Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen Küresel Göç ve Kalkınma Forumu'nun 8. Zirve Toplantısı, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda başladı.
Toplantıda konuşan Packer, tüm sivil toplum kuruluşları adına Ankara'daki terör saldırısı nedeniyle Türk halkına ve devletine başsağlığı mesajlarını iletti.
"Sivil Toplum Günleri" isimli bir rapor sunan Packer, çalışma için yaklaşık 100 uluslararası kurum, kuruluş ve devlet temsilcisinin bir araya geldiğini söyledi.
Packer, göç konusunda "biz" ve "onlar" şeklindeki klişe yaklaşımı reddettiklerini anlatarak, "Başarılı politikaların 2 ana unsuru, değerler ve kanıtlardır. Küresel Göç ve Kalkınma Forumu'nun 2030 sürdürülebilir kalkınma hedefleri, hepimizi cesaretlendiriyor. Bu evrensel açıdan insan haklarına saygı duyulmasını da sağlayacaktır" diye konuştu.
Göçmen politikaları ve uygulamalarının hem temel hem de gerçek dünyayı yansıtması gerektiğini belirten Packer, insan haklarının bir seçenek değil, zorunluluk olduğunu aktardı.
Kuruluş olarak sivil toplum kuruluşlarının göçmenlere ilişkin özellikle kriz içerisindeki ülkeler bağlamında çalıştıklarına vurgu yapan Packer, "Sadece kriz içerisindeki ülkeler bağlamında değil, sivil toplumlar, aynı zamanda kriz içindeki göçmenlere de bakmak zorunda. Vakit geçirmeden, öncelikle sıkıntılı ve geçiş içindeki göçmenlere güvenli, düzenli ve sorumlu göçü sağlayacak nitelikler oluşturmamız gerekiyor. Devletler olarak, bireysel olarak bu konuda kendi sınırları içerisinde, özellikle de insan haklarını korumalarını istiyoruz, çaba göstermelerini diliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
- "Yeni bir seçenek olması gerekiyor"
Gelecek yıl itibarıyla uluslararası politikalar bağlamında hedeflerin takibinin devam edeceğini söyleyen Packer, uluslararası anlaşmalar bağlamında evden çalışanlara gerekli olan korumaların sağlanması gerektiğini dile getirdi. Özel şirketlerin artık bu alanda reform ve politika değişikliklerine gittiklerine dikkati çeken Packer, değişikliğin şu an için sadece kağıt üzerinde olduğunu ancak bu durumun bile bir ilerleme göstergesi olduğunu belirtti.
Packer, şöyle devam etti:
"Bu göçmen işçileri de kapsamaktadır. Büyük bir şaşkınlık içinde bakıyoruz. Yüzbinlerce vatandaş, günlük gelen göçmenleri kabul ediyor. Akdeniz'den, Pasifik'ten, Hint Okyanusu'ndan ve Ortadoğu'dan gelenlere sivil toplumlar yani vatandaşlar, göçmen ve mültecilerle dayanışma içerisinde. Diğer tarafta ise göçmenlerin insan hakları konusunda çok faydalanmadıklarını görüyoruz. Birçok insan neredeyse 'Bizim hayatımızı tehdit ediyorlar' gibi bir mantalite içinde. Popülist siyasetçilerin ve medyanın da yapmış olduğu şey, gerçekten çok çirkin ve rahatsız edici. Gerçekten yeni bir seçenek olması gerekiyor, karşımızda. Artık daha fazla bu tür problemleri ve bencilliği kabul edemeyiz."
- "İnsanlığımızı hatırlamamız gerekiyor"
Bölgesel, ulusal ve global bir dayanışma içerisinde bulunulması gerektiğine işaret eden Packer, herkesin iş birliği içinde bulunarak sorumluluk alması gerektiğini vurguladı.
Packer, "Artık biz de 'uzun vade içerisinde devletlerle iş birliği içerisinde olacağız. Devletlerde bu bağlamda daha fazla eylem içerisinde bulunmak zorunda' diyecek bir vaziyete gelmemiz gerekiyor. İnsanlığımızı hatırlamamız gerekiyor. Bunu hatırladığımız zaman doğru seçenek ve cevaplara erişeceğiz. Artık şu noktadayız: Doğru tarafta mıyız, doğru yöne mi gidiyoruz?" şeklinde konuştu.
