu adalara son derece sofistike yetiştirilmiş ve teçhizatlı komandoları Türk kıyısına çok yakın bir noktada görevlendirmektedir. Bu konu uluslararası hukukun net ihlali anlamına gelmektedir." diye konuştu.

- "Yunanistan'daki bazı siyasi figürler bu fırsatları kendi iç siyasi hedeflerine kullanıyorlar"

İki ülke arasındaki 2016'ya kadar yapılan 60 tur görüşmede bir çözüm bulunamadığını hatırlatan Erhan, "Çözüm bulunamamış olması, bu görüşmelerin tekrar başlatılmamasını gerektirmez. Tam tersine, bu görüşmeleri bence tam kaldığı noktadan başlatmak zorundayız." dedi.

Erhan, iki ülke arasındaki ikili görüşmelerin ve iş birliğinin önemine vurgu yaparak, şunları kaydetti:

"Daha önceden bazı konularda iş birliği yapma imkanı bulduk. Fakat ne yazık ki Yunanistan'daki bazı siyasi figürler, bazı gruplar bu fırsatları kendi iç siyasi hedeflerine kullanıyorlar. Maalesef birkaç gün önce daha bu siyasi çevrelerin medyalarını kullanarak şahsen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırdıklarına şahit olduk. Hemen ardından anladık ki Yunan hükümetinin çok samimi ve çok ayakları yere basan bir yaklaşımı olmaz ise Yunanistan'da bu gruplar ve bu çevrelerden gelecek provokasyonlar olabilir ve biz bunu daha fazla tolere edemeyiz."

Yunan tarafı görüşmelere tekrar başlama konusunda samimiyse ve "hiçbir ön şart olmaksızın" oturup görüşmeyi kabul edecekse öncelikle Yunan halkının da bu inisiyatifi desteklediğine dair kanıt sunması gerektiğini kaydeden Erhan, "Çünkü Türkiye'de Yunanistan'a karşı böyle bir aşağılama ya da saldırı mahiyetinde bir yaklaşım görmüyoruz. Çünkü Türk halkı ve Türk hükümeti özgüvenli şekilde davranıyor. Aynı yaklaşımı Yunan tarafından da bekliyoruz." yorumunu yaptı.

- "Üçüncü taraf müdahaleleri bölgedeki sorunları çözmek için faydalı değildir"

Üçüncü tarafların Türkiye-Yunanistan arasındaki gerilime müdahale etme konusuna da değinen Erhan, "Üçüncü taraf müdahaleleri bölgedeki sorunları çözmek için faydalı değildir. Ancak ne yazık ki Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi bazı üçüncü tarafların bazı eylemlere geçtiğini görüyoruz." diye konuştu.

Konuşmasında kendisine yöneltilen "İki ülke arasındaki geleneksel ihtilaflar arasından bir çıkış yolu bulunabilir mi?" sorusu üzerine Erhan, "Sayın Erdoğan sizin sorunuza tam olarak cevap vermişti. Kendisi, tüm tarafları hiçbir ön şart olmadan bir araya gelmeye çağırıyor. Hiçbir tarihsel yük omuzlarımızda olmadan bir araya gelmeye çağırıyor." yanıtını verdi.

Erhan, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütünü örnek göstererek, "Tarihten bir ders çıkaracaksak bu bölgeyi tamamen tahrip etmiş derslerden değil daha iş birliğine dayalı, daha yapıcı tarihi inisiyatiflerden almalıyız." dedi.


Haber Ara