Dolar

32,4074

Euro

34,5664

Altın

2.381,02

Bist

10.045,74

Yargıtay Başkanı Cirit: 'Toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz'

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, 'Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı Anayasanın yargı mensuplarına bir lütfu değil, halkın güvenine layık olunarak kazanılacak bir konumdur. Bu güven yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının en önemli teminatıdır. Toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz' dedi.

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-03-06 11:26:00

Yargıtay Başkanı Cirit: 'Toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz'
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, "Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı Anayasanın yargı mensuplarına bir lütfu değil, halkın güvenine layık olunarak kazanılacak bir konumdur. Bu güven yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının en önemli teminatıdır. Toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz" dedi.

TAIEX Fikri ve Sınai Mülkiyet Suçları Çalıştayı, Antalya'da kent merkezindeki bir otelde başladı. Çalıştaya, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Almanya Münih Bölge Mahkemesi Hakimi Oliver Schön, Belçika El Koyma ve Müsadere Merkezi Ofisi Müdürü Jean- Mİchel Vereist, Macaristan'dan Somogy Bölgesi Başsavcı Vekili Mr Tamas Jaworovski, Danirmaka'dan Patent ve Ticari Marka Ofisi Danışmanı Mr Kenneth Wright, hakim ve savcılar katıldı.

Çalıştayın açılışında konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, İdlib'de şehit düşen Mehmetçiklere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi. Bu coğrafyada yaşamanın bedelleri bir faturası olduğunu dile getiren Cirit, "Biz şu anda dünyanın en çok yardım eden ülkesiyiz. Kanada'daki bir sivil toplum kuruluşu İstanbul'u dünyanın iyilik başkenti olarak ilan etti" dedi.

Her türlü sosyal faaliyette olduğu gibi fikir ve sanat eserleriyle ticaret hayatının ancak hukuki güvenlik ortamında gelişebileceğinin altını çizen Cirit, "Avrupa'da ve dünyada olduğu gibi ülkemizde de genel olarak hukuk sisteminin, ekonomik ve sosyal ilişkilerin gerisinden gitmesinden dolayı yaşanan hukuki belirsizlikler, insanların refah ve mutluluğu konusunda az veya çok engeller oluşturur ve rekabet ortamını bozar. Bu riskin en aza indirilmesi konusunda gerekli tedbirleri almak gerekir. Dolayısıyla fikir ve sanat eserlerine ilişkin gelişmelerin daha yakından izlenmesine olanak sağlayacak olan bu çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçen Yargıtay 19. Ceza Dairesi üyesi Erdoğan İshakoğlu'na sağladıkları katkılardan dolayı Avrupa Birliği yetkililerine teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi.

"İnsan hakları sürekli değişiyor ve gelişiyor"

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, günümüzde toplumların gelişmişlik düzeylerinin ekonomik ve siyasi bakımdan elde ettikleri başarıdan çok, insan haklarına duydukları saygı ile ölçüldüğünü bildirdi. İnsan hakları alanının sürekli değişen ve gelişen bir niteliğe sahip olduğuna değinen Cirit, "Bu bakış açısıyla sorun ele alındığında insan hakları alanında sıfır ihlal olması, gerçekleştirilecek bir amaç değil sürekli ve yoğun çaba ile ulaşılmak istenen bir ideal olarak nitelendirilebilir. Yargıtayımız 151. yılını kutladı. 2015 yılında İnsan Hakları Komisyonu kurduk, ceza ve hukuk alanında kendisine münhasır olarak bir sürü çalışmalar yaptık. Mülkiyet ve fikri mülkiyet gibi. Özel hukuk alanına ilişkin çok önemli çalışmalar yapıldı. Paneller düzenledik. Hukukun tüm ülkede eşit şekilde uygulanması gibi bir işlevi olan Yargıtay'ın fikir ve sanat eserleri hukukunu uygulamasındaki başarısı yargının AB müktesebatını üstlenebilme kapasitesine önemli katkılar sağlayacağı açıktır. Bizi bu konuda esas çalışmaya iten insan haklarına duyduğumuz saygı evrensel ölçülerin korunması ve geliştirilmesine duyduğumuz samimi inançtır" diye konuştu.

"Klasik hukuk bilgisiyle bu alana ilişkin problemlere çözüm üretilemez"

Fikri mülkiyet haklarının, hukukun diğer alanlarından farklı, kendine özgü niteliklere sahip olduğunu kaydeden Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, "Fikri mülkiyetin özellikleri dikkate alınmaksızın klasik hukuk bilgisiyle, bu alana ilişkin problemlere çözüm üretilemez. Dolayısıyla konuyla ilgili profosyonellerin kendilerini sürekli geliştirmeleri ve yenilemeleri gerekir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önceleri ağırlıklı olarak ifade özgürlüğü, işkence yasağı gibi daha çok ceza hukuku alanında içtihatlar üretirken, son zamanlarda özel hukuk kişileri arasındaki uyuşmazlıklarla ilgili olarak da çok sayıda karar üretmektedir. Hepimizin bu değişimin farkında olması gerekir. Fikri mülkiyetin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1. Protokolü uyarınca 'mülkiyet hakkı' kapsamında korunması gerektiğini belirten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki bazı terim ve kavramları, iç hukuktaki anlam, terim ve tanılardan farklı şekilde yorumlanmasına olanak tanıyan otonom kavramlar doktrinini esas alan yorumlarını ve açılımlarını da bu konuda çalışan hukukçular iyi takip etmelidir. Mahkeme çeşitli kararlarında mülkiyet hakkını iç hukuktaki anlam ve içeriğinden farklı şekilde değerlendirmektedir. Mülkiyet hakkı otonom bir kavram olarak kabul edilmektedir" diye konuştu.

İnsan varlığının en somut ifadesinin düşünce ve sanat eserleri olduğunu kaydeden Cirit, uygarlıkların değeri, miras bıraktıkları bilim sanat ve kültür eserleriyle ölçüldüğünü belirtti.

"Korsan cennetinde yenilikçi eserler gelişemez"

Gelecek nesillere iyi bir medeniyet mirası bırakılmak isteniyorsa, yenilikçi düşünce ve sanat eserleri üretilmesinin teşvik edilmesi gerektiğini altını çizen Cirit, "Yasanın ve cezaların yetersiz olması veya uygulamadaki başarısızlıklar nedeniyle 'korsan cenneti' olan bir ortamda, yenilikçi düşünce ve sanat eserleri arzulandığı ölçüde gelişemez. Kişisel bir hak olarak görülen fikir ve sanat eserlerinin kamu gücüyle korunmasının nedeni, insanlığın gelişimine ilişkin kamusal yarardır. Çağdaş toplumlarda, fikir ve sanat eserleri kişilere ait olduğu haklar kadar, aynı zamanda insanlığın ortak değerleri arasında kabul edilmektedir" ifadelerini kullandı.

Ekonomi - yargı ilişkisi

İyi işleyen etkin bir adalet sisteminin ekonomide öngörülebilirliğin artması ve yatırın ortamının daha uygun hale gelmesinde son derece önemli olduğunun altını çizen Cirit, "Adalet sistemi ülke ekonomisi de dahil olmak üzere toplumun her kesimini doğrudan ilgilendirmektedir. Bu nedenle yargı sistemine ilişkin sorunlar toplumun her kesimini meşru ilgi alanı içindedir. Tüm adalet aktörlerinin ve karar vericilerin bu gerçeğin farkında olması gerekir" dedi. Cirit, adli kalitenin yükseltilmesi için, 'etik, şeffaflık ve topluma hesap verilebilirlik' kavramları üzerinde daha çok çalışılması gerektiğini bildirdi.

Yargıya güven

Yargıtay Başkanı Cirit konuşmasına şöyle devam etti:

"Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı Anayasanın yargı mensuplarına bir lütfu değil, halkın güvenine layık olunarak kazanılacak bir konumdur. Bu güven yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının en önemli en önemli teminatıdır. Toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde,yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz. İnsan haklarının korunması, yüksek mesleki ve kişisel yeteneklere sahip,yargı mensuplarının varlığına bağlıdır. Bu nedenle yargı etiği ilkeleri ile insan haklarının korunması ve hukuki güvenliğin sağlanması arasında çok sıkı bağ vardır."

"İyi hukukçu yetiştirmeliyiz"

Cirit, kaliteli bir hukuk sistemi için iyi uygulamacılara ihtiyaç duyulacağının unutulmaması gerektiğinin altını çizerek, "İyi hukukçular yetiştiremezsek ve onları geliştiremezsek, hangi sistemi getirirsek getirelim başarılı sonuçlar elde edemeyeceğimizin farkında olmalıyız" diye konuştu.

Haber Ara