Anadolu Ajansı'nın (AA) "global iletişim ortağı" olduğu, Dünya Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu ve Borsa İstanbul iş birliğiyle G20 çatısı altında düzenlenen "Uzun Vadeli Yatırımların Finansmanında İslami Sermayenin Kullanılması" konferansında konuşan Iqbal, söz konusu konferansı gerçekleştiren taraflardan biri olmaktan dolayı duyduğu memnuniyetini dile getirdi.
Iqbal, konferansın G20 gündemine de uzun vadeli yatırım finansmanı anlamında katkıda bulunacağını belirterek İslami finans alternatifinin altını çizeceğini söyledi.
Küresel anlamda, yoksulluğu azaltmak ve refahı artırmak için altyapı finansmanına ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Iqbal, şunları kaydetti:
"Özellikle 2008 küresel krizinden sonra yatırım finansmanına hem gelişmiş hem de gelişen ülkelerde ihtiyaç var çünkü artık daha kısıtlayıcı bir yasal düzenleme ortamının içinde yaşıyoruz. Finansal sistemde bir kaldıraç kaldırma, yani bilanço düzeltme gayretinin sürekli olduğu, işimizin daha zor olduğu bir ortamdayız. Dolayısıyla G20 ile uluslararası camia alternatif yollara bakmaya başladı ve altyapı ihtiyaçları nedeniyle yeni finansman arayışı içine girdi."
Iqbal, Dünya Bankası'nın öngörülerine göre global nüfusun 8,3 milyar kişiyi aşacağını aktararak, "Kentlerde yaşayan insanların oranı ise 2013'te bulunduğu yüzde 53 seviyelerinden, 2018'e gelindiğinde yüzde 60'a yükselecek. Bu da giderek kentlerde altyapı ihtiyacının artacağı anlamına geliyor" diye konuştu.
- "Sukukta büyük bir potansiyel var"
Zamir Iqbal, gelişmekte olan ülkelerde altyapı ihtiyacının, gelişmiş ülkelere nazaran daha fazla olduğunu vurgulayarak, 2013-2020 yıllarına ilişkin öngörülere göre, gelişmekte olan piyasalarda altyapı yatırım ihtiyacının 14-16 trilyon dolar arasında olacağını aktardı.
Uzun vadeli yatırım finansmanı konusunun Dünya Bankası ve G20'nin uzun zamandır gündeminde olduğunu dile getiren Iqbal, Türkiye'nin G20 Dönem Başkanlığı sırasında gündemin biraz daha ivme kazandığını belirtti.
Iqbal, küresel krizden bu yana ülkelerdeki yatırımların zora girdiğine ve krediye ulaşmakta zorluk çekildiğine işaret ederek şunları söyledi:
"Finansal piyasalara baktığınızda daha katı kredi koşullarının olduğunu görüyoruz ve özelikle 2008 krizinden sonra uzun vadeli yatırım finansmanı araçları daha çok ilgi çeker oldu. İslami finans da bu araçlardan biri. Burada boşluğu doldurmak için büyük bir potansiyel var. İslami finans endüstrisinin yıllık büyümesi son 10 yılda yüzde 15'in üzerinde oldu. Toplam İslami finans varlık miktarı 2 trilyon doları geçti. Sukuk piyasası geçen yıl yaklaşık 116 milyar dolar düzeyine ulaştı. Sukukta büyük bir potansiyel var ve çok daha fazla kullanılabilir."
- "Konvansiyonel ve İslami finansman için adil bir ortam olmalı"
Türkiye'nin, G20 Dönem Başkanlığı'nda İslami finansmanı ana akım G20 tartışmalarına taşıma çabalarının altının çizilmesi gerektiğini belirten Iqbal, "İslami finansın ulusal ve uluslararası piyasada nasıl geliştirileceğine yönelik artık bir yol haritasından bahsediliyor" ifadesini kullandı.
Iqbal, sukuk piyasasının daha fazla derinleşebilmesi için gerekli altyapının olması gerektiğini vurgulayarak konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sukuk piyasasındaki borcun öz sermayeye oranının iyileştirilmesi gerek. Alınıp satılabilir sukuk ve kamu borç stratejileri konuları da ele alınmalı. Malezya ve Türkiye burada birer örnek. Merkez Bankaları burada önemli bir rol oynayabilir ve İslami bankacılığın rolü daha da artabilecektir. Likidite böylece daha iyi yönetilebilir. Bu yapılabilirse sistem daha iyi işler olacaktır. Sistemin aynı zamanda adil bir sahada gerçekleştirilmesi gerek. Özellikle konvansiyonel ve İslami finansman için adil bir ortam olmalı"
