Müezzinoğlu, inşaatı devam eden Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü'ne gerçekleştirdiği ziyaretin ardından, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı İsmet Yılmaz ile görüşecek. CHP'nin de eleştirileri olmuştu. Başbakan Davutoğlu, MHP ve CHP'ye bakanlık götürebileceğini iletti. Atmosferi nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Müezzinoğlu, Türkiye'de "sistem sorunu" olduğunu belirtti. Sistemin hiç beklenmedik zamanlarda tıkandığını ifade eden Müezzinoğlu, sistem tıkanıklığını 1970 yılından bu yana kendisinin bizzat yaşadığını söyledi. Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"(Sistem tıkandı, darbe yapalım), 'sistem tıkandı, müdahale edelim', 'sistem tıkandı, şu olsun, bu olsun', 'sistem tıkandı tanklar yürüsün, post modern darbe olsun', 'sistem tıkandı, parti kapatalım', 'sistem tıkandı, cumhurbaşkanı müdahale etsin'... Arkadaşlar, bedelini millet ödüyor.
Cumhuriyet'in kuruluş felsefesine baktığımızda Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir' der. Milletin egemenliğine sistemi teslim etmediğimiz sürece, biz bu sorunları yaşayacağız. Zaman zaman diyorum, bu ülke demokrasi adına üçüncü sınıf bir tiyatroyu seyrediyor. 1970'li yıllarda, o günlerde 5 bin gencimizi kaybetti bu ülke. Niye? Sistem, millet iradesiyle güçlü bir şekilde çalışamadığı için. Millet iradesinden desteği almayan, darbeyi yaptı ama ertesi gün bütün sorunlar çözüldü. Böyle bir milli irade sistemi olabilir mi? Sonra, 80'li yıllarda milli irade şekillenmek istendi, orada millet bir fırsat buldu ve rahmetli Özal'a tek başına iktidar verdi. Öyle bir süreç işletildi ki rahmetli Özal 'başkanlık' diye konuştuğu zaman 'Vay, kendisini başkan yapmak istiyor' diye yıpratıldı."
Müezzinoğlu, "Türkiye'nin büyümesinden, gelişmesinden ve milletin hayallerinin, umutlarının gerçekleşmesinden rahatsız olan bir yapı var. Türkiye, bu yapıyı aşmadığı sürece, sıkıntıları zaman zaman nefes alacak, zaman zaman da birileri yine fırsat buldukça milletin ümüğünü sıkacak. Bence sorun sistem sorunudur" dedi.
CHP ve MHP'ye yönelik tartışmalara ilişkin de Müezzinoğlu "Bunlar hiç bitmez. Üçüncü sınıf bir tiyatro" değerlendirmesinde bulundu.
- "Millet başkanını seçmiş olsaydı..."
Daha önce yaptığı "Başkanlık sistemi olsaydı, kaos olmazdı" şeklindeki açıklamasına ilişkin "Sayın Erdoğan Başkan olsaydı ve AK Parti tek başına iktidar olabilseydi, her gün şehit cenazesi haberi almayacak mıydık" sorusu yöneltilen Müezzinoğlu, "Bunu şehit cenazesi ile bağlantılamak, art niyetli bir düşünce" yanıtını verdi.
Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"70'li yıllarda 5 bin gencimiz öldü. Bu ölen gençler içinde, aynı ailenin çocukları bile karşı saflarda oluşturuldu. Aynı silah, sabah faşist denilen genci, öbürü de komünist denilen genci vurdu. İkisi de aynı silah çıktı. O zaman ne denildi? Ben hatırlıyorum, rahmetli Ecevit başbaşkan idi. O gün 30-35 ölüm vardı ve Ecevit'e 'Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı Sayın Demirel ile görüşme ihtiyacı duymaz mısınız? Ülke, kan gölüne döndü' dendi. Rahmetli Ecevit'in cevabı, 'Savaş gerekçesi dışında Sayın Demirel ile görüşmem' olmuştu. Halbuki, savaş düşmanla yapılıyor. Her gün kendi evlatlarımız ölüyor. Sistem, onları bir araya getirmedi, sonra biri geldi darbeyi yaptı. Ertesi gün de kan durdu.
Şimdi, Türkiye'yi o noktalara yeniden taşımak isteyen zihniyetler, bunu terörle bağlantılı, Recep Tayyip Erdoğan ile bağlantılı yapmak.... Recep Tayyip Erdoğan fani ama millet devam edecek. Cumhuriyet, 92. yaşını doldurmuş. 'Cumhuriyet, ilelebet yaşayacak' diyoruz. 'Milletimiz, ilelebet var olacak' diyoruz. Milletin umutları, hayalleri, dünya ile yarışı var. Bu yarışta, milli iradeyi merkeze alıyor muyuz, almıyor muyuz? Mesele bu ama tırnak içi isimlere dayadığımızda orada milleti çatıştıran bir noktaya ve tiyatro oyunu sergilemeye geçiyoruz.
Millet, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanını seçiyor, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanını seçiyor. Başkanını da seçsin. Beş yıl sonra da hesabı ona sorsun. Seçimler olalı 2,5 ay oldu ama millet 'Ne olacak' diye merak ediyor. Halbuki 10 Ağustos 2014'te millet başkanını seçmiş olsaydı, bugün Türkiye bunların hiçbirini konuşmayacaktı."
-"Ben, üç dönem kuralının devam etmesinden yanayım"
Bir başka gazetecinin, "AK Parti'deki üç dönem kuralı kalkabilir mi? Sizin bir değerlendirmeniz var mı?" sorusu üzerine komisyonların çalışacağını belirten Müezzinoğlu, "Ben, üç dönem kuralının devam etmesinden yanayım. Partilerin, kendi kendilerini yenilemeleri açısından doğru olduğuna inanıyorum" diye konuştu.
Müezzinoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Ama sistem bu olduğu zaman karşımıza şöyle bir sorun çıkıyor, şu andaki Meclis, Meclis görevi yapmadan seçimlerin tekrarına gidiyoruz. 1 Kasım'da seçim yapıldığında, 6 ay ya da bir sene sonra yeniden seçim konuşursak, bu dönemlerle ilgili belki yıl düzenlemesi gerekebilir. Onu, komisyon çalışacaktır.
Biz, dört yılda üç tane seçim yapabiliriz, bu sistem devam ederse. Dört yılda üç seçim yaptığın zaman üç dönemler, bu sefer 4 yılda üç dönemi tamamlamış olan gruplar çıkar ki bu siyaseten çok doğru olmaz."
- "Güvenlik sorunu nedeniyle istifa eden yok"
Müezzinoğlu, "Terör olayları nedeniyle Doğu ve Güneydoğu'da sağlık personelinin kalmak istemediği ve bazı acil servis istasyonlarının kapandığına" yönelik bazı basın yayın kuruluşlarında yer alan haberlerin sorulması üzerine de son 15 günde Doğu ve Güneydoğu'da Hakkari hariç bütün illere kendisi dahil olmak üzere üst yönetim olarak ziyaret gerçekleştirdiklerini ve buralardaki çalışmaları değerlendirdiklerini söyledi.
Bu bölgelerde çalışanların taleplerini aldıklarını ifade eden Müezzinoğlu, "Sağlık çalışanlarımızın çok fedakar, öz güvenli ve moral açısından da motive bir şekilde çalıştıklarına şahit olduk. Tüm arkadaşlara, meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum. Biz de her zaman onların yanında olacağız" dedi.
Personel ihtiyacı ve fiziki mekan gibi talepleri değerlendirdiklerini dile getiren Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Bunları hızla değerlendiriyor ve hızla karşılamaya gayret ediyoruz. Yer yer bazı bölgeler var ki tabi ki 112 istasyonunun güvenlik açısından orada hizmet vermesi sorun olduğunda, onların bir kısmını ki sayıları çok kısıtlı, kapatıyoruz veya tedbir olsun diye daha güvenli olan merkezlere çekiyoruz. Şu anda bizim burada 'güvenlik sorunu nedeniyle ben istifa ettim' diye söyleyeceğim bir rakam yok. Dolayısıyla, belki bir iki özel nedenleri dolayısıyla istisna istifa varsa bile, o da bizim açımızdan çok anlamlı bir sorun gibi görmüyoruz."
