Dolar

32,4212

Euro

34,7537

Altın

2.428,63

Bist

10.082,77

Slovakya ve Çek Cumhuriyeti'nin, Müslüman göçmen istememesine tepki

Slovakya ve Çek Cumhuriyeti'nin, Müslüman göçmen istememesine tepki

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-08-24 19:43:35

Slovakya ve Çek Cumhuriyeti'nin, Müslüman göçmen istememesine tepki
Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) Genel Sekreteri Veysel Başar, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti'nin, şu veya bu sebeple ülkelerinden ayrılan mültecileri, dinlerine ve ırklarına göre ayrıma tabi tuttuğunu, son dönemde örnekleri sıkça görülen bu tutumun, Batılı devletlerin mülteci sorununa yaklaşırken din ve ırk ayrımı yaptığını açıkça gösterdiğini savundu.

Başar, son dönemde Avrupa'nın mültecilere yaklaşımını ortaya koyan gelişmelere ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti'nin, Suriye'de savaştan kaçan ve sadece Hristiyan olan göçmenleri kabul edeceklerini, ülkeye kabul edecekleri göçmenleri dini kriterlere göre belirleyeceklerini açıkladığını belirtti.

Slovakya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Ivan Metik'in, eleştiriler üzerine yaptığı açıklamada, ülkelerinde cami olmadığını, bu nedenle Müslümanların ülkeye entegrasyonun zorlaşacağını ve amaçlarının toplumsal uyumu sağlamak olduğunu, söz konusu 100 mültecinin 50'sinin 2016'da, diğer 50'sinin ise 2017'de kabul edileceği söylediğini ifade eden Başar, Çek Cumhuriyeti'nin ise Suriye'den gelecek 70 mülteciyi kabul edeceğini ve bunların yardıma muhtaç Hristiyan ailelerin çocuklarından oluşacağını duyurduğunu aktardı.

"Slovakya ve Çek Cumhuriyeti, şu veya bu sebeple ülkelerinden ayrılan mültecileri, dinlerine ve ırklarına göre ayrıma tabi tutuyor. Son dönemde örneklerini sıkça gördüğümüz bu tutum, Batılı devletlerin mülteci sorununa yaklaşırken din ve ırk ayrımı yaptığını açıkça gösteriyor" ifadelerine yer veren Başar, şunları kaydetti:

"Batılı ülkeler, kabul edecekleri mültecileri misyoner dernekler ve diaspora aracılığıyla belirliyor. Örneğin Kanada, Türkiye'deki Ermeni diasporası aracılığıyla Suriye'den gelen Ermenileri belirleyip onları mülteci olarak kabul ediyor. Böylece hem din hem de ırk ayrımı yapılmış oluyor. Oysa 1951 Cenevre Mülteci Sözleşmesi'ne göre, 'taraf devletler, mültecilere ırk, din veya geldikleri ülke bakımından ayrımcılık uygulayamazlar'. Ayrıca 'mültecilere, dini vecibelerini yerine getirme hürriyeti ve çocuklarının dini eğitim hürriyeti bakımından, en az vatandaşlara uyguladıkları muamele kadar uygun muamele uygulamakla yükümlüdürler'. Bu tutum, Avrupalı devletlerin taraf oldukları uluslararası bir sözleşmeyi açıkça ihlal anlamına gelmiyor mu? Hangi uluslararası hukuk, hangi evrensel insan hakları ilkesi, hangi Avrupa kriteri ya da hangi ahlak kuralı, 'evlerini, geçmişlerini, yaşamlarını sığdırdıkları birkaç bavulla birlikte kendilerine sığınmayı başarabilmiş bu insanları' dinlerine ve ırklarına göre sınıflandırma hakkı veriyor?

Slovakya'nın Müslüman mülteciler için ülkelerinde cami olmadığı yönündeki beyanına ne demeli? Gerçekten de Slovakya'da, Müslüman turistlerin ibadet ihtiyaçlarını karşılaması için bile cami yok mudur? Peki çoğunluğu Katolik olan Slovakya'da, kabul etmeyi düşündükleri Hristiyan Suriyelilerin kendi mezheplerine göre ibadet edecekleri bir kiliseleri var mıdır? Çek Cumhuriyeti'nin ise değil Müslümanları, Hristiyan aileleri bile kabul etmeyeceğini, yalnızca anne babasız Hristiyan çocukları alacağını duyurması ise sözün bittiği yer değil midir? Ülkeleri küresel sömürgecilerin 'savaş, işgal, terör, askeri darbe, iç karışıklık, ekonomik kriz' gibi, doğrudan ve dolaylı saldırılarına maruz kalan Müslümanlara yapılan bu ayrımcılığın adı 'İslam düşmanlığı' değilse nedir? Toplumları olumsuz yönde provoke eden bu tip yaklaşımlarla, Avrupa'da Müslümanlara karşı derinleştirilen nefret dalgası beslenmeye mi çalışılmaktadır?"

Haber Ara