İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmada, tutuklu sanık Ramazan Argunşah savunmasında, sivil kontenjandan Kara Harp Okulu'na girdiğini, 15 Temmuz'da kendisine Hasdal'a gidilecek takviye grupta olduğu ve Binbaşı Hamza Mermer'in, orduevini güvenliğe alacaklarını söylediğini belirtti.
Sanık Argunşah, araçtan indiklerinde 1 el silah sesi duyduklarını ve TRT radyo binasına girdiklerini, bir saat binayı dolaştığını, binbaşı Mermer'in bu sırada personelle konuştuğunu, personelin gittiğini, 3 kişi nöbetçinin ise gitmek istemediğini ifade ederek, 'Oradan ayrılan polis memurlarına eşlik ettim. Daha sonra binaya girdim. Dışarı çıkıp insanları taradığım iddiası var. Teslim olana kadar çıkmadım. Bu suçlamayı kabul etmiyorum. Dışarıdan binaya ateş edildi. Ateş edilmesi yoğunlaşınca Yüzbaşı Duran Keskin, yardım istedi." diye konuştu.
İddianamedeki müşteki ifadelerini ve odadaki askerlere silah verilmesi iddialarını reddeden sanık Argunşah, güvenlik görevlileriyle birlikte silahlarını kasaya koyduğunu, öldürmekle tehdit ettiği iddialarının bulunduğunu, bu iddiaların asılsız olduğunu, terör tehdidiyle orada bulunduklarını, orada bulunan kişilere söylediğini aktardı.
Sanık Argunşah, "Kilitli olmayan kapıları tekmeleyerek açtığımı, kamu kurum ve kuruluşlarını ele geçirdiğimizi söylemişim. Hiçbir müşteki iddiasını kabul etmiyorum. Müşteki Kıvanç Balcan, TRT çalışanlarına silah doğrulttuğumu söylemiş. Hiçbir canlıya silah doğrultmadım. Silahı çapraz tutuşta taşıdım. Bu bir tehdit değil, taşıma vaziyetidir. İddialar tamamen iftiradır. Binbaşı Hamza'nın üzerinde ele geçirilen notlarda darbeyi daha önceden bildiğimiz var. Ben onun notlarını nasıl bilebilirim." dedi.
Duruşmada söz verilen müştekilerden Tarık Solak, olay gecesinde terör olayları nedeniyle sokağa çıktıklarını, kalabalık topluluk halinde Taksim'e doğru giderken polisin TRT'nin önünde askerlerin halka ateş açtığını belirterek, kendilerini uyardığını anlatarak, 'Polise biz vatan için geldik, öleceksek ölelim dedik. Önde 4 kişi bayrak taşıyordu. Bir el silah sesi duyuldu, insanlar geri çekildi. Ben de geriye doğru gitmeyin diye bağırdım. 3 kurşunla yaralandım. Koşarak uzaklaştım, polis memurları hep aramızdaydı. Halkımız polislere, 'siz önde durmayın, direk polisleri hedef alıyorlar' dedi. Şehit Fahrettin Yavuz yakın arkadaşımdır, onunla birlikteydim ben. Burada halkı görmedik, beyanlarının hepsi yalandır." dedi.
Kasıtlı olarak havaya ateş edilmediğini, sanıkların anlatımlarındaki peçeli insanlar tabirlerinin yalan olduğunu dile getiren müşteki Solak, "Bunlar sivil halkı, Türk bayrağını gördükleri halde ateş açmışlardır. Türk bayrağına ateş açmışlardır. Bilerek yaptılar, silahları bırakın teslim olun denildi, sabaha kadar çatıştılar. Beni bu duruma düşürenlerden şikayetçiyim." diye konuştu.
Müşteki Eray Can, açılan ateş sonucunda yaralandığını ve müşteki Osman Yılmaz, Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı önünde vurulan bir kişiye yardım ederken kafasından yaralandığını belirterek, sanıklardan şikayetçi oldular.
Bir diğer müşteki Bilal Aydın da,cami önünde toplandıklarını, öndeki yüzbaşının yere doğru 10-15 el ateş ettiğini, bu sebeple diz kapaklarından yaralandığını ifade ederek, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
Duruşma, yarına ertelendi.
