Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın katılımıyla Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından düzenlenen Almanya Otomotiv Dijital Sektörel Ticaret Heyeti Programı'nda konuşan Aydın, pandeminin Almanya'ya etkileri ve Alman otomotiv sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Cuma günü Almanya'da bugüne kadarki en yüksek vaka sayısı (8 binin üzeri) görüldüğünü hatırlatan Aydın, ülkede 2. dalga korkusunun ortaya çıktığını söyledi.
Almanya'da pandemi önlemlerinin eyalet sisteminden dolayı tekdüze uygulanamadığını aktaran Aydın, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in perşembe günü 16 eyalet başbakanıyla 9 saat süren bir toplantı yaptığını anımsattı.
Yeni tedbirlerin ilan edildiğini, halkın başta tuvalet kağıdı olmak üzere ürün stoklamaya başladığını anlatan Aydın, şunları kaydetti:
"Sosyal hayatta sınırlamalar var. Restoranlar belli bir saatten sonra kapatılmaya başlandı, maske zorunluluğu getirildi ve pandemi tekrar gündemin en üst sırasında... Sürekli pandemiyle ilgili tartışmalar ve görüşler var. Vaka sayısı toplamda 366 bini geçti. Ölüm sayısı da 9 bin 789 bugün itibarıyla... Bunların arasında maalesef 240 da Türk kökenli insanımız var.
Kışa girerken Almanya'da ve etraftaki ülkelerde sayılar arttı. Özellikle Çekya'da... Polonya şu ana kadar iyi gidiyordu, orada da 10 binlerin üzerine çıktı. Fransa'da 30 binin üzerinde... Biliyorsunuz, Almanya 9 ülkeyle sınır ve bu ülkelerin hemen hepsinde vaka sayıları son dönemde arttı. Tekrar bir kapanma olur korkusu var. Bunun ekonomiyi etkilemesi korkusu var. Bunları önümüzdeki günlerde daha net görebileceğiz."
- "Dünyada satılan her 5 arabadan 1'i Alman yapımı"
Ali Kemal Aydın, Almanya'nın Çin, ABD ve Japonya'nın ardından dünya otomotiv üretiminde 4'üncü sırada olduğunu belirterek, Alman otomotiv endüstrisinin 2019'da 436 milyar avroluk bir ciroya sahip olduğunu bildirdi.
Ülkenin otomotiv cirosunun ülke sanayi cirosunun yüzde 24'üne tekabül ettiğini aktaran Aydın, şöyle devam etti:
"Geçen yıl Almanya'daki otomotiv üretimi Avrupa'daki üretimin 4'te 1'i seviyesindeydi. 2019'da Almanya'da üretilen araçların yüzde 75'i de ihraç edildi. Yine 2019'da tescil edilen araba sayısı 3,6 milyon. Bu da Avrupa'daki tescil edilen arabaların yüzde 20'sine tekabül ediyor.
Almanya 43 orijinal parça üreticisi fabrikayla bu alanda çok güçlü bir sektöre sahip. Yine Almanya'da otomotiv ihracatı ülke ihracatının yüzde 13'üne karşılık geliyor. Şu anda dünyada satılan her 5 arabadan 1'i Alman yapımı. Dünyanın en büyük 100 tedarikçisinin 18'i de Alman."
Aydın, Alman otomotiv endüstrisinin Ar-Ge'ye yılda 25 milyar avronun üzerinde kaynak ayırdığını, bunun tüm Almanya'daki Ar-Ge harcamalarının 3'te 1'inin üzerinde olduğunu söyledi.
Ülkede sektörün 126 binin üzerinde Ar-Ge personeli bulunduğunu aktaran Aydın, ülkedeki patent tescillerinin yüzde 40'ının otomotiv sektöründen geldiğini kaydetti.
- "Alman otomobil endüstrisi güçlü bir lobiye sahip"
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Aydın, Almanya'nın premium (birinci sınıf) araç üretiminde dünyada "1 numara" olduğunu belirterek, dünyada bu segmentte üretilen araçların yüzde 67'sinin Alman yapımı olduğunu söyledi.
Otomotiv tedarik endüstrisinin yüzde 85'inin orta ölçekli firmalardan oluştuğunu anlatan Aydın, Almanya'daki üretimin yüzde 70'inin yerli katma değerle üretildiğini aktardı.
Almanya'da otomotiv kümelenmesinin ve ekosisteminin oturduğunu belirten Aydın, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Üniversiteler ve sanayi şirketleriyle ileri düzeyde iş birlikleri var. Almanların otomobille ilişkileri de çok eskiye dayanıyor. Şu anda Almanya'da 48 milyon kayıtlı otomobil var ve Alman otomobil endüstrisi güçlü bir lobiye de sahip. Alman Otomobil Kurumu'nun kuruluş tarihi 1903 ve şu anda 21 milyon üyesi var. Almanya'nın en güçlü otomotiv lobilerinden biri...
Almanya'nın bir özelliği de otobanlarının parasız olması... Şu anda 13 bin kilometre otoban ağına sahip. Yine 36 bin kilometre de bizdeki duble yola denk gelen eyalet yolları var. Bu altyapısıyla Almanya gerçekten önemli bir hub, otomotiv ülkesi haline gelmiş durumda."
- "Otomotiv endüstrisi Almanya'da büyük bir dönüşüm ve yapısal değişimin eşiğinde"
Ali Kemal Aydın, pandeminin Alman otomotiv endüstrisini de vurduğunu, tedarik zincirinde yaşanan aksamaların arz şokuna dönüştüğünü söyledi.
Şartların haziran ayından itibaren iyileşmesiyle bu defa talep şoku yaşandığını ifade eden Aydın, "Almanya'da ağustos-eylül aylarında düzelmeler varsa da ilk 8 ayda tescil edilen otomobil sayısında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29 azalma var. Yine siparişlerde de ilk 8 ayda yüzde 21 azalma var." diye konuştu.
Alman otomotiv üretiminin pandemi nedeniyle ilk 8 ayda üretimini yüzde 36 düşürdüğünü aktaran Aydın, yaklaşık 2 milyon adet üretim yapıldığını bildirdi.
Sektörde ocak ayında 827 bin olan istihdamın temmuz sonunda 804 bine düştüğünü belirten Aydın, şunları kaydetti:
"Otomotiv endüstrisi Almanya'da büyük bir dönüşüm ve yapısal değişimin eşiğinde. Biliyorsunuz, çevre ve karbon salınımı burada gündemin üst sıralarında. Paris İklim Sözleşmesi taahhütleri, Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakat'ı, nükleer enerji karşıtlığı, yine otomobillerin şehir merkezlerine girişlerine getirilen kısıtlamalar... Bisiklet yollarının giderek trafikte daha çok yer alması, scooter'lar yine aynı şekilde... Özellikle şehirlerde orta kesimin giderek otomobillerden, SUV'lardan soğuduğu görülüyor.
Önümüzdeki yıl federal seçimler var. Yeşiller Partisi'nin kesin olarak ikinci olacağı, belki de birinci parti olacağı yönünde spekülasyonlar var. İklim ve çevrenin Avrupa'da, Almanya'da çok tartışılan konular olduğunu aktarmak için söylüyorum."
- "Elektrik tüketiminde yüzde 60 artış olacağı konuşuluyor"
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Aydın, otomotiv endüstrisinin son yıllarda karıştığı skandallar nedeniyle kamuoyunda güven kaybı yaşadığını ifade ederek, elektrikli ve hibrit araçlara yönelik teşviklerin söz konusu olduğunu anlattı.
Almanların hidrojen yakıt pilli araçlar konusunda da yatırım yaptığını belirten Aydın, Mercedes ve BMW'nin bu alanda yatırımlarını sürdüreceklerini kaydetti.
ABD'de Kaliforniya eyaletinin, 2035'te içten yanmalı otomobilleri tescil etmeyeceğini duyurduğunu aktaran Aydın, Almanya'nın da bundan ilham almayı düşündüğünü söyledi.
Aydın, elektrikli araçlara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tüm araçların elektrikli hale gelmesiyle elektrik tüketiminde yüzde 60 artış olacağı konuşuluyor. Almanya yine son yıllarda kömür santrallerini, termal santrallerini kapattı. Nükleer santrallerini hemen hemen kapattı. Gereken elektrik ihtiyacının nereden sağlanacağı konusunda da tartışmalar var. Öte yandan, AB'nin emisyon salınımıyla ilgili 2030 hedefleri var. Burada 1990 yılına göre yüzde 55 az salınım öngörülüyor. Yine 2050'de sıfır salınım hedefi var AB'nin. Almanya bunlara da uymakla yükümlü. Bu da otomotiv sektörünü gerçekten zorluyor. 2050 sıfır salınım hedefine ulaşmak için Almanya'nın 2,3 trilyon avro yatırım yapması gerektiğinden söz ediliyor. AB'nin bu standartları, otomotiv endüstrisini daha az salınım üretecek araçlara yönlendiriyor. Bu da dizel skandalının belki bir sebebidir. Otomotiv üreticileri 'Bizi çok zorladınız' demeye getirdiler."
- "Yedek parça üreticileri riskle karşı karşıyalar"
Ali Kemal Aydın, Mercedes firmasının 2030'a kadar araçlarının yüzde 50'sini elektrikli olarak üretmeyi öngördüğünü, Volkswagen'in ise bu alanda 2025 yılına kadar 35 milyar avro yatırım yapacağını duyurduğunu bildirdi.
Elektrikli araçlara geçiş iradesinin Alman otomotiv endüstrisini ve yedek parça üreticilerini zorladığını belirten Aydın, "Yedek parça üreticileri de bir riskle karşı karşıya. Geçiş dönemindeki riski azaltmak için 500 milyon avroluk bir fon oluşturmaya çalışıyorlar. Bunlar geçiş dönemini hafif atlatmak için hazırlık yapıyorlar." şeklinde konuştu.
